family

954 78 39
                                    

Bundan sonraki bölümlerin zaman aralıkları çok da olabilir az da yani hemen ertesi gün değil ehehehehhe

“Aklımı kaçıracağım. Steve! Yine ağlıyor!” Tony'nin bağırışıyla ağlaması artan Morgan kıpkırmızı olmuştu. “Özür dilerim kızım. Sana bağırmadım. Baban mamanı hazırlıyor, biraz daha sabret tamam mı?”
“Geldim!” Steve elindeki kase ile koşarak salona geldi.

“Sonunda, Steve.” Tony gerileyip koltuğa oturdu ve kucağına kızını oturttu. Sırtını eliyle destekleyip dik durmasını sağladı. Sonuçta yeni öğreniyordu değil mi?

Steve de yanına oturup kaşığı mamaya soktu ve azıcık alıp Morgan'a verdi. Kız, çok acıkmış olduğunu belli ederek hızlıca kaşığı kaptı. Ağlaması kesilse de hıçkırmaya devam ediyordu.

Kaşığı babasından alıp kaseye hızla daldırdı. “Kendin mi yemek istiyorsun? Benim kızım büyüdü mü?” Steve'in sözlerini anlamışcasına gülen Morgan kaşığı ağzına götürdü.

Sıkıcı bulmuş olacak ki kaşığı Steve'e uzatıp yedirmesini istedi. Kaseyi tamamen bitirene kadar vazgeçmeyip yedi. Tony önlüğü ile ağzını sildikten sonra kızına güldü “Bu açlık huyunu kimden aldın bilmiyorum.”
“Ben gayet iyi biliyorum.”

Morgan'ın gece uykusuzluğu en çok Tony'i yoruyordu. Gözlerinin altındaki torbalar ve günlerdir taramadığı saçları mahvolmuş görünüyordu. Steve kocasının yanına gelip öpücük aldı “İyi misin?”
“İyiyim, tatlım.”
“Uykusuzsun.”
“İdare edebilirim.”
“Olmaz, Tony. Bugün bizimkileri çağıracağım. Hem Morgan ile tanışmış olurlar. Sen de biraz uyursun.”
“Ama-”
“Ama yok. Seni seviyorum.”

Tony de nefesinin altından onu sevdiğini söyledi ve Morgan'ın altını değiştirmeye devam etti. İşi bitince kızının ellerinden tuttu ve kalkmasına yardım etti. Yeni yeni bir şeyleri tutmaya başlıyordu. Ellerini Tony'nin sakallarına attı.

Çok komik gelmiş olmalı ki güldü ve Tony'nin yüzünü kendine çekti. Tony burnunu kızının minik burnuna sürttü. Morgan gülmeye devam ediyordu.

“Biraz abartmadın mı sence?” Thor yanındaki sarışın adamı dürttü “Az bile aldım.” Clint elindeki torbalarla önden hızla yürümeye başladı. Kapıyı çalıp açılmasını bekledi.

“Sela- Tony zombiye benziyorsun. Nerede benim meleğim?” Tony'i itip içeri daldı. Morgan yerdeki battaniyeye oturmuş oyuncakları ile oynuyordu. Clint usulca yanına yaklaşıp torbaları kenara koydu.

“Selam, miniğim. N'apıyorsun?” Morgan dışarı çıkmadıkları günler dışında insan görmeye pek alışık değildi. Garipçe Clint'e baktı. Clint korkmuş olduğunu düşünüp torbaları kendine çekti ve oyuncakları çıkardı ve Morgan'ın önüne serdi.

“Nasılsın, Tony?” kızıl saçlı kadın kollarını karşısındaki adama sardı. “Uykusuz. Sen nasılsın? Joyce nasıl?”
“İyiyiz. O da gelmek istedi ama işleri çıktı.”
“Başka bir zaman gelir.”

Herkes bir bir içeri geçtiğinde Morgan, Clint ile meşgul gibiydi. Clint onu güldürüyor, oyun oynuyordu. Etrafındaki kalabalığı pek umursamadı.

“Tony sen yukarı çık biraz uyu. Biz ilgileniriz.” Tony'nin çıkmaya pek niyeti yok gibiydi. Steve mavi gözlerini Tony'e çevirdi. Kulağına eğilip fısıldadı “Sana sarılmamı ister misin?”
“Harika olurdu.” Steve ayağa kalkıp Tony'nin elini tuttu “Biz geleceğiz.”

Clint normalde dalga geçerdi ama tüm ilgisini Morgan'a vermekle meşguldu. Kim Clint'in bebeklerle ilgilenmeyi bu kadar sevdiğini bilirdi ki?

“Hadi uyumayıp sevişelim.”
“Hayır uyku vakti.”
“Ama seni özledim.” Tony dudaklarını büzdü “Ben de seni ama uyumazsan daha çok beklersin. Ve banyo etmen gerek.”

Tony oflayıp banyoya girdi “Peki banyoda?”
“Tony...”
“Tamam be.”

Üzerindeki bornozla duştan çıktığında Steve yatağa oturmuş onu bekliyordu. Tony yavaşça yatağa uzanıp Steve'in ona sarılmasını bekledi.

Sarışın, güçlü kollarını kocasına sarıp boynu ve ensesine kelebek kadar hafif öpücükler kondurdu ve saçlarını kokladı.

Morgan babalarının yokluğunu farketmiş olacak ki etrafına bakındı. Ağlayacağını anlayan Wanda usulca yanına yaklaştı. “Hey. Sana bir şey göstermemi ister misin?” Morgan dikkatini Wanda'ya vermişti.

Wanda parmaklarını ustaca ve estetik bir şekilde hareket ettirip büyüyle oyuncağı hafifçe kaldırdı. Morgan'ın gözleri kırmızılara büyük bir heyecan ve merakla bakıyordu. Elini uzatıp dokunmaya çalıştı.

Kafasını kaldırıp Wanda'ya baktı. Kadın ona gülümsüyordu. O da gülüp ellerini birbirine heyecanla vurdu. Clint -itiraf etmesi gerekirse biraz kıskanıp- geri çekildi ve gülen çocuğu izledi.

“Uykuya daldı.” merdivenlerden inen Steve'i gören Morgan, kendini yere atıp emeklemeye çalıştı. Biraz daha zorlasa başaracak gibiydi. Steve, kızının daha da zorlanmamasını isteyerek yanına gitti ve kucağına aldı “Benim prensesim, beni özlemiş mi? Ben de onu özledim.”

Morgan kafasını Steve'in göğsüne koydu. Şişman yanakları ve Iron Man pijamaları ile çok sevimli görünüyordu. Odadaki herkesin dikkati onun üzerindeydi. Babası gibi ilgiyi sevdiği belliydi. Güldü.

Gülüşüyle herkes tebessüm edip ona bakmıştı. Steve usulca yerine oturup arkasına yaslandı. “Yeni bir şeyler var mı?” salondakiler bir süreliğine de olsa dikkatlerini bebekten çekip Steve'e baktı. “Pek yeni bir şey yok. Sadece etrafta ağ atıp gezen bir çocuk.”
“Bizim karşımızda mı?”
“Hayır aksine kendi mahallesinde iyi işler yapıyor. Ona ulaşmaya çalışıyoruz.”
“Tam bir başbelasıdır. Kaç yaşında 15 falan mı?” Sam gözlerini devirdi.

Steve gülüp kızına baktı. Morgan gözlerini kapatmış, elinin uzanabildiği en uzak yere elini koymuştu. Adam dikkatlice kalkıp “Özür dilerim gidip durduğum için. Morgan'ı bırakıp geliyorum.”

Üst kata çıkıp Morgan'ı odasına yatırdı. Telsizi açıp bir eşini yanına götürmek için aldı ve aşağı indi. “Uyudu mu? Ama daha oyun oynayacaktık.” Clint elindeki oyuncağı bıraktı. Salondakiler onun bu çocuksu hâllerine güldü.

“Sadece Örümcek-Çocuk mu? Başka biri?”
“Bir de uzay askerimiz var.” Natasha söze atıldı “Nick birkaç kez bahsetmişti. Gerçekten güçlü bir kadınmış.” Steve yavaşça kafasını salladı. “Eğer bize ihtiyaç-” Rhodey adamın lafını böldü “Olmaz, Steve. Alınma. Harika bir hayatınız var. Morgan'ı bırakamazsınız hem. Biz gayet iyiyiz, merak etme.”

“Geldiğiniz için teşekkür ederim.” Steve herkese tek tek sarılıp teşekkür etti. “Çok abartmışsınız, hiç de zor değildi.”
“Ah, sen bir de bize sor. Tam bir cadı.” Wanda'ya dönüp ellerini iki yana açtı “Alınma.” kadın gülüp el salladı ve evden çıktılar.

Steve kapıyı ardından kapadıktan sonra derin bir nefes aldı ve yukarı çıktı. Önce Morgan'ın yanına gidip baktı. Üzerini biraz açtığını farkedince uyandırmadan örttü ve kızına bir kez daha bakıp çıktı.

Tony'nin yanına gidip onun da üzerinin açıldığını gördü ve gülümsedi “Kime çekti acaba?” üzerini usulca örtüp yanağına öpücük kondurdu. Tony'nin yanağında belli belirsiz bir gülümseme oluşmuştu.

Alt kata tekrar indi ve eline kütüphanesinden bir kitap aldı ve şöminenin önündeki sallanan koltuğa oturdu ve okumaya başladı.

Morgan'ı yazarken ağlamak istiyorum çünkü o kadar tatlı ki off

moondust | stonyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin