⌯ 24

25.2K 2.2K 1.5K
                                    

Jungkook yavaşça Taehyung'dan ayrıldı; büyük olan bırakmak istemezcesine ayırmamıştı ellerini. Jungkook geri çekilse de belini saran eller yüzünden çokta uzaklaşamazken bakışlarını yerden kaldırdı. Taehyung güzel gözleri ve şekilli dudaklarıyla hemen oradaydı.

"İçeri geçelim o halde."

Jungkook babasını arayıp hoparlöre aldığında Taehyung sağında oturuyor, Jimin ise karşısında gergin bir şekilde tırnaklarını kemiriyordu. Söze Jimin başlamış ardından Taehyung onaylamıştı. Bay Jeon bir süreliğine konuşmadığında Jungkook düşünmekte olduğunu bilse de gerilmişti.

Hattan derin bir iç çekiş sesi duyuldu. Ardından kalın bir ses konuştu. "Annenizle konuşurum, tamam mı?"

Jimin bir zafer kazanmışcasına sevinirken Jungkook gülümsedi. Taehyung bunun bir kabulleniş olmadığını biliyordu ama iki kardeşin sevincine bakarsa iyi bir şeyler olduğu kesindi. Jungkook telefonu kapatır kapatmaz Taehyung'a dönüp gülümsemesini genişletti.

"Oldu mu?" dedi. Umut bariz bir şekilde sesine iliştirilmişti. Jungkook aynı hisleri paylaştıkları için bir kez daha sevindi.

"Babam ikna olmuş gibi. Annemle konuşursa o da ikna olur eminim." dedi küçük olan.

Taehyung kıkırdadı. "Artık ev arkadaşıyız o halde?"

Jungkook, kalbi yerinden çıkmaya müsait olsa emindi ki yapardı. Hiçbir şey söyleyemedi. Sesli yutkunmaktan ve aptalca gülümsemekten başka bir şey yapamıyordu bile.

"Taehyung umarım bizi evine aldığına pişman olmazsın." dedi Jimin gülerek. Odada ne yapacağını bilmez bir şekilde oraya buraya yürüyordu.

Her şey o kadar hızlı olmuştu ki bazen Jungkook hayatın hızına yetişmediğini düşünüyordu; her ne kadar kendi hayatı olsa da. İki gün sonra taşınmalarına yardım etmek ve salondaki, artık ihtiyaçlarının olmadığı, koltukları Busan'a götürmek için gelmişti annesi. Yatağı yeni odasında kurulurken çok tuhaf hissediyordu. Taehyung hemen yan odada olacaktı.

Kırılacak eşyaları ve birkaç hafif kutuyu koydukları arka bagajı açtığında hemen karşı yola park edilen taşıma kamyonundan televizyonun çıkarıldığını gördü. Odasında televizyonun olacağı fikri biraz tuhaftı fakat Jimin annesi götürmesin diye odadaki bir köşeye sığdırmakta ısrarcıydı. Kutulardan büyük olanını alıp arkasına döndüğünde Taehyung ile yüz yüze geldi Jungkook.

"Sen onu bana bırak." dedi ve küçük olana fırsat bile vermeden elinden aldı. Her ne kadar temastan kaçınsa da ellerini kaplayan büyük ellerin sıcaklığını hissttiğinde geri çekilmek istemedi. Taehyung'un elleri Jungkook'un ellerinin üzerinden sürtünerek geçtiğinde Jungkook neredeyse bilerek yaptığını düşünecekti. Yine de hoşuna gittiğini söyleyemezdi.

Başka bir kutuyu alıp peşine düştüğünde eve girer girmez kendi elindekini bırakıp yine Jungkook'a yardım etmişti. Geri kalan kutuları bile Jungkook'a taşıtmamak için hızlı hareket ediyor o daha merdivenleri çıkamadan elinden alıyordu. Jungkook tüm bu ilgiden memnundu, gülümsememek için dudaklarını ısırıyordu.

Nihayet odanın tamamı taşındığında yeni evlerinde ilk yemeklerini yediler. Bayan Jeon ev yemeği pişirdiğinde Taehyung tüm yazı burada geçirebileceğini, bunun için kendi yatağını feda edebileceğini söyleyip onu güldürüyor sıcak bir ortam oluşmasını sağlıyordu.

Gece olup Jungkook odasına geçtiğinde ardından annesi de gelmiş onu kolları arasına almıştı.

"Yarın gidiyoruz öyleyse?"

"Nereye?" Jungkook başını annesinin göğsünden kaldırıp merakla sordu.

"Üniversite başvurunu yapmaya?"

「 boy with luv 」taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin