dad

917 81 38
                                    

Tony uyandığında elini yana attı ama Steve'i bulamadı. Gözlerini ovuşturarak doğrulup beşiğe baktı ve Morgan'ı da göremedi. Endişeyle yerinden fırlayıp odadan çıktı.

Sakinleşmeye çalışarak merdivenlerden indi ve etrafına bakındı. Biraz daha ilerleyip koltuğa ulaştı. Steve'in üzerine yatmış, uyanmak üzere olduğunu belli eden hareketler yapan Morgan'ı gördü.

Eğilip kızına fısıldadı “Morgan? Uyandın mı? Ama babayı uyandırmak yok.” kızını yavaşça kucağına alıp yere oturttu. Morgan babasını özlediğini belli ederek Tony'nin bacaklarına sarıldı.

“Bekle, tatlım. Babanın üzerini örtüp geliyorum.” Tony battaniyeyi usulca kocasının üzerine örttü ve kızına döndü. “Gel bakalım küçük hanım.”

Beraber mutfağa girdiklerinde Tony kızına gülümsedi “Sen... babanı... mı... özledin?” kelimeleri arasında bekleyip kızının yanaklarını öpüyordu. Morgan gıdıklayan sakallar yüzünden gülüyor, hatta kahkaha atıyordu.

“O zaman bana kahvaltıda yardım ediyorsun. Şurada oturarak.” kızını sandalyesine bırakıp tezgâha döndü. Eline birkaç oyuncak verdiği bebek onları vuruyor, inmek istediğini belli ediyordu.

“Ama babacık böyle iş yapamaz.” Morgan gizli silahını kullanıp dudaklarını titremeye başladı “Hayır ağlamak yok.” kızını kucağına alıp yere bıraktı “Burada duracaksın başka yere gitmek yok. Ah doğru ya gidemezsin zaten.”

Tony -Morgan'a basmamaya dikkat ederek- işine döndü. Bir şarkı mırıldanarak ekmekleri tost makinesine koydu ve yumurtayı kırdı.

Steve başını ovarak uyandığında belinin ağrıdığını hissetti. Üzerindeki battaniyeyi kaldırıp kanepeye oturdu. Burnuna gelen kokularla mutfağa baktı ve kızıyla göz göze geldi.

Morgan ellerini birbirine vurup emekleme pozisyonunu aldı. Önce sağ el, onu takip eden sağ diz, sonra soldakiler. Steve dizlerinin üzerine çökmüş, elleri açık bekliyordu “Gel babana. Gel.”

Tony kafasını çevirip emeklemeye çalışan kızına baktı. Kısık sesle “Bunu kaydet.” Friday kayda başlamış, Morgan ise gitgide babasına yaklaşıyordu. Aralarında çok az bir yer kala Morgan son bir gayretle babasının dizlerine dokundu.

“Benim akıllı kızım.” kızını kucağına alıp yanağına öpücük kondurdu. Morgan bir şampiyon edasıyla gülüyor, babalarına bakıyordu. Tony dolmuş gözleriyle yanlarına gelip oturdu ve ikisine de sarıldı.

“Babana bir öpücük ver.” Tony yanağını kızına uzattı, Morgan ise onu yüzüstü bırakmayıp öptü. Yine bir şeyler diyordu ama kimse anlamıyordu.

“Al bakalım.” Steve elindeki süt dolu biberonu kocasının kucağındaki kızına uzattı ve yanağını sıktı. “Ba-ba” Morgan bir şeyler söylüyordu ama bunların kesinlikle baba ile alâkası yoktu. Tony pes edip kızını oyuncaklarının yanına bıraktı.

Steve kocasına sokuldu “Ona baba mı dedirtmeye çalışıyordun? Biraz erken değil mi?” Tony omuz silkti “Benim kızım zekidir. Hemen öğrenebilir.” Steve güldü “Babası gibi.”

Burnunu Tony'ninkine sürtüp kafasını eğdi. Dudaklarını birleştirdiğinde Tony'nin dudaklarının kenarında oluşan gülümsemeyi hissetti.

Morgan biberonunu bırakıp arkasına döndü ve babalarını gördü. Kafasını eğip baktı. Tony'nin gözleri, Morgan'ı farkedince faltaşı gibi açıldı ve Steve'i ittirdi. “Ne oluyor b-” Steve arkasındaki kızına baktı “Heey, Morgan. Sütünü bitirdin mi?”

moondust | stonyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin