Birinci sınıfların Ruhsal Bağlılık dersi boştu. Profesör Yiqo önemli bir toplantıya gittiği için bugün ki ders iptal edilmişti. Sınavlar yaklaştığı için birinci sınıflar, bu boş zamanı çalışmak için değerlendirmeye karar verdiler. Bu yüzden çoğu birinci sınıf, antrenman alanına çalışmaya gitti.
Pam, Ester ve Artemis soyunma odasında üzerlerini değiştiriyorlardı. Üzerlerini değiştirdikten sonra soyunma odasından çıktılar ve Wetherby ile Theo'yu beklemeye başladılar. Çok geçmeden onlar da gelince bölümlere doğru ilerlediler. Çoğu birinci sınıf savunma sanatlarında zorlanıyordu ve bu yüzden çoğu bu bölümdeydi. Ester bir kenara oturup Tom'dan aldığı ders notlarını okurken Pam, Artemis, Theo, Wetherby ve diğer birinci sınıflar bu bölümde çalışmaya başladılar. Bazıları bireysel olarak çalışıyordu bazıları ise eşli. Theo ve Pam birbiriyle çalışırken Artemis ve Wetherby de birbiriyle çalışıyordu. Theo ve Pam neredeyse aynı düzey de oldukları için bu çalışmadan ikisi de verim alıyordu ama bu durum Wetherby ve Artemis için pek geçerli değildi. Artemis'in düzeyi Wetherby'den birkaç tık daha iyi olduğu için Artemis, bu çalışmadan pek verim alamıyordu. Verim alan taraf sadece Wetherby idi. Yarım saat boyunca böyle çalıştılar. Artemis ısınınca Pam'e seslendi.
- Hey, Pam! Hadi beraber çalışalım.
Pam onu onayladı.
- Olur.
Ve böylece eşlerini değiştirdiler. Fakat değiştirmeden önce Pam, Ester'in yanına gitti ve suyunu eline alarak içmeye başladı. Suyunu içtikten sonra ise Ester'e döndü ve:
- Buraya oturmaya mı geldin sen? Biraz çalışsana, dedi.
Ardından suyunu yere attı. Ester hızla ona cevap verdi.
- Çalışmadığımı kim söyledi? Sadece fiziksel olarak çalışmıyorum.
Pam olumsuz anlamda kafasını salladı ve Artemis'in yanına gitti. Sonra ikisi çalışmaya başladılar. İkisi de aynı düzeydeydi. Bu yüzden ikisi de bu çalışmadan epey verim alıyorlardı. Onlar çalışmaya başlayalı on dakika olmuştu ki bir erkeğin sesiyle durdular.
- Hey, birinci sınıflar! Çabuk burayı terk edin!
Birinci sınıflar anlamsızca birbirlerine baktılar. O sıra az önce bağıran kişinin arkasında duran kız bağırdı.
- Kime diyoruz biz!
Bunlar ikinci sınıflardı ve belli ki çalışmaya gelmişlerdi. Nereden baksan yirmi kişi falanlardı. Birinci sınıflar kendilerine geldiklerinde hızla toplandılar ve ikinci sınıfların karşısına geçtiler. O sıra birinci sınıflardan Michael öne çıktı ve:
- Neden burayı terk edecekmişiz, dedi.
İkinci sınıflar buna gülerken az önce bağıran ve önde olan kumral erkek, öne doğru bir adım attı ve kollarını göğsünün altında bağladı. Sonra da konuştu.
- Çünkü biz çalışacağız ve hepimize yetecek yer yok. Bu yüzden sizler çömez olarak buradan gidiyorsunuz.
Sonra hep beraber bir daha güldüler. Birinci sınıflar buna sinirlenirken Theo, öne doğru çıktı ve konuştu.
- Burada hepimize yetecek kadar alan var. Yani beraber çalışabiliriz.
İkinci sınıflar buna güldüler. O sıra aralarından bir kız alayla karışık bir şekilde konuştu.
- Görmüyor musun? Hepimiz için yeterli alan yok, tatlı çocuk.
Kız bariz bir şekilde gözünü Theo'ya dikmişti. Theo bunu anlayınca tek kaşını kaldırarak kıza baktı. Kız ise Theo'ya doğru yürümeye başladı. O yürürken Theo, küçük adımlarla geri gidiyordu. Kız tam Theo'nun karşısına geçip elini onun omzuna doğru uzatmıştı ki birden durdu. Daha doğrusu durmak zorunda kaldı. Çünkü onu engelleyen bir şey vardı. Bu şey duvar gibi bir şeydi ve gözle görünmüyordu. Bu yüzden kız, Theo'nun yanına geçemiyordu. Herkes boş boş kıza bakarken onun karşısına gözleri mor olmuş Ester geçti. Kız, onun Theo ile arasına girmesine bozulurken ufak bir aydınlanma yaşadı ve konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş ve Ay
FantasyBüyülerin, elementlerin ve kılıçların havada uçuştuğu fantastik bir dünya sizi bekliyor. Normal olmayan ikizlerin kendileriyle ve dış dünyayla çatışmasını okumaya hazır olun. Neredeyse her hikayede olduğu gibi bu hikayede de iyi-kötü çatışması var...