Yavaş yavaş sona mı geliyoruz ne
•••
Jungkook yaslandığı yerde kala kalmıştı. Gözleri açık duran mutfak kapısı ile Taehyung arasında gidiyordu. Kapıyı açmıştı işte istediğini yapmıştı. O halde neyi bekliyordu?
"Söyleyeceklerin bu kadar mı?" diye sordu. Sanki Taehyung az önce bütün hislerini ortaya dökmemiş gibi.
Taehyung'un derin bakışları Jungkook'un yüzünde gezindi. "Hayır."
Jungkook yaslandığı yerde dikleşti. Göğsünde çapraz bağladığı kollarını sıkılaştırdı ve Taehyung'a onu dinlediğini belirtircesine baktı.
Taehyung derin bir nefes aldı ve bakışlarını yere çevirerek konuşmaya başladı. "İlk başlarda─ yani ilk tanıştığımızda bana olan ilginin farkındaydım." dedi bakışlarını kaldırarak. "Öylece bana bakmıştın ve sen farkında değildin ama ağzın açık kalmıştı."
Jungkook gözlerini devirdi. Taehyung onun bu tavrına güldü. "Ne zaman beni görsen öyle bakardın. Gözlerin parlardı, dudaklarının aralanırdı ve dişlerin arasından gözükürdü."
Taehyung bir yandan anlatıyor bir yandan da müthiş bir ana tanıklık etmiş gibi elleriyle gösteriyordu.
"Sadece beni beğendiğini sandım. Şimdi bunu dediğim için egoist olduğumu düşünebilirsin ama dış görünüşüm hakkında hep övgü alırım."
Jungkook bir kez daha gözlerini devirdi ve bu sefer ters bir bakış attı. Taehyung daha fazla güldü.
"Bakma öyle ciddiyim. Senin de diğerleri gibi görünüşüme kapıldığını düşündüm. Ve yaşın küçüktü dolayısıyla üzerine çokta düşünmedim -ki tekrar ediyorum bunun için özür dilerim amacım görmezden gelmek değildi- fakat günler geçti, aylar geçti ve senin bakışların hiç değişmedi."
Jungkook o günleri düşündü. Bazen iki haftaya bir bazense üç ayda bir görürdü onu ve o kadar özlerdi ki ona bakmayacak olsa bile gelsin isterdi. Göğsü tıpkı o günlerdeki gibi sıkıştı. Şimdi sevdiği adam önünde duruyordu ve gözlerinin içine bakıyordu. İster istemez mutlu oldu. O günlere nazaran şimdiler bir altın değerindeydi.
"Seninle konuşmaya başladıkça bana olan ilginin bir beğeniden öte olduğunu fark ettim. Seni üniversitede gördüğümde evinizde kaldığım gecenin sabahında ve ondan sonraki her günde bunu daha iyi anladım. Başlarda Jimin'le eskisinden daha yakın arkadaş olduğumuz için seninle konuşmaya çalışıyordum fakat sonraları olan olaylar beni sana itti. Jimin sürekli senden bahsediyor sıkıntılı bir dönemden geçtiğin halde sana yardımı dokunamadığı için üzülüyordu. Bende bana bırak dedim."
Jungkook göğsünde bağladığı kollarını gevşetti. Olayların bu şekilde geliştiğini bilmiyordu. Taehyung'un onunla bu yüzden konuşmaya başladığını bilmiyordu. Şimdi tüm hikayeyi dinlerken aklındaki tüm sorular bir bir cevabını buluyordu.
Taehyung Jungkook'un ikilemde olduğunu gördü. Şimdi önceki gibi karamsar değildi daha sakindi ve düşüncelerini tarttığını biliyordu. Ona doğru yaklaştı. Aralarında mesafe bırakmayarak önünde durdu. Elleri hafifçe birbirine değiyordu.
"Ben her zaman güzel olduğunu düşündüm Jungkook. Her zaman ilgi çekiciydin ve her zaman parlıyordun."
Jungkook bakışlarını ellerinden kaldırdı. Sanki konuşan başkasıymış gibi bakıyordu ona. Taehyung'un onu güzel bulduğunu bilmek kalbi çırpınıyormuş gibi hissettiriyordu.
"İlk defa beraber dışarı çıktığımız günün akşamı sokakta yürürken bana bakışını hatırlıyorum. Öyle güzel bakıyordu ki ben kendimi özel hissettim. Senin sevgin farklıydı öyle ki kendi sevgimin farkına vardım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
「 boy with luv 」taekook ✓
Fanfictionliseli jungkook üniversiteli taehyung'a aşık olur. #1 vkook