Ester yavaşça gözlerini araladı. Etrafı bulanık görüyordu ama her yerin beyaz olduğunu anlamıştı. Sadece yanı başında bir karaltı vardı. Ayrıca bu koku... Bu kokuyu gayet iyi biliyordu. Ester'in görüşü düzelirken yanındaki karaltının Şifacı Conroy olduğunu anlaması uzun sürmedi.
- Yine mi revir?..
Ester'in hafif çatallı çıkan sesiyle Şifacı Conroy, hemen Ester'e döndü ve aynı hızla konuşmaya başladı.
- Sonunda uyandın! Bir an hiç uyanmayacaksın sandım.
Ester gözlerini devirdi. Ardından, bu sefer normal çıkan sesiyle, tekrar konuştu.
- Dejavu.
Şifacı Conroy güldü ve Ester'i kontrol etmeye başladı. Bunu yaparken konuşmayı ihmal etmedi.
- Bu sefer farklı. Nereden baksan beş gündür uyuyorsun.
Ester'in gözleri şaşkınlıkla irileşti ve hemen yerinde doğruldu. Şifacı Conroy, Ester'in kafasını yüzüne yememek için hemen geri çekildi. O sıra Ester'in gözleri pencereyi buldu. Dışarısı karanlıktı. Hemen gün hesaplaması yapmaya başladı. Hesaplamayı bitirdikten sonra hızla Şifacı Conroy'a döndü ve:
- Kocaman bir okul haftası bitti mi yani, dedi.
Şifacı Conroy gülerek ona cevap verdi. Konuşurken onu kontrol etmeye tekrardan başladı.
- Evet, yarın hafta sonu yani tatil.
- Vay canına! Enerjimin bu kadar çok tükeneceğini sanmamıştım.
Şifacı Conroy hemen Ester'in karnını açtı.
- Gerçi orada kılımı bile kıpırdatamamamdan belliydi.
Şifacı Conroy, Ester'in karnını kapattı ve konuştu.
- Yaptığın iksir çok başarılı. Karnına müdahale bile etmedik. Sadece ufak bir merhem sürdük.
Ester ukalâ bir şekilde gülümsedi ve:
- Ne diyebilirim ki! Benim gibi mükemmel birinden mükemmel bir iksir beklenirdi, dedi.
Sonra da geriye yaslandı. Şifacı Conroy yapmacık bir şekilde gülümserken hızla ona karşılık verdi.
- Egonu tatmin etmeyi acilen bırakman lazım.
Ester de onun gibi yapmacık bir şekilde gülümsedi. Ardından konuştu.
- Seni hiç mi hiç sevmiyorum!
- Ne tesadüf (!). Ben de seni hiç mi hiç sevmiyorum.
- Bunu diyince şu an sanki seni biraz sevmeye başladım gibi.
- Korkmalı mıyım?
İkisi de güldü. Daha sonra Şifacı Conroy konuşmaya devam etti.
- Sen uyurken herkes seni ziyarete geldi. Hatta profesörler ve Müdür Schayben bile.
- Çok sevenim (!) var desene.
- Madem bugün konuşasın var, anlat bakalım. Okulun en iyi öğrencileriyle arkadaş olmayı ve en iyi savaşçılarını peşine takmayı nasıl başardın? Hayır, güzelsin falan ama karakterin berbat.
- Sağ ol ya! Ayrıca "-lar" eki de nereden geldi? Tamam, neredeyse okuldaki bütün erkekler bana asılmış olabilir ama peşime düşen, ki o da tam olarak peşime düşmedi, sadece Ulric var.
- Emin misin? Çünkü Jack sürekli seni soruyor ve sürekli ziyaretine geliyor. Onu buradan zor dışarı çıkarıyoruz.
Ester büyük bir iç çekti ve yatağa yattı. Ardından bıkkın bir şekilde konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş ve Ay
FantasyBüyülerin, elementlerin ve kılıçların havada uçuştuğu fantastik bir dünya sizi bekliyor. Normal olmayan ikizlerin kendileriyle ve dış dünyayla çatışmasını okumaya hazır olun. Neredeyse her hikayede olduğu gibi bu hikayede de iyi-kötü çatışması var...