⌯ 22

24.7K 2.3K 1.2K
                                    

"Ne demek anneme o dersten kaldığımı söyledim? Amacın neydi acaba?!"

"Burada kalmamız gerekiyordu ne yapayım?"

Jungkook ne diyeceğini bilemedi. Bu duyduğu en saçma şeydi. Hiç mi düşünmüyordu kendini, başına bela almıştı resmen. Ebeveynlerinin konu okula gelince ne kadar katı olduklarını bile bile yapmıştı bunu.

"Bunu yapmana gerek yoktu." Jungkook'un sesi daha sakin geliyordu şimdi.

Jimin omuz silkti. "Seni buraya sürükledikten ve başına onca belayı açtıktan sonra bunu sana borçluydum."

Jungkook abisine inanamayan gözlerle bakıyordu. "Kardeşler birbirine borçlanmaz hyung. Ayrıca biri suçlanacaksa bile bu kişi sen değilsin. "

Jimin tekrar omuz silkti. Çokta umursamıyor gibi davranıyordu ama gergin olduğu her halinden belliydi. Jungkook derin bir nefes aldı. İş işten geçmişti. Şimdi bir de buna kafa patlatıp işleri yoluna koymalıydı.
    

Bir saat sonra salondaki tekli koltukta oturmuş uyuklayan abisini izliyordu Jungkook. Daha doğrusu dalıp gitmişti. Uzun bir savaştan sonra, bakışlarını şimdi gözleri iyice kapanmış olan abisinden ayırıp cama dikti. Hava kararmıştı fakat henüz erkendi. Gergince dudaklarıyla oynuyordu.

Jimin'in yalanına göre dersten geçebilmesi için dokuz gün yaz okuluna gitmeliydi ve derslerin sonunda da sınava girmeliydi. Yani Jimin verilebilecek en yanlış kararı verse de, ki ona hala kızgındı, Jungkook'a toplamda on iki gün kazandırmıştı. On iki gün ve sonra gideceklerdi.

Jungkook yavaşça yerinden kalktı. Uyurken üşüyeceğini bildiği için abisinin üzerini örtüp odasına geçti. Işığı yakma zahmetine bile girmeden telefonunu cebinden çıkardı ve rehbere bakmadan ezbere bildiği numarayı tuşladı. İlk çalışında tereddüte düştü Jungkook. Doğru şeyi mi yapıyordu bilmiyordu. Başının arkasının ağrıdığını hissediyordu. Ama geri dönmeye vakti bile olmamıştı; Taehyung ikinci çalışta telefonu açmıştı.

"Jungkook?"

Yumuşak sesini duyunca gözlerini yumdu Jungkook. O an duyguları çok yoğundu, bunları sesine yansıtmadan konuşmayı başarabileceğini sanmıyordu.

"Selam."

"Selam!"

Taehyung'un sesi oldukça canlı geliyordu. Arkadan gelen seslere göre mutfaktaydı. Jungkook kaynayan suyun sesini duyabiliyordu. Gereğinden uzun bir süre konuşmadığını fark etti. Taehyung hiçbir şey demeden onun konuşmasını bekliyordu.

"Umarım hazır noodle yemiyorsundur." dedi Jungkook şakayla karışık.

Taehyung'un kıkırtıları ahizeden yükselip Jungkook'un kulağına ulaştı. Jungkook da kıkırdıyordu şimdi.

"Tamam, sağlıklı bir şeyler yiyormuşum gibi davranırım."

Gülmeyi bıraktıklarında sessizliğe gömüldü ortalık. Jungkook gergince yutkundu. Konuyu açmanın tam zamanıydı.

"Jimin hyung, anneme derslerinin birinden kaldığını söylemiş."

Sessizlik hala devam edince Jungkook çok ani söyleyip söylemediğini düşündü. Tam seslenecekti ki Taehyung konuşmaya başladı.

"Hm, neden böyle bir şey yapmış?"

Jungkook kaşlarını çattı. Taehyung'un sesi çokta şaşırmış gibi gelmiyordu. Jungkook onun sinirlenmesini, Jimin'e bağırıp çağırmasını ve onu vazgeçirmesini beklemişti. Kesinlikle sakin bir şekilde karşılamasını değil.

「 boy with luv 」taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin