i love you

1.7K 109 16
                                    

Nat ve Clint sabaha karşı eve geldiler. “Sence yatağı kırmışlar mıdır?” Natasha güldü ve Clint'in omzuna vurdu “Kulenin sağlam olduğuna şükredelim.” İki arkadaş gülmekten kırılıyordu.

“Sizi duyabiliyorum.” Steve kısık sesle yanıt verdi. “Neredesin? Yoksa öldüm ve gaipten sesler mi duyuyorum?” Clint etrafını incelemeye başladı. “Koltuktayız. Sesini biraz alçalt. Tony uyuyor.”

Nat koltuğa yanaşıp Steve'in göğsünde uyuyan Tony'e baktı. “Aaaa sizi şapşallar.” Clint'i dürttü “Koltuğu kırmış olabilirler.” ikili yine gülmekten konuşamaz hâldeydi. “Dua edin Tony uyuyor.” biraz duraksadı ve sordu “Thor ve Bruce nerede? Ben Bruce seninle gitti sanıyordum.” Natasha'ya baktı ve cevap bekledi. “Biz- sen de biliyordun birbirimiz için yaratılmadık. Bitirdik.”
“Özür dilerim. Bilmiyordum.”

Natasha sesli bir şekilde esnedi “Ben yatmaya gidiyorum. Clint bunlara göz kulak ol. Göçük altında kalmak istemeyiz.” Gülerek salonu terk etti. “Burada kalıp kuleyi yıkmanızı önlemek isterdim fakat yatağım beni bekliyor. Size iyi sevişmeler.” Steve gözlerini devirdi sevgilisi sıkıca sardı.

Tony mırıldanarak uyandı “Steve?”
“Günaydın, tatlım. İyi uyudun mu?” esmer adam elleri üzerinde doğrulup sevgilisinin dudaklarını öptü. “Hem de nasıl.” kafasını Steve'in boynuna gömüp kokusunu içine çekti. Köprücük kemiğine öpücük kondurup mırıldandı.

“Senden egzersiz için söz aldığımı hatırlıyorum.”
“Ben hatırlamıyorum.” Steve gülümsedi “Tamam belki sen uykuluyken söylemiş olabilirim ama bu söz verdiğin gerçeğini değiştirmez.” Tony kaşlarını çatıp bir çocuk gibi söylendi “Bugün böyle kalalım. Lütfen.”

Steve derin bir nefes verdi “Tony, bunu senin iyiliğin için istiyorum. Her an tehlike içindeyiz ve zırhın her zaman yanında olamaz. Lütfen beni üzme.” Esmer adam hayır diyemezdi asla. Kafasını kaldırıp sevgilisinin yüzünü öpücüklere boğdu. “Tamam ama uzun zaman oldu. Çok zorlamak yok.”
“Zorlamayacağım. Merak etme.”

Tony Steve'in üzerinden kalkıp kıyafetlerini düzeltti. Elini saçlarına atıp karıştırdı “Aslında formda kalabileceğimiz ve bazı kasları güçlendirebilecek bir aktivite daha biliyorum. Odama gelmen gerek.” Steve elini başının altına aldı ve gülümsedi “Tony”
“Tamam, tamam. Sadece bir öneriydi.”

“Birkaç dakikaya geliyorum, Tiny.”
“Bana öyle dememeni söylemiştim!”
“Ama sen benim Tiny'msin.” Tony pes edip kafasını iki yana salladı.

“Nat konuşabilir miyiz?” kadın arkasını döndü ve Steve'e baktı “Tabii, ne hakkında?”
“Tony'e açıldığım gece.” yutkundu ve söyleyip söylememesi gerektiğini düşündü “Joyce. Onu nereden tanıyorsun?” Natasha duraksadı ve gözlerini kaçırdı “Sadece bir arkadaş.” Steve gülümsedi “Bana öyle gelmedi.” derince içini çekti ve devam etti “Bak, belki de en uzun bekleme rekoru bende ama bence sen bekleme. Bir arkadaşın da dediği gibi geç kalma.” gülümseyerek çıktı.

Natasha yerden gözlerini ayırmıyordu. Kendisinin sır saklamakta usta olduğunu sanırdı ama doksan küsur yaşındaki adam hemen anlamıştı. Telefonunu eline alıp Joyce'un numarasını buldu.

“Beni beklettin. Neyse ki vazgeçmedim.”
“Özür dilerim ama iyi bir şeyi başlatmış olabilirim.” Tony kafasını salladı “Hmm neymiş peki o?”
“Sonra anlatırım.” Tony gözlerini devirdi “Peki, tamam.”

“Paslanmışsın.”
“Öyle mi, ihtiyar?” Tony Steve'in bacaklarına ani bir tekme atarak düşmesini sağladı “Söyle bakalım, Captain. Kalkanın bacaklarını nasıl koruyacak?”
“Hazır değildim.”
“Savaşta kimse senin hazır olmanı beklemeyecek.” yerdeki adama kalkması için elini uzattı. Steve Tony'i üzerine çekip burunlarını değdirdi.

Tony dudaklarını sarışınınkilere kapadı ve anın tadını çıkardı. Ayrılınca iç ısıtan bir gülümsemeyle sevgilisine baktı “Seni çok seviyorum.” 'çok'u bir çocuk gibi uzatmıştı. Steve gülerek yanıtladı “Ben de seni çok seviyorum.” o da 'çok'u uzatmıştı.

“Bence bugünlük yeterli.”
“Tamam ama gitmeden önce bir şey sormam gerek.” Tony dikkatle sevgilisini dinledi “Benimle çıkar mısın?” Esmer adamın ağzından bir kahkaha çıktı ve yan tarafa düştü “Bi-biz birlikte uyuyoruz! Ha-hatta sadece uyumakla kalmıyoruz!”

Steve elini alnına koydu “Vay be, Sherlock! Nasıl bildin?” dirseklerinin üzerinde doğrulup Tony'e baktı “Demek istediğim şu ki hiç gerçek bir randevuya çıkmadık. Yalnız. Sorumu tekrarlıyorum, benimle çıkar mısın?”

Tony gözlerini mavilere kitledi ve elini sevgilisinin yanağına attı “Peki. Ama her şeyi sen ayarlıyorsun. Elimi dahi sürmeyeceğim.” Steve'in yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu “Tamam. Seni akşam sekizde alırım.” dedi ve kalktı.

“Bu akşam mı?!” Tony adamın arkasından bağırdı ama kendini duyuramamıştı. İç çekerek olduğu yerde kaldı.

“Sorun ne, Tony?” Natasha yanına yanaşıp kalkmasına yardım etti. “Randevum var.” Natasha gülümsedi “Kravatına yine yardım edebilirim.” Tony gülümsedi ve elini arkadaşının omzuna attı “Sana favori Avenger'ım olduğunu söylemiş miydim?”
“Söylemedin ama eminim her gece Steve'e söylüyorsundur.” kadın gülerek kollunun arasından kurtuldu. “Hadi ama, Nat! Clint ile çok zaman geçiriyorsun!”

Bu fic Avengers Assemble gibi soft olacak Endgameden sonra ihtiyacımız var

moondust | stonyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin