“Pekiii bu sefer mavi ile gidebilir bence.” Natasha mavi kravatı eline aldı ve açtı. “Nasıl hissediyorsun?” Tony dudaklarını bilmiyorum şeklinde büzdü “Daha önce onunla yatmamış olsam daha da heyecanlı olabilirdim.”
Kızıl saçlı kadın güldü ve kravatı boynuna astı “Peki ya sen?”
“Ne demek istiyorsun?” Tony bu kadar zeki olmasına rağmen salak yerine konulduğunu düşünüyordu “Hadi ama, Kızıl. Seni böyle gören herkes bir şey olduğunu anlar.” Natasha konuşmayıp kravatı bağlamaya devam etti “En iyi arkadaşından sır mı saklıyorsun? Bilmiş ol kalbimi kırdın.”Natasha derin bir nefes verdi “Biriyle buluşacağım.” Tony istediğini almış şekilde gülümsüyordu “Kimmiş bu şanslı kişi?”
“Adı Joyce.” derin bir iç çekti “Bana karşı hisleri olup olmadığını bilmiyorum ama olmasını istiyorum, Tones.” kravatı düzeltip geriye çekildi “Arkadaş olarak başladık ama benim için öyle devam etmedi. Bugün ne olursa olsun deneyeceğim. Steve geç kalmamam gerektiğini söyledi.”Tony kahkahayı patlattı “Özür dilerim sadece bunun Steve'den gelmesi beni şaşırttı.” Natasha da güldü “Çok ironik değil mi?” gülmeleri bitince Tony devam etti “Senin adına sevindim. Umarım her şey güzel geçer.” kızıl saçlı kadına sarıldı “Bugünlerde fazla duygusal gibisin. Hamile olma ihtimalin olmadığına emin miyiz?”
“Haha, Romanoff. En kötü hala olursun.”•
Steve arabada oturmuş gömleğinin bileklerini düzeltiyordu. Derin bir nefes aldı ve camdan dışarı bakmaya başladı. Duyduğu tıklatma sesiyle öteki cama dönüp baktı ve Tony'i gördü. Kapının kilidini açıp Tony'nin oturmasını bekledi.
“Pekiii bu biraz garip şimdi birbirimizi çok tanımıyor gibi mi davranmamız gerek?” Steve güldü ve elini Tony'nin eline koydu ve sıkıca kavradı “Gerek yok. Sadece normal bir randevuda ne yapılırsa yapacağız.”
“Ne yapılır peki?”
“Ben de bilmiyorum.” Steve güldü ve eli kendine çekip öptü.•
“Steve Rogers adına rezervasyonumuz vardı.” adam elindeki listeyi kontrol ediyordu “Burası güzelmiş. Nereden buldun?”
“İnternetten.” Adam ikiliye döndü “Üzgünüm efendim adınız görünmüyor.” Steve şaşkınlıkla adama baktı “Nasıl? İnternetten rezerve etmiştim. Bir daha kontrol eder misiniz?”
“Onlarca kez baktım, efendim. Adınız yok.”
“Bakın-” Tony olacakları tahmin edip Steve'in elini tutup kendisine bakmasını sağladı “Adımız yokmuş. Gidelim hadi.” Steve sevgilisinin yalvaran bakışlarına karşı koyamayıp restorandan çıktı.Arabaya sinirle bindi ve kapıyı hızla kapadı. Tony peşinden koşup arabaya bindi. Bir süre süren sessizliği Steve bozdu “Özür dilerim. Her şeyi mahvettim.” ellerini önünde birleştirip parmaklarına baktı. Tony ellerini sıkıca tuttu “Hiçbir şeyi mahvetmedin, Steve. Bana senin yanında olmak bile yeter.”
Sevgilisine yanaşıp yanağına öpücük kondurdu ve başını omzuna yasladı. “Senin kadar harika birini hakedecek ne yaptım ben?” Tony gülümseyip sevgilisinin dudaklarını hafifçe öptü. “Cheeseburger yiyelim!” Tony heyecanla Steve'e baktı “Lütfen.”
Sarışın adam her anı kurtarabilen sevgilisine aşkla baktı “Peki. İyi bir yer biliyor musun?”
“Sen arabayı çalıştır ben tarif ederim.”•
Siparişlerini verip koyu bir sohbete dalmışlardı. Yan masalarında kafasında Iron Man kaskı olan bir çocuk oturuyordu. Aslında pek oturduğu söylenemez. Etrafta dolanıp insanlarını vuruyormuş gibi davranıyordu.Etrafında durmaksızın dönmeye başladı. Steve de Tony de onu izliyordu. Çocuk dengesini kaybederek masalarına çarptı. Yere düşmek üzereyken Steve onu tuttu ve kaldırdı “Anne bak uçuyorum! Ben Iron Man'im!”
Steve çocuğun biraz eğlenmesini istediği için onu bir süre havada tuttu ve yavaşça aşağı indirdi. Çocuk inince kaskı çıkardı ve Steve'e baktı. “Tanıştığıma memnun oldum, Iron Man.” çocuk gülümsedi ve el sallayıp uzaklaştı. Tony hâlâ onları izliyordu.
•
Tony son lokmasını ağzına atıp ellerini sildi “Yediğim en güzel burger olabilir.” Steve gülümsedi ve eline peçetesini alıp Tony'nin dudaklarını sildi “Küçük bir çocuk gibisin.”
“Ama beni seviyorsun değil mi?”
“Tabii ki, sevgilim.” son kelime Tony'i kızartmıştı “Sevgilim mi?”
“Beğenmedin mi? Beğenmediysen bir daha söylemem.” Esmer adam Steve'in suratını avuçları arasına aldı “Bayıldım. Sevgilim.”Çıktıklarınde Tony sevgilisine kedi gibi sırnaşmıştı “Sana aşığım.” Steve Tony'nin kafasını öptü ve saçlarının kokusunu içine çekti “Ben de sana.”
•
“Umarım Natasha için her şey yolunda gitmiştir.” içeri girerken söyledi Tony. Steve şaşkınlıkla sevgilisine baktı “Sen nereden biliyorsun?” kollarını iki yana açtı “Bana kendisi söyledi. Şansına küs, Capsicle. Senden önce ben vardım.” Steve güldü ve sevgilisine sıkıca sarıldı.
Tony gülüyor bir yandan da şikayet ediyordu “Nefessiz kalacağım, süper asker! Bari sana dönmemi bekleseydin.” Steve kollarını serbest bıraktı ve Tony'nin ona sarılmasına izin verdi. Kısa olanın kafası uzunun göğsüne gömülmüştü. Uzunca bir süre böyle kaldıktan sonra ayrılıp öpüştüler.
“İçecek bir şey ister misin?” Tony Steve'in elinden tutup mutfağa götürdü “Başka bir şey isterim aslında.” Tony çapkınca gülümsedi “Hmm neymiş o?” dudakları tekrar birleşti ve Tony masanın üzerine çıktı. Ellerini sevgilisinin boynuna atıp kendine daha da çekti.
“Kimse uyanık değildir. Steve ve Tony muhtemelen odalarında meşgullerdir. Yani kimse bizi görmez.” Natasha kadının elinden çekiştiriyordu. Kadın gülümseyerek “Umarım dediğin gibidir.”
Tony dudaklarını Steve'den çekip dinlemesi için onu uyardı “Natasha ve-”
“Joyce.”
“Sen nereden biliyorsun?”
“Sonra anlatırım.” esmer adam kaşlarını çattı “Anlatsan iyi edersin.”Nat Joyce'u yakınına çekip dudaklarını birleştirdi. “Seni çok seviyorum.”
“Ben de seni.” esmer kadın gözlerini Natasha'ya kitlemiş aşkla bakıyordu“Öpüşüyorlar mı sence?”
“Nereden bilebilirim Tony?”
“Kadını hemen tanığın için bunu da bilirsin sanmıştım.” Tony kollarını bağlayıp 'buna ne diyeceksin' bakışı attı. Steve nefes vererek “Anlatacağım dedim.”“Hadi odama gidelim.” Natasha Joyce'un elini bırakmadan merdivenlere sürükledi. Tony kapının kapanma sesini duyana kadar bekledi. Sesi duyunca masadan indi “Artık dalga geçecek konum var!” kapıdan çıkmadan arkasına döndü. “Joyce'u nereden tanıdığını anlatana kadar kendi yatağında yatıyorsun. İyi geceler.”
“Tony, bekle!” Steve'in seslenmesini umursamadan odasına girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
moondust | stony
Fanfic«they love eachother, they just have some stuff to work out.»