≞ 32

18.5K 1.5K 1.2K
                                    

Selam sınavlarım biter bitmez yb yazmaya başladım

Bu arada başlıklardaki ayrıntıyı fark eden göz kırpsın

•••

Jungkook oturduğu yerde geriye çekildi ve üzerindeki pantolonun tenine sürtünerek kayıp gitmesine izin verdi. Taehyung'un elleri iki yanından yatağa sabitlendiğinde birbirlerine kenetlenen dudaklarını ayırmadan olduğu yere uzandı. Büyük eller tişörtünün içerisine sızdığında sabırsızlanarak elini pantolonundan içeri gönderdi. Taehyung ani hareketten ötürü duraklayıp öpücüğü bozduğun mızmızlandı Jungkook. Onun, pantolonunun içindeki ellerden kurtularak tişörtünü sıyırışını izledi.

"Sabırlı olmalısın." dedi nefesi yüzüne değip geçerken.

Tişörtü tamamen çıkarmak yerine dirseğinin hizasında bıraktığında daha da mızmızlandı Jungkook. Şimdi kolları birbirine kenetlenmişti ve bileğindeki baskı yüzünden Taehyung'a sadece dudaklarıyla dokunabiliyordu. Aklına gelen şeytani fikirle gülümsedi öpücüğün arasında. Alt tarafı Taehyung'a sürtünerek geçtiğinde ve arkasında bir kıvılcım bıraktığında üzerindeki bedenin titrediğini hissetti.

"Hiç uslanmaz mısın sen?" dedi Taehyung müzipçe gülen Jungkook'a fakat kendisi de gülümsüyordu.

Ve zil çaldı.

Jungkook'un gözleri kocaman açıldı. Yataktan kalkmaya vakit bulamadan kapıdan bir ses daha geldi.

"Jungkook! Taehyung!"

Jimin'in kapı ardındaki sesinden ve yuvarladığı sözcüklerden uçmuş olduğu belli oluyordu. Onun sesine başkaları da eklendiğinde Jungkook şaşkınlıkla karışık kızgınlık hissetmeye başladı. Kapıyı açtıklarında tam da tahmin ettikleri bir manzara vardı.

Jimin içmeye çıktığı arkadaşlarını eve getirmişti.

••

Jungkook gözlerini abisinden çekip tek tek herkesin yüzünde gezdirerek en son Taehyung'da durdu. Üzerindeki tişörtün uçlarını çekiştirerek şişliğini kapatmaya çalışıyordu. Açıkcası Jungkook'un da ondan farkı yoktu ve bu durum gittikçe canını sıkmaya başlıyordu. Masanın üstündeki bira şişelerinden gelen koku sinirlerinin gerilmesine sebep olmuştu. Diğerlerinin onları çok umursadığını da sanmıyordu ayrıca. Gözleri Taehyung'un üzerinde oyalanırken bakışlarının çakışmasıyla, biraz da olsa rahatlayan bedeninin tekrar ısındığını hissetti Jungkook. Şu anda buna hiç olmadığı kadar ihtiyacı vardı.

Taehyung bir süreliğine gözlerini kaçırdı. Yerinde kıpırdandı. Jungkook, derin nefeslerle kalkıp inen göğsünü hipnotize olmuş gibi izlerken bir kez daha baktı Taehyung. Jungkook başını duvara yaslayarak bacaklarını birbirine bastırdı. Bunu gizlenmek için yapsa da sızlayan alt tarafı şiddetlenince çokta iyi bir fikir olmadığını anladı.

Taehyung eliyle çenesini ovuşturdu. Gördüklerini gören başka biri var mı diye etrafına bakındı. Jungkook bunu umursamayı bırakalı uzun zaman olmuştu. Yerinden kalktı ve diğerlerine bile bakmadan yan odaya, Taehyung'un odasına girdi. İçeri girer girmez derin bir nefes verdi. Daha önce fark etmemişti ama kendini çok kasmıştı. Sabırsızlanarak odanın içinde gidip gelmeye başladı. Çok geçmeden kapı açıldı ve içeri Taehyung girdi.

"Jungkook-"

Sözleri Jungkook'un dudaklarıyla yarıda kesildiğinde hiç itiraz etmeden ayak uydurdu. Kollarını beline dolayarak küçüğü iyice kendine çekti. Bedenleri tam anlamıyla bir olduğunda ikisi de inledi. Öpüşleri, uzuvları kumaşın üstünden birbirine değdikçe derinleşiyordu. Arzularının en uç noktasındayken işin yarım kalması onları daha da hassaslaştırmıştı. Bu yüzden çok daha fazlasını istiyordu Jungkook.

「 boy with luv 」taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin