30. Bölüm -SON-

4.4K 222 79
                                    

''Kim bir gecede Bakara Sûresinin son iki ayetini (Amenerrasûlü) okursa, bu ona yeterlidir.''

Hz. Muhammed (s.a.v)*

______________ _ _ _


Hafta sonunu hep birlikte ailesinde geçiren Rumeysa, pazarı pazartesiye bağlayan gece, saat on iki buçukta kendi yatağında susadığı için uyandı. Yan tarafta uyuyan kocasına döndü, sevgiyle gülümsedi. Besmele çekti, uyandırmamaya çalışarak sessizce yataktan indi. Kalın geceliğinin üzerine hırkasını giydi. Odadan koridora çıktı. Yandaki banyonun ışığı açıktı, kaşları çatıldı. Annesi normalde kendi banyosunu kullanırdı. Önüne vardığı kapıyı tıklattı, bir şeyler düşme sesleri geldiğinde ise endişeyle seslendi.

''Anne, iyi misin?''

''B-Ben iyiyim kızım, hadi git yat sen-''

Rumeysa'nın içi rahatlamadı, büyüğüne saygısızlık yaparak içeri gireceğini söylemeden kapıyı açtı. Gördüğü manzarayla olduğu yerde donup kaldı. Yerler hep kandı, kovalardaki kumaş dolu sudan dökülmüş olmalıydı. Annesinin yün pijamasında bile-

''Allah'ım! Anne! Sen iyi misin?! Allah aşkına, anne!''

''Bağırma kızım, yavrum, bağırma. Korkma, bir şey yok. Korkma.''

''Anne, Allah aşkına, lütfen ya-!''

Fadime, için için korkuyla ağlamaya başlayan gelinini rahatlatmak için sevgiyle seslendi.

''Korkma güzel gelinim. Yıldır böyle, yaşımın gereği tabii. Korkma, çok normal.''

''Anne! Bunca zaman sakladığın acın bu muydu?! Anne, böyle bir şeyi bizden nasıl saklarsın?!''

Gerçek manada kızgın olan kadın, zorlukla yutkundu. Gözyaşları durmaksızın akıyordu, kalbindeki yoğun korkuya rağmen net tonda emir verdi.

''Üze-rini gi-yin, an-ne. Ba-bamı arıyo-rum ve aci-le gi-diyoruz.''

Konuşurken aşırı zorlanmıştı. Eli ayağı boşalmış haldeydi.

''Yapma kızım, eyleme. Beni oralarda rezil etme.''

''Devlet hastanesinin aciline değil, özel hastaneye gideceğiz, anne. Lütfen üstünü giyin, yalvarıyorum sana, lütfen. Burayı geldiğimizde temizleriz, lütfen.''

Nasıl böyle düzgün cümleler kurmayı başardığını bilmiyordu. Kalbi hızlanmıştı, yüreği çok fena yanıyordu. Annesinin bu hastalığı-

''Allah'ım sen hayret,'' diye, tek nefeste yakardı. ''Allah'ım sen hayret.''

Bu nasıl büyük bir acıydı böyle? Hayatında ilk kez, sevdiği birini ölümle kaybetme korkusu yaşıyordu. Duvardan destek alarak çıktı, kapıyı kapattı. Yatak odası eşiğinde korkmuş sevdasını gördü. Zorlukla ardı ardına yutkundu. Kocası öyle edepliydi ki, aşırı telaşına rağmen uygunsuz olur diye yanlarına varmamıştı.

Dedesinin ölümünü tatmış terzi, masum bir çocuk gibi sevdasına bakıyordu. Kahverengileri rahatlatılmak, tatlı dille sorun olmadığını duymak istiyordu ama karısı bunu yapamadı.

''Ba-bamı arayalım. Özel aciline gidelim. Annemin kadınsal rahatsızlığı var. Lüt-fen, Mehmed'im. Ben çok kötüyüm, lütfen sen  güçlü ol. Yalvarırım sen güçlü ol.''

Bu sefer hüngür hüngür ağlamaya başladı. Ne yapacağını, ne edeceğini bilmiyordu. Annesi- Annesi-

''Lütfen, Mehmed'im... Lütfen...''

RumeysaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin