kisses

1.5K 90 45
                                    

Tony aralık kapıyı ayağıyla itip içeri girdi. Elindeki tepsiyi kenara bıraktıktan sonra yorgana sarılmış sevgilisine baktı. Sensiz ne yapardım bilmiyorum. Duvarı boydan boya kaplayan cama ulaştı ve perdeleri araladı.

“Kalk bakalım, uykucu!” Steve ellerini gözlerine kapatıp “Biraz daha uyuyamaz mıyım? Biliyorsun hastaneden yeni çıktım.” mırıldanarak kafasını yastığa gömdü. “Biliyorum, tatlım. Biliyorum ama bir şeyler yemen gerek.” tepsiyi bıraktığı yere döndü “Harika bir aşçı olduğum söylenemez ama senin için yaptım.”

Sevgilisini doğrulmasına yardım edip sırtını yastıkla destekledi. Tepsiyi kucağına aldı ve sevgilisinin karşısına oturdu. “Biliyorsun ellerimi kullanabiliyorum.”
“Sabahları çok huysuz oluyorsun, ihtiyar.” Steve kaşlarını çattı “Ama uyandığımda yanımda değildin. Kesin yorganı öptüm.” Esmer adam güldü ve çatalla peynir alıp Steve'e uzattı. “Hayır o kesinlikle bendim.”

“Kendimi çocuk gibi hissediyorum.” Tony durmadan Steve'e bir şeyler yedirmeye çalışıyordu “Ben zorlamazsam kendine dikkat etmeyeceksin. Kaslarını korumak mı istiyorsun yoksa? Merak etme ben seni göbeğinle de severim.” Sarışın adam güldü “Sana tapıyorum.” Tony öpücük için eğildi.

“Yemek işi bittiğine göre kalori yakabiliriz. Biliyor musun öpüşmek çok kalori kaybettiriyormuş.” Tony kendini işaret etti “Bana şişman mı demek istiyorsun?”
“Hayır! Demek istediğim-” Tony kafasını salladı “Ne demek istediğini anladım ama hayır.”

Steve dudaklarını büzdü “Ama neden? Kendimi iyi hissediyorum hem bundan önce de laboratuvardan çıkmıyordun. Çok uzun zaman oldu.” Esmer, sevgilisinin elini tuttu “Biliyorum, sevgilim ama senin de dediğin gibi hastaneden yeni çıktın.” Steve kucağındaki tepsiyi kenara koydu “Hadi ama! Sadece birlikte uzanırız belki de birkaç öpücük.”

Tony gözlerini devirdi “'Sadece uzanırız'larını biliyorum ben senin ve hiç öyle kalmıyorlar. O yüzden ısrar etmeyi bırak.” Steve kollarını bağladı “Sanırım beni artık sevmiyorsun.” Esmer adam duyduklarıyla sinir küpüne dönmüştü ama Steve'e belli etmemeye çalıştı “Steve. Seni ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun. Her şeyden çok seviyorum. Sen benim yuvamsın. Sensiz birkaç dakika bile bana eziyet gibi geliyor. Lütfen sana olan sevgimi sorgulama. Lütfen.”
“Özür dilerim.” sarışın gözlerini kaçırdı.

Tony elini sevgilisinin çenesine koyarak ona bakmasını sağladı “Sana söz veriyorum. İyileştiğin zaman” derince bir nefes aldı “sanırım buna çok pişman olacağım. İyileştiğinde istediğin kadar burada kalıp her istediğini yapabiliriz.” Steve gülümsedi “Kesinlikle pişman olacaksın.”
“Seni azgın, ihtiyar.” eğilip alnına bir öpücük kondurdu.

“Hey, Cap! Bugün nasılsın? Bana kardeş yaptınız mı?” Clint her zamanki alaycı tonuyla konuşup kahve dolu demliği ağzına boşaltıyordu. “Kalp krizinden ölmeden önce kahve içmeyi bırakmalısın, oğlum. Baban senin için endişeleniyor.” Tony Clint'in yanına gidip omzuna hafifçe vurdu “Ve sana kardeş yapmış olsaydık emin ol haberin olurdu.” göz kırpıp kahvesini doldurdu.

“Tony, o daha çok küçük. Beynini böyle kirletmene izin veremem.” dedi Natasha sandviçin son lokmasını ağzına atarken. Bruce gülerek onları izliyor, Thor ise gözlerini Bruce'dan ayırmıyordu.

“Üşüdün mü, Steve? Sana battaniye getirmemi ister misin?” Steve ofladı “Doksan küsur yaşındayım. Bebekliği çoktan atlattım bence.”
“Hâlâ benim koca bebeğimsin.”
“Tanrım! Daha yeni yemek yedim kusup hepsinin boşa gitmesini istemiyorum.”

“Seriyi bitireceğimizi söylemiştim değil mi? Bugün son filmi izlemek ister misin?” Steve heyecanla kafasını salladı ve sevgilisinin yanına sokuldu. “Filmi açıp geliyorum.”

Tony filmi başlattı ve kanepeye oturdu. Bacaklarının üzerine yastık koyup Steve'in yatması için yastığa vurdu. O ikonikleşmiş başlangıç geçene kadar sarışın adam hazırlanıp kafasını sevgilisinin bacaklarına koydu ve Tony'nin saçlarıyla oynamasına izin verdi.

“Ölecekler mi?”
“Bilmiyorum. Son film sonuçta.” Tüm oyuncaklar el ele tutuşup ateşe doğru sürüklendikleri sahnede esmer olan hıçkırıkları duyabiliyordu “Tatlım? İyi misin?” Steve yanıt vermeyip filmi izlemeye devam etti. Kurtulduklarında Steve'in derin bir nefes verdiğini hissedebiliyordu. Yüzünde ufak bir gülümseme oluştu.

“Filmi beğendin mi?” Steve mavileri Tony'e çevirdi “Harikaydı. Ama dürüst olmak gerekirse üzüldüm.” Tony saçlarıyla oynamaya devam ediyordu “En azından mutlular ama değil mi?” Steve hafifçe kafasını salladı.

Tony sevgilisinin kalkmasına yardım etti “Her şey yolunda değil mi?” elini Steve'in yarasına koydu “Canın yanıyor mu?”
“Hayır. Hayır yanmıyor.” küçük bir gülümseme bahşetti ve ayağa kalktı. Odalarının girişinde yaptığı ani bir hareket yüzünden acıyla inledi “Yavaş ol! İyi misin? Gel, gel bana tutun.”

Yatağa sağ salim ulaştıklarında Steve'in uzanmasına yardım etti ve yavaşca tişörtünü kaldırdı. “Şükürler olsun ki görünürde bir şey yok. Yarın doktora gitmek ister misin?”
“Hayır Tony, iyiyim. Cidden.” Tony rahatsız bir şekilde gülümsedi. Eğilip yaraya hafifçe bir öpücük kondurdu. Steve güldü “Eminim şimdi daha iyi olacağım.”

Kolunu yana açtı “Gel yanıma. Yorgunluktan harap düşene kadar seni öpmek istiyorum.” Tony sevgilisinin kollarına gidip uzandı. Dediği gibi de oldu. Uykuya dalana kadar öptü ve kokusunu ciğerlerine doldurdu.

moondust | stonyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin