Bir hafta sonra
“Uyanın bakalım. Babacığınız geldi.” Tony ellerini birbirine vurup oyuncaklarının çalışmasını sağladı “Günaydın, efendim.”
“Günaydın, J. Bugün nasılsın?”
“Teşekkür ederim, efendim.”Steve kollarını sevgilisinin beline doladı “Günaydın.”
“Korktum. Sana da günaydın, sevgilim. Biraz daha uyusaydın sana yemek hazırlayacaktım. Tekrar yatağa dönmek istersen dönebilirsin.” Sarışın adam esmerin ensesini öptü “Henüz aç değilim.” kafasını biraz daha öne uzatıp boynunu öpmeye başladı.“Herkes nerede?” Steve etrafına bakınırken sordu. “Nat Joyce'un evinde kaldı. Thor ve Bruce ise beraber çıktılar.”
KOSKOCA UYARI! bakın ramazan ayındayız siz bilirsiniz yani neyse smut sonunda da şey var yani bölüm boyu sürmüyor
“12 gün,” saatine baktı “5 saat ve 32 dakika” Tony gözlerini kapadı “Neyi sayıyorsun?”
“Kaç gündür ayrı olduğumuzu. 33 dakika oldu.” konuşurken bile sevgilisini bırakmıyor hâlâ öpüyordu. Tony kafasını geriye atıp Steve'in omzuna yaslanmasını sağladı “Hmm demek beni çok özledin.”
“Hayal bile edemezsin.” yumuşak öpücükler ısırıklara dönüyordu.Tony ağzından inleme kaçmasına izin verdi. Kalçasında hissettiği sertlikle “Steve-” öpmek için yüzünü sevgilisine dönmeye çalıştı ama Steve onu sıkıca tutuyor, hareket etmesine izin vermiyordu. Ellerini belinden biraz daha aşağı indirip elini sevgilisinin pantolonuna soktu.
“Beni delirtiyorsun.” Steve Tony'nin kulağına eğildi “Asıl sen beni delirtiyorsun.” Esmer adam seslice inleyerek elini Steve'in elinin üzerine koydu. Kafasını yana çevirerek Steve'in saçlarını kavradı. Sevgilisini kendisine çekip dudaklarını birleştirmeye çalıştı ama yine başaramadı. Sarışın, Tony'nin aletini okşarken esmer olan inlemeye devam ediyordu.
Elini çıkarıp pantolonun düğmesine ulaştı. Açtıktan sonra fermuarı da indirip pantolonun yeri boylamasını sağladı. Ellerini Tony'den çekip dönmesine izin verdi “Dudaklarını özledim.” Tony Steve'i kendisine çekerek öpmeye başladı. İstemeyerek ayrıldıklarında esmer adam sevgilisinin tişörtüne davrandı ve çıkardı.
“Laboratuvarı sen istemiştin.” Steve Tony'i kaldırıp masaya oturttu ve dudaklarına gömüldü. Aç bir şekilde öpüşürken Tony yerinde durmayıp indi ve Steve'in pantolonunu indirdi. “Uslu durmuyorsun.” Sarışın olan esmeri tekrar çevirip kulağına eğildi “Bu hoşuma gidiyor ama daha fazla dayanacak gibi değilim.”
Kulağına bu tonda fısıldaması Tony'nin aklını başından alıyordu. Böyle söylerse her şeyi yaptırabilirdi. Kalçasına değen eli hissetti. Steve yavaşça boxerını çıkarıyordu. Onu durdurmadı ve ellerini masaya koyup destek aldı.
Kendi boxerını da çıkardı ve parmağını hazırladı. Tek parmağını Tony'nin içine iterken acı ve zevkle karışık inlemeleri duyabiliyordu. İkinci ile daha da artan inlemeler üçüncü parmağın da katılmasıyla odayı dolduracak kadar fazlalaşmıştı “Hadi, bebeğim! Hazırım.”
Steve erkekliğini yavaşça Tony'nin girişine dayadı. Derin bir nefes alıp içine girdi “Siktir!” Sarışın adam sevgilisinin üzerine eğildi. Tony daha fazla istediğini belli etmek için kalçasını dışarı çıkardı ve kendini Steve'e bastırmaya başladı. Laboratuvarı iki tenin birbirine çarpma sesi dolduruyordu. Steve Tony'nin aletini kavrayıp elini ileri geri hareket ettirmeye başladı.
“Ste- geliyorum” esmer adam sarışının eline boşaldıktan bir süre sonra Steve de boşaldı ve öylece kaldılar. Sarışın olan sevgilisinin içinden çıktığında Tony önüne dönüp nefesini düzenlemeye çalıştı “Sanırım bir süre oturamayacağım.” esmer adam güldü “Ama böyle olmasını seviyorum çünkü her acıdığında aklıma nedeni geliyor.” Steve çapkın bir gülümseme ile dudaklarını Tony'ninkilerle birleştirdi. “İstediğin kadar istediğin şey de demiştin.”
“Çok iyi hatırlıyoru-”smut sonu
“Efendim, Clint Barton az önce kuleye girdi ve şuan bu kata ilerliyor.”
“Siktir! Pantolonum nerede?!” eline geçirdikleri boxerları hızlıca giydiler ve pantolonlara ulaştılar. Clint kapıya yanaştı “Jarvis, oyala!” Tony fermuarını çekti ve zırhın yanına geçti. Steve ise ona yardım ediyormuş gibi görünmek için yanına yanaştı.“Hey, geyler! Yani çocuklar.” Clint içeri girdi “Ne yapıyorsunuz?” kafasını yavaşça salladı “Tamam, bilmek istemiyorum. Yüz ifadeleriniz her şeyi açıkladı. Yaptığınız her şey flashback olarak gözümün önünden geçti bile diyebilirim.”
“Ne yapıyorsun burada?” Tony lafa atıldı. “Akşam toplantı için Nick'le buluşmamız gerek. Hazırlanmanızı söyleyecektim. Diğerleri nerede?”
“Nat gece eve gelmedi. Thor ve Bruce ise sanırım şuan dünyayı patlatabilecek güçte seks yapıyorlar.”
“Peeki o zaman. Size kardeş yapmakta iyi eğlenceler. Cidden ama hâlâ kardeş bekliyorum.”Tony gözlerini devirip Clint'in çıkışını izledi “Nereden anladı?”
“Belki kıpkırmızı olmuş dudakların ve morarmış boynundan olabilir.” Tony gülüp kollarını Steve'in boynuna attı “Bir sonraki sefere biraz daha sakin olsan iyi edersin. Akşam Nick ne tepki verecek merak ediyorum.” Steve ellerini Tony'nin beline koydu. Müziksiz bir şekilde sallanmaya başladılar.“Jarvis, Take Me Home.”
Came to you with a broken faith
(Sana kimseye güvenemez haldeyken geldim)
Gave me more than a hand to hold
(Bana tutacak bir elden daha fazlasını verdin)
Caught before I hit the ground
(Yere çarpmadan önce yakaladın)
Tell me I'm safe, you've got me now
(Güvende olduğumu, artık yanımda olduğunu söyledin)
Would you take the wheel
(İpleri eline alır mısın?)
If I lose control?
(Eğer kontrolü kaybedersem)
If I'm lying here
(Eğer buraya yığılırsam)
Will you take me home?
(Beni eve götürür müsün?)
Could you take care of a broken soul?
(Acı içindeki bir ruha sahip çıkar mısın?)
Will you hold me now?
(Bana şuan sarılır mısın?)
Oh, will you take me home?
(Ah, beni eve götürür müsün?)Steve nasıl olduğunu dahi bilmeden kendini Tony'e kollarını sarmış dans ederken buldu. Could you take care of a broken soul? Tony'i daha da kendine çekip sıkıca sarıldı. Derince iç çekip sevgilisinin kalp atışlarını hissetti. “Kemiklerim kırıldı sanırım ama sorun değil.” o da kollarını Steve'e sarıp sallanmaya devam etti. Şimdi bir de hazırlanıp çıkmaları gerekiyordu. Düşünmeyi bırakıp anın tadını çıkardı.
•
“Dağılabilirsiniz.” tek gözlü adam herkesin masadan kalkışını izledi “Stark. Sen kal.” Tony arkasını dönmeden Steve'e baktı ve gitmesi için kafasını salladı. Tekrar bir sandalye çekip oturdu “Steve ile nasıl gidiyor?”
“Ne nasıl gidiyor?”
“Bilirsin, iş arkadaşlığı. Takılmalar falan. Anlaşamıyorsanız bir yolunu bulabilirim.”
“Hayır, teşekkürler. Gayet iyi geçiniyoruz.”Tek gözlü adam kapıya yanaştı. Kendi boynunu işaret etti “Bir sonraki sefere seni yemesine izin verme. Sana ihtiyacımız var.” kapıdan gülerek çıktı. Tony neye uğradığını şaşırmıştı. Nereden biliyor? Nick'e yakalanmak babanın seni yakalaması gibi bir şeydi doğrusu. Nick belki de Howard'dan daha iyi bir baba olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
moondust | stony
Fanfic«they love eachother, they just have some stuff to work out.»