⌯ 3

39.6K 3.5K 1.8K
                                    

Aynı hafta Jungkook ve sınıfından bir grup öğrenci, öğretmenleri eşliğinde birkaç üniversiteyi gezmek için yola çıkmışlardı. Her sene sınav öncesi, öğrencilere motivasyon olduğu düşünülerekten böyle etkinlikler yapılırdı.

Bu seneki istekler doğrultusunda iki üniversiteye gideceklerdi ve bunlardan ilki Jimin'in gittiği S. üniversitesiydi. Jungkook bir hayli heyecanlıydı. Uzun bir süre gezecekleri için çantasından birkaç kitabını eline almıştı, bir ceylanı andıran gözleriyle üniversitenin boş bahçesinde bakışlarını gezdiriyordu. Bir yandan da kaybolmamak için en arkada yürümemeye çalışıyordu.

Binanın içine girdiklerinde ve kimi öğrencinin dersliklere girdiğini kimilerinin de koridorda arkadaşlarıyla sohbet ettiğini gördü. Büyük bir kısmının dersi başlamamıştı bu yüzden kalabalık gittikçe artıyordu. Jungkook üniversite hakkında bilgi veren görevliyi dinlemeye çalışırken bir yandan da abisini görürse diye etrafına bakıyordu. O anda Jungkook'un hesaba katmadığı iki şey vardı; Jimin'in derslikleri B bloğundaydı ve Taehyung da bu üniversitede okuyordu. Heyecandan bunu unutmuştu.

Sadece yan yüzünün bir kısmını görebilse de hemen tanımıştı onu. Adımları yavaşlarken kollarındaki kitabı farkında olmadan göğsüne bastırmaya başlamıştı. Nefesleri maratonda koşan bir yarışçınınki gibi hızlıydı. Büyüğünün gözleri önce önündeki bir grup öğrenciye ardından da kendisine odaklandığında kalp atışları mümkünmüş gibi daha da hızlanmıştı. Adımları gittikçe yavaşlayarak durma noktasına gelmişti.

Taehyung'un kaşları hafifçe çatıldığında kendini tanımış olabileceği düşüncesiyle hemen önüne dönmüş ve hızlı adımlarla gruba yetişmeye çalışmıştı. Gergince saçlarını kulağının arkasına itti. Çok geçmeden kalın sesli birinin ismini seslendiğini duydu. Yavaş sayılabilecek bir şekilde arkasını döndüğünde kendisine doğru koşan ve birkaç adım kala yavaşlayan büyüğünü gördü. Şimdi hiç olmadığı kadar gergindi.

"Jungkook?"

Taehyung gözlerini kıstı. Karşısındakinden herhangi bir tepki gelmediği için tereddüte düşmüştü.

"Sen Jimin'in kardeşisin değil mi?"

Jungkook birkaç adım ötesinde duran ve ona pür dikkat bakan Taehyung'un gözlerine odaklandı. Sesinin titrememesi için dua ediyordu.

"Evet?"

Taehyung gülümsedi. Gülüşü bir güneş kadar sıcaktı. Birkaç saniyeliğine Jungkook'un omzunun üzerinden arkasına baktı. Tekrar gözleri buluştuğunda Jungkook titrek bir nefes aldı.

"Üniversite gezisi mi yapıyorsunuz?" sorusuna cevap beklemeden devam etti, ki cevap zaten ortadaydı."Bu sene mezun mu olacaksın?"

Jungkook başını salladı. "Evet, sadece birkaç ay kaldı."

Taehyung gözlerini kıstı, küçüğün yüzünü incelemeye başladı. Jungkook gittikçe daha da gerilirken gruptan geride kaldığını fark etti.

"Şey, gitsem iyi olacak."

Taehyung daldığı düşüncelerden sıyrılırken Jungkook onun ne düşündüğünü merak etti. Bu merakın onu tüm hafta boyunca yiyip bitireceğinden emindi.

"Ah, evet. Görüşürüz."

"Görüşürüz."

Son birkaç bakış, basit bir tebessüm. Daha sonra ayrıldı gözleri ve Jungkook hızlı adımlarla tekrar gruba yetişti. Uzun bir süre konuşulanlara odaklanamadı. Kalp atışları yeni yeni düzene girerken kitapları çok sıkı bir şekilde tuttuğunu fark etti. Öyleki ellerine izleri çıkmıştı. Biraz gevşedi. Ve derin bir nefes aldı; buna oldukça ihtiyacı vardı.

•••

「 boy with luv 」taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin