pregnant?

1.3K 79 49
                                    

Bir bölüme sırf kocası kocası kocası yazmak istiyorum djkflsşdkfkslf

Yaklaşık bir yıl sonra

“Siktir!” Tony uzun zaman sonra oksijene kavuşmuşçasına nefes nefese uyandı. Eşini de korkutup uyanmasını sağlamıştı. “Ne- Ne oldu? Tony?”

Tony elini alnına koyup derince nefes aldı. Sarışın adam doğrulup kollarını kocasına sardı “İyi misin? Anksiyete mi? Yoksa kâbus mu?”
“Hayır değil sadece- Tanrım çok garipti.”
“Ne oldu? Ne gördün?”

Tony yorganı kaldırıp karnına baktı. Hiçbir şey yok. Olamazdı zaten değil mi? Mümkünatı yok. Hem Steve-

“Tony? Bana yanıt verecek misin?” esmer yavaşça kafasını salladı “Söyleyeceğim ama dalga geçmek yok! Beynim- bilmiyorum bu neydi-”
“Söz veriyorum. Anlat hadi.”

Tony derin bir nefes verdi “Hamileyim.” Steve'in gözleri yerinden fırlayacak derecede açılmıştı “Na-nasıl yani? Hamile? Bu-”
“Hamileydim. Üzgünüm beklemeden söylemem gerekti. Rüyamda.”

Steve gülüp kafasını kocasının omzuna koydu “Ee?”
“Dalga geçiyorsun!” Tony kollarını bağladı ve suratını astı. “Özür dilerim. Dinliyorum.”

“Göbeğim kocamandı ve sen öpüyordun. Ve ikimiz de gayet normal karşılaşmış gibiydik.” Steve kocasının karnına eğilip öptü “Belki gerçekten hamilesindir.”

Tony alkışladı “Harikasın, Rogers-Stark. Yüzyılın esprisi gerçekten.” esmer adam ofladı “Hem bu mümkün olamaz ve- Steve bana ne yaptın?”

Sarışın kahkaha patlatıp kendini geriye attı. “Bu ciddi bir şey!” Tony sinirle bağırıyordu. Steve kendini sakinleştirip eşine baktı “Tatlım, dediğin gibi imkânsız. Ama için rahat etsin istersen- Ne yapabilirsin ki? Doktora gidip ‘ben hamilelik testi yapmak istiyorum’ mu diyeceksin?”

“Haklısın. Muhtemelen şu testlerden alacağım. İşe yarar mı bilmiyorum bile.” Steve güldü “Boşuna endişeleniyorsun. Hadi bana bir öpücük ver.”

Tony eğilip kocasının dudaklarına kapandı. “Dua et hamile olmayayım yoksa bunları başıma sen açtın diye söylenirim.”
“Tek taraflı değildi sonuçta dimi?”
“Kesinlikle çift taraflıydı.” yarım gülüşünü takınıp kocasının üzerine eğildi.

Bunu neden yapıyorum ki? İmkânsız bir şey ve- Aman kafam rahatlasın yeter. Kutuyu açıp içindeki küçük şeyi çıkardı. Ben buraya nasıl işeyeyim?! Söylenmeyi bıraktı ve kutuda yazanı yaptı.

Negatif. Beklendiği gibi. Derin bir nefes verip klozete yaslandı. Steve bunu haketmişti. Ayaklanıp kocasının yanına gitti. Sesini değiştirip acıklı bir hâle getirdi.

“Steve?”
“Tatlım? Bir sorun mu var?”
“Be-ben nasıl yapacağım? Onu nasıl doğurabilirim ki?! Sikeyim! Steve!”
“Tony? Hamile misin? Ama nasıl-”
“Nasıl oldu ben biliyor gibi mi görünüyorum gerizekalı! Bunu bana bırakıp gittin!”

Oscar hakettiğini düşündü çünkü karşısındaki adam acınası duruyordu. Yine başardın Tony. Kocasının yanına yaklaşıp yüzünü avucuna aldı “Ah benim aptal kocam. Dediğim gibi mümkün değil. Hamile değilim, Steve.”

Clint kapıdan geçerken elindeki sandviçi düşürdü “Cidden bunun mümkün olabildiğini mi düşündün?” hemen eğilip sandviçi aldı. Koca bir ısırık aldı ve ağzı doluyken konuşmaya devam etti “Neyse biraz daha zorlarsanız bana kardeş yapabilirsiniz.”

Clint'in gidişini izlediler ve Tony kocasına döndü “Belki bu yoldan bebeğimiz olamaz ama sana hazır olduğumu söylemek istiyorum.” Steve gözlerindeki ışıkla kocasına baktı “Ne?”
“Evlat edinmek için. Iron Man ve Captain America'nın yerine Steve ve Tony'nin hayatının başlaması için.”

Steve dolu gözlerle kocasına sarıldı “Çok mutluyum.”
“Ben de birtanem. Tek iş gruba söylemek. Hem yeni bir sürü kişi katıldı değil mi? Onlar bizim yerimizi kolayca doldurabilir.”

Steve eşine gülümsedi “Bu akşam yemekte söyleyelim. Güzel bir ev tutarız. Şehirden uzakta.” dizlerinin üzerine çöküp Tony'nin karnına öpücük kondurdu “Hem o da rahat olur.”
“Tamam kes şunu. Hamile falan değilim daha fazla uzatmaya gerek yok.”

Steve yanağını Tony'nin karnına sürttü. Kapıdan geçen biri için çok garip bir görüntü olduğunu biliyordu ama devam etti.

“Wanda nerede?”
“Odasında. Aklına yine kardeşi gelmiş olmalı.” Natasha lokmasını ağzına attı. “Ben ona bir bakayım.” Tony yerinden kalkıp üzerini düzeltti.

“Hey kızıl cadı. Nabersin?”
“Pek iyi değilim Tony. Beni yalnız bırakabilir misin?”
“Üzgünüm bırakamam. Wanda'nın yanına oturup yüzüne baktı “Konu o mu?”

Wanda yavaşça kafasını salladı “Onu çok özlüyorum.”
“Seni anlıyorum.” elini Wanda'nın omzuna attı “Cidden. Ben de ailemi kaybettim ve- Sana dürüst olacağım. Annemi de babamı da çok genç yaşta kaybettim ve babam ile pek anlaşamazdım. Beni pek sevmezdi. Birçok insan gibi.”

Parmaklarına bakıp oynamaya başladı “Onlar gitmiş olabilir. Ve evet bir daha görüşemeyecek olabiliriz ama onlar hep bizimle olacak. Hoşçakal dedikten sonra bile.”

Wanda gözündeki yaşı silip Tony'e baktı “Sana sarılabilir miyim?” Tony kollarını iki yana açtı “Gel bakalım.” Wanda kollarını Tony'e sardı ve omzunda ağladı “Her şey yoluna girecek. Söz veriyorum. Şimdi yanımıza gelmelisin. Önemli bir şey söyleyeceğim.”

“Hey, W. Hoşgeldin.” Clint yanındaki sandalyeyi çekip Wanda'ya yer açtı. “Teşekkürler, Clint.”

Tony ayağa kalkıp elini Steve'e uzattı “Size söylememiz gereken bir şey var.”
“Hamile olmadığın mı?” herkes Clint'e garip bakışlar atıyordu “Onu boşverin.”

“Biz düşündük, çok uzunca bir süre, ve kendi hayatımızı kurmaya karar verdik. Buradan uzakta bir evde. Çocuklarımızla.” kocasına bakıp gülümsedi.

Steve sözü aldı “Bizim için gitme vakti geldi. Hem yerimizi doldurabilecek bir sürü insan var.” Sam'e bakıp tebessüm etti.

“Kararınıza saygı duyuyorum ama emin misiniz?” ikili evet anlamında kafasını salladı “Sizi özleyeceğim.” Clint yerinden fırlayıp Steve ve Tony'e sarıldı “Ve artık abi olmak istiyorum.”

“Düşündüğümden daha iyi karşıladılar.”
“Evet.” açık camdan vuran rüzgar yarısını yorganın örttüğü diğer yarısını ise açık bıraktığı çıplak bedenine çarpıyordu.

Yatağa yüz üstü yatmış kocasına bakıyor, kocası da sırt üstü bir şekilde ona bakıyordu “Ne?” dedi Steve yüzünde gülümsemeyle “Sen baba mı olacaksın yani?”

Steve'in yüzüne yayılan sevimli gülümseme ruh hâlini belli etmeye yetiyordu “Sen de olacaksın.”
“Biliyorum ama konumuz bu değil. Sana baba diyip gezen küçük yaratıklar olacak.”
“Onlar bebek Tony.” esmer adam güldü “Biliyorum, biliyorum. Sadece... garip hissettiriyor.”

Steve kocasını öptü “Alışacaksın. Birlikte bu evi ayakta tutabiliriz.”
“Seni bu yüzden seviyorum benim minik kelebeğim.”
“Minik kelebek mi?” Steve kahkaha attı “Pek minik sayılmam.”

Tony yarım gülüşüyle kocasına baktı “Ah, hiç de değilsin, Cap. Hiç değilsin.” kocasını öpücük için kendine çekti.

moondust | stonyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin