Pam yatakta yüz üstü yatmış uyuyordu. Fakat bu uyku, tam olarak bir uyku değildi; çünkü bilinci açıktı. Başı ağrıyordu ama yine de yatakta bir sağa bir sola dönüyordu. Yaklaşık on beş dakika boyunca bunu yaptı. Bunu yapmasındaki amaç uyuyabilmek ve baş ağrısını unutabilmekti. Ne yazık ki bu girişimlerinde başarılı olamadı. Yatakta, başını tutarak, yavaşça doğruldu ve duvardaki saate baktı. Saat beşti. Pam yavaşça ayağa kalktı ve cama doğru gitti. Sonra da dışarıya bakmaya başladı. Hava daha aydınlanmamıştı. Etraf oldukça sessiz ve ıssızdı. Pam gökyüzüne bakarken dün geceyi hatırlamaya çalıştı. En son Max ve Ester ile içki içtiğini hatırlıyordu. Ondan sonrası yoktu ama hafızasında kesik kesik bazı görüntüler vardı. Bu görüntüleri anlamanın Ester'den geçtiğini anlaması çok uzun sürmedi. Pam yavaşça Ester'e döndü ve ona baktı. Fakat bu bakınma çok uzun sürmedi ve Pam, önüne geri dönerek dışarıya bakmaya devam etti. Biraz öylece dışarıyı seyrettikten sonra camın yanından ayrıldı ve dolabına doğru gitti. Bu hâlde derslere giremezdi. Ayılması lazımdı. Bu yüzden biraz koşmaya karar verdi ama ondan önce kendine kahve yapacaktı. Yatağının yanında bulunan komodinin en arkalarına koyduğu kahveyi sessizce çıkardı ve matarasının içine birkaç kaşık attı. Sonra komodinin üzerindeki sürahiden içine su koydu ve uzun bir kaşıkla karıştırdı. Sonra da mataranın etrafına ellerini koyarak kendi ateşiyle suyu ısıttı ve hemen koklayarak birkaç yudum aldı. Sonra da hemen dolabına doğru ilerledi ve matarasını kenara koyup dolaptan eşofman takımını çıkarttı. Ardından hızlıca üzerini değişti ve matarasını alarak odadan çıktı. Etrafta kimsecikler yoktu. Normal olan da buydu. Kim sabahın beşinde ayakta olurdu ki! Pam ses yapmamaya dikkat ederek dışarı çıktı ve kendini koşu pistine attı.
Yaklaşık iki saat boyunca normal bir tempoda koştu. Doğa anayla birlikte öğrenciler de uyanmaya başlayınca içeri girdi. Oldukça terlemişti; bu yüzden kıyafetlerini hızla çıkardı, içindeki kahveyi bitirmiş olduğu matarasını kenara koydu ve banyoya girdi. Ilık suda güzel bir banyo yaptıktan sonra oldukça rahatlamıştı ve ayılmak için yaptığı tüm bu çaba başarıyla sonuçlanmış, onu bir bomba gibi yapmıştı.
Pam formasını giyerken Artemis uyandı ve esneyerek konuştu.
- Günaydın.
Pam ona gülümsedi ve:
- Günaydın, dedi.
Artemis yavaşça yataktan çıktı ve biraz gerindi. Ardından yatağında mışıl mışıl uyuyan Ester'e baktı. Sonra da saate... Saat yedi buçuğa geliyordu. Biraz daha gerindikten sonra banyoya gitti ve elini yüzünü yıkadı. Ardından yüzünü kurulayarak banyodan çıktı ve Pam'e döndü.
- Ester'i uyandırsak mı? Saat daha erken ama...
Artemis sözüne devam etmedi. O, elindeki havluyu yatağına atarken Pam, oturduğu yatağından kalktı ve konuşarak Ester'e ilerledi.
- Boş ver uyandıralım.
Sonra da Ester'i dürtmeye başladı. Ester homurdandı ve Pam'e sırtını döndü. Lâkin Pam pes etmedi ve yatağın diğer tarafına dolanarak tekrardan Ester'i dürtmeye başladı. Ester tekrar Pam'e sırtını döndü ama bu sefer bağırmıştı.
- Defol Pam!
Pam yatağa tutunarak ayağa kalktı ve söylenmeye başladı.
- İyilik yapanda kabahat! Hanımefendi sırf kahvaltıya geç kalmasın diye onu uyandıralım, onun yaptığına bak. İnsanlık ölmüş be!
Ester duyduklarıyla hemen yerinde doğruldu ve Pam'e döndü. Sonra da bağırmaya başladı.
- İnsanlık ölmüş mü?! Ben seni var ya gebertirim! Dün gece seni taşıyacağım diye canım çıktı! Ayrıca senin yüzünden Colin ve Ulric denilen şahıslarla uğraşmak zorunda kaldım. Seni kurbağaya çevirmeyen ne olsun!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş ve Ay
FantasyBüyülerin, elementlerin ve kılıçların havada uçuştuğu fantastik bir dünya sizi bekliyor. Normal olmayan ikizlerin kendileriyle ve dış dünyayla çatışmasını okumaya hazır olun. Neredeyse her hikayede olduğu gibi bu hikayede de iyi-kötü çatışması var...