30.Bölüm

1.2K 61 66
                                    

Merhaba, sevgili okuyucularım! Uzun bir bölümle daha sizlerleyim. Uzun derken gerçekten uzun bir bölümden bahsediyorum. Tamı tamına on altı bin kelimelik bir bölümden. Yeni bir rekora imza atmış bulunmaktayım. Umarım bu uzun bölüm sizleri biraz (!) fazla bekletişimi karşılar. Bu arada yeni kapak nasıl olmuş? Kapağı @hakverdirem13 adlı okuyucum yaptı. Bu yüzden bir süre bunu kullanacağım kesin. Fakat size soruyorum: Bu mu daha iyi yoksa eskisi mi? Sizin görüşlerinize göre değiştireceğim ya da değiştirmeyeceğim. Sizleri daha fazla tutmama gerek yok. İyi okumalar.

Sevgilerle, D.E.

***

Geceyi sağlam bir partide geçiren öğrencilerin bazıları vücutlarındaki maddeleri (Özellikle de tılsımlı iksiri.) pek atamamışlardı ki sersem sersem öğle yemeklerini yiyorlardı. Bu iksir içerdiği otlar, hayvan uzuvları ve sakinleştirici büyü yüzünden insanı çok garip yapıyordu. Önce çok enerji dolu, sonra ise üzerinden hayvan sürüsü geçmiş gibi... Bu süreçte de zihin bulanıklaşıyordu. Bir diğer tabiriyle zihin sakinleşiyordu; tıpkı uykuya dalar gibi. İksirin kullanımı yasaktı ve cezası vardı ama yakalanmadan kullanan çok kişi ve bunun satışını yapan çok büyücü vardı. Dün gece ki partide de bol miktar da tılsımlı iksir etrafta dolaşmıştı. Çoğu öğrenci de bunu kullanmıştı. Neyse ki sadece bazıları hâlâ iksirin etkisini atlatamamıştı. Sayı ne kadar çok ise yakalanma riski o kadar fazlaydı çünkü.

Çoğu öğrenci öğle yemeğini kahvaltı niyetine yiyordu. Buna ikizler ve onların arkadaşları da dâhildi ve bu fasıl oldukça sessiz geçiyordu. Bu sessizliğin sebebi ise öfke dolu Ester'di. Dün gece Wetherby'nin yaptığı aptallık yüzünden sinir küpüne dönüşmüş ve öfkesi hâlâ dinmemişti. Kimse onun patlamaması için gereksiz sohbete girmiyordu. Özellikle de Wetherby... Zaten o, Ester'e en uzak yere oturmuş ve çaktırmamaya çalışarak onun büyük bir ciddiyet ve sessizlikle yemeğini yemesini izliyordu. Tabii bunu yaparken kendi yemeğini yemeyi ihmâl etmiyordu. Bu sebeple sessiz geçen öğle yemeğini, bölen kişi Rita oldu. Molly'nin yanındaki Theo'yu yana kaydırarak oraya oturdu ve oturur oturmaz da konuşmaya başladı.

- Benim sevgili kuzenim, bil bakalım kimler bugün su altına seyahat ediyor?

Molly istemsizce gözlerini büyülttü ve büyük bir heyecanla konuştu.

- İzin almış olamazsın!

Rita onun dediğine keyifle güldü ve:

- Aldım. Benim gibi güzel ve yetenekli büyücüyü reddedemediler, diyerek saçlarını eliyle geriye savurdu.

Diğerleri onun bu davranışına bıyık altından gülerken Rita hızla konuşarak onlara baktı.

- Siz de gelmek ister misiniz? Şu anlık sadece Molly ve ben varız. Tabii bir de rehberlerimiz konsey yardımcısıyla bir toprak kontrolcü var.

Sırayla ona olumsuz yanıt verdiler. Bunun üzerine Rita, Molly'ye dönerek:

- Saat ikide giriş kapısında olursun, dedi.

Molly'nin onu kafasını sallayarak onaylamasıyla ayağa kalktı, oradan uzaklaştı. O sıra Pam:

- Ne yapacaksınız bugün, diye sordu.

Kendisi akşam için Profesör Lizet ve Profesör Moderato tarafından alı koyulmuştu; bu yüzden tüm gün onlarla olacaktı.

- Annemin yanına gideceğim ben, diyen Artemis ile bakışlar ona döndü.

Artemis de dâhil olmak üzere çekingen bakışlar Tom'u bulurken o, kafasını önündeki tepsiye gömmüştü. Ortamı fark eden Wetherby:

- Biz gezeceğiz, diyerek Theo'yla kendisini gösterdi.

Güneş ve AyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin