"Sen ve Stark."
"Sen ve Captain."Tony şaşkınlıkla Coulson'a bakıyordu. "Ben ve Rogers? Ciddi misin? Adam benden nefret ediyor ve sen benim onla gizli göreve mi gitmemi istiyorsun? Bu bir tür şaka değil mi? Kamera nerede?"
Phil gözlerini devirerek Tony'e baktı "Şaka değil. Fury bu görev için sizleri seçti. Daha fazlası yok. Şimdi söylenmeyi bırak ve hazırlan yoksa sana elektrik verip süper dadı gibi paspasta yuvarlanmanı izlerim." Coulson gözlüğünü takıp laboratuvardan çıktı. Tony sadece izleyebilmişti.
"Stark ve ben öyle mi? Hayır, hayır. Adam benden nefret ediyor. Sanki hayatını mahvetmişim gibi davranıyor. Nasıl iyi bir çift olabiliriz?"
Natasha artık sızlanmalarını dinlemekten bıkmıştı. Steve yarım saattir volta atıyor ve söyleniyordu. Yakaladığı en küçük duraksamada "Bitti mi? Sızlanmanı bitirdiysen göreve hazırlanmaya başla, fosil. Ve tam da şuan aldığım habere göre Tony seni laboratuvarda bekliyor."
Siktir dedi Steve içinden. Korkunç bir ay olacak.
***
"Beni görmek istemişsin." Tony duyduğu ses ile arkasına döndü. Steve kapının eşiğine yaslanmış duruyordu. Coulson, seni hasta orospu çocuğu. Üzerinde siyah bir tişört ve koyu bir kot vardı. Sarı saçları geriye doğru taranmış, onun aksine gözlerinin altında morluklar yoktu.
Tony, Steve'i çağırmadığını söyleyemezdi. Zaten düzelmeyen aralarını açmak en son isteyebileceği şeydi. "Evet ben senin kostümünde birkaç yenilik planlıyordum. Bir fikrin var mı?"
"Bilmiyorum, tamirci olan sensin."
"Evet, haklısın. Sanırım."Küçük bir sessizlik sonrası ikisi de aynı anda "Şu görevle ilgili-" Garip bir andı cidden. İkisi de gülüyordu. "Devam et." dedi Tony ve yanındaki masaya oturdu.
"Biliyorsun Nick bizi aynı göreve atadı ve yarın yola çıkmamız gerek."
"Evet, biliyorum."
"Sence ben- yani biz başarabilecek miyiz?"
"Kendine inanman gerek, Cap. Yani bize." diyip gülümseyerek masadan indi."Yarın görüşürüz o zaman."
"Belki de bu gece kim bilir?" küçük duraksamalar sıkça oluyordu. "Yani- sonuçta Florida'ya gidiyoruz. Erken çıkmamız gerekebilir." Steve başını sallayarak onayladı "Haklısın."Natasha kapının aralığından onları izliyordu. Hayatımın en iyi kararını verdim. İkisi de bana teşekkür edecek. Çaktırmadan kapıdan çekildi ve merdivene çıkıp gitti. Görev için umudu vardı artık. Belki de Nick bizim göremediğimiz bir şeyi görmüştür.
Tony de aynı şeyleri düşünüyordu ama aradaki buzları eritmek baştan beri amacıydı. Steve kostümünde ne kadar yenilik istemese de Tony çoktan ona yeni bir kostüm* yapmıştı. Bu gece biraz da olsun uyumak için yatağına gitti ve gözlerini kapadı.
***
"Kalk bakalım, ihtiyar." Steve gözüne giren gün ışığıyla uyandı. Gözlerini ovuşturarak yatakta doğruldu "Neden daha erken uyandırmadın?"
Tony üstsüz yatan adamı inceledi. Yeni doğan güneşin ışıkları vücudunda ve altın saçlarında mekik dokuyordu.
Yatağın köşesine oturdu "Bilmem. Çok huzurlu görünüyordun." ellerini birbirine vurup ayağa kalktı. "Ama şimdi konuşma zamanı değil. 10 dakikaya aşağıda ol arabayı sen kullanacaksın." diyip anahtarları yakalaması için fırlattı ve odadan çıktı.
Steve yataktan fırladı ve eline geçen tişört ve pantolonu giydi. Saçlarını tarayıp dişlerini de fırçaladıktan sonra koşarak aşağıya indi. Tony arabaya yaslanmış onu bekliyordu. Beyaz bir tişörtün üzerine kırmızı oduncu gömleği giymişti. Altında ise koyu renkli bir kot pantolon vardı. Saçları biraz dağınık ve dalgalıydı. Sabah güneşinde harika görünüyor diye düşündü Steve.
"Hey!" Tony elini sallıyordu. "Benimle misin?" Steve bir an gerçek dünyadan kopmuş düşüncelere dalmıştı. "Evet be-benim gözlerim dalmış." diyip arabanın kilidini açtı. "O güzel gözlerine dikkat etsen iyi olur, Rogers." Tony cümlesini bitirir bitirmez kapıyı açtı ve arabayı bindi. Steve iç çekerek diğer tarafa doğru yol aldı. "Uzun bir yolculuk olacak."
***
*
Tabiki en güzel suit bu
Neyseee yeni hikaye bakalım nasıl gidecek bu arada dikkat edin Endgame spoilerı yemeyin
(düzenlendi)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
moondust | stony
Fanfiction«they love eachother, they just have some stuff to work out.»