⌯ 9

31.8K 3K 1.7K
                                    

"Hiç içmedin mi?"

Jungkook kendisine sorulan bu soruya anlam veremedi. Şaşkın şaşkın etrafına bakıyordu.

"H-hayır. Reşit değilim ben."

"Onu anladık koca bebek. Satın alamayabilirsin ama bu içemeyeceğin anlamına gelmiyor."

Birkaçı gülüştüler. Bu koca bebek lakabı da ortama girdiğinden beri ağızlarından düşmüyordu.

"Peki hiç kız tavladın mı?"

Jungkook ne diyeceğini bilemezken iki adım ötesinde oturan Taehyung'a baktı. Az önce konuşulanlarla hiç ilgilenmiyordu ama şimdi tüm dikkati Jungkook'un üzerindeydi. Bu Jungkook'un gerilmesine sebep oldu. Neden böyle sorular soruyorlardı, anlamıyordu bile.

"Rahat bırakın onu. Başka eğlenceniz yok mu sizin?"

Taehyung arkadaşlarını susturduğunda derin bir nefes aldı Jungkook.

"Sen onlara bakma Jungkook boş boş konuşuyorlar."

Jungkook gülümsedi. Başı önüne düştü.Ne diyeceğini bilmediği için kucağındaki elleriyle oynuyordu.

"Eğer bu seni rahatlatacaksa söyleyeyim, ben de içmem."

Jungkook'un şaşkın bakışları Taehyung'u buldu.

"İçki içmeyi sevmiyorum. Benlik birşey değil. Ayrıca abartılacak bir tadı da yok. Erkekler arasında neden bu kadar yüceltiliyor bilmiyorum."

Jungkook'un tatlı gülümsemesi yüzüne yayıldı. Taehyung onu rahatlatmaya mı çalışıyordu? Eğer öyleyse bu, bu gece gerçekleşen en güzel olaydı.

Jungkook ona çok uzun süre baktığını fark edince bakışlarını kaçırdı. Dikkatini ortamdaki sohbete vermeye çalıştı. Fakat Taehyung gözlerini hala çekmemişti. Yüzünün ona bakan kısmı onun bakışlarıyla yanıyor gibiydi. Jungkook yüzünün kızardığına neredeyse emindi.

Gecenin ilerleyen saatlerinde Taehyung tüm ağırlığını ona yaslayan ve uyuklamakta olan Jimin'i taşıyordu. Taehyung onları eve bırakmakta ısrar etmişti fakat Jungkook daha fazla yük olmak istemiyordu. Taehyung buna saygı duydu. Jimin'i çağırdıkları taksiye doğru taşırken Jungkook elinde abisinin eşyalarıyla restorandan çıktı. Jimin'in arabaya binmesine yardımcı olduktan sonra birbirlerine döndüler.

"Teşekkürler, gerisini ben hallederim. " dedi Jungkook ne diyeceğini bilemeyerek.

"Emin misin? Yolda uyuya kalacağına eminim. Ben götürebilirdim sizi."

Jungkook omzunu silkti. "Daha önce yapmadığım birşey değil. Lütfen git ve dinlen."

Taehyung gülümsemesine karşılık verdi.

"Pekala, eve gidince mesaj atmayı unutma."

Jungkook hatırlayınca tekrar gülümsedi. Taehyung numarasını vermişti. İçi içine sığmıyordu.

Eve girip abisini yatağına yatırdıktan sonra mesaj kutusunu açtı. Boş ekrana bakınıp durdu. Bunun bu kadar zor olacağını düşünmemişti. Bir süre sonraysa gereğinden çok düşünmeye başladığını fark etti. Fikrini değiştirmeden önce aklına en yatkın olanı attı.

 Fikrini değiştirmeden önce aklına en yatkın olanı attı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Jungkook'un içi kıpır kıpırdı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Jungkook'un içi kıpır kıpırdı. Birini sevmek böyle birşey miydi? Jungkook bir an için durakladı. Sevmek... Bu kelime birkaç ay öncesine kadar çok yabancıydı. Şimdiyse son derece normal geliyordu. Yoksa. Gerçekten. Gerçekten ona karşı böyle mi hissediyordu?

•••

「 boy with luv 」taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin