⌯ 25

24.7K 2.1K 2.3K
                                    

Ertesi gün tam bir kovalamacaydı. Taehyung, Jungkook'la yalnız kalıp konuşmak için fırsat arıyor evin içinde peşinden ayrılmıyordu. İkili gün boyunca bir türlü yalnız kalamamıştı; üç kişi varken bu zordu.

Önceki gün olanlardan sonra yüzündeki gülümsemeyi bir türlü silememişti Jungkook. Taehyung tek kelime dahi edememişti. Hoş, etse ne diyecekti? Jungkook odadan çıktıktan sonra bile kala kalmıştı. Şimdiyse konuşmak için fırsat arıyordu fakat Jungkook yalnız kalmamak için elinden geleni yapıyordu. Yüzündeki o bariz gülümseme ile Jimin'in peşine takılıyor Taehyung ile adeta oynuyordu.

Bu bir süre böyle devam etse de Jimin'in telefonu çaldığında ve konuşmak için odadan çıktığında nihayet yalnız kalmışlardı. Jungkook gözlerini Taehyung'a çevirdiğinde konuşmak üzere olduğunu görünce hızlıca yerinden kalktı. Kendini banyoya kilitleyip Taehyung'u dışarıda bıraktığında derin bir nefes aldı. Hayır, bu kadar kolay değildi. Biraz da o düşünsün, diye geçirdi içinden.

Kapının önünde dolanıp o odadan bu odaya girip çıkan Taehyung'un ayak seslerini duyabiliyordu. Sanki gerçekten işi varmış gibi arada bir suyu açıp kapatıyordu fakat Taehyung'un bu numaraları yemediğinin de farkındaydı. Jimin'in sesini duyamıyordu bu yüzden konuşmasının bittiğini düşündü. Biraz daha oyalanıp çıkmak için kapıyı araladığı an kapı hızla açılınca geri çekilmek zorunda kaldı. Taehyung içeri bi' hışımla girmiş, kapıyı ardından kapatmış bir de üstüne omzuyla yaslanmıştı.

"Kaçıyorsun." dedi Taehyung inanamıyormuş gibi. Jungkook dejavu yaşadığını hissetti.

"Kaçmıyorum." dedi kafasını sallarken.bir yandan da geri geri hareket edip uzaklaşmıştı. Yüzündeki gülümseme hiç gitmiyordu.

Taehyung gerçekten inanamıyormuş gibi bir ses çıkardı. Yaslandığı kapıdan ayrılıp eliyle sıkı sıkıya tuttu. Jungkook her an kaçabilirmiş gibi tetikteydi.

"Lütfen," dedi. Bir çocuğa laf anlatır gibi tane tane konuşuyordu. "Konuşabilir miyiz?"

Kızgın ya da üzgün değildi. Biraz telaşlıydı, ki nedenini anlayamamıştı Jungkook. Öğrenmemesi mi gerekiyordu? Bunu saklamak neden bu kadar önemliydi?

"Tabii konuşalım." dedi Jungkook kendinden emin bir şekilde. Sanki tüm gün kaçan kendisi değilmiş gibi.

Taehyung sesli bir şekilde nefesini verdi. Omuzları bir anlığına düşmüştü. Belki de çok abarttım, diye düşündü Jungkook. Sürekli kovalamaktan sıkılmıştı, kaçan kişi olmak daha eğlenceliydi. Ayrıca yeterince koşmuştu. Sıra Taehyung'daydı. Elinde çok büyük bir koz vardı ne de olsa.

"Neden böyle bir şey yaptın?" dedi Taehyung. Eli hala kapının üzerindeydi.

Jungkook gülümsemesini genişletti, "Bazı sorularım vardı."

"Peki cevaplarını alabildin mi?"

Jungkook kafasını hızla yukarı aşağı salladı. "Evet."

Taehyung derin bir nefes aldı. Bir süreliğine bakışlarını kaçırdı. Tekrar döndüğünde ne diyeceğini bilmiyormuş gibi bakıyordu. Konuşmak isteyenin o olmasına rağmen.

"Aklından ne geçiyor?" diye sordu küçüğüne.

Sanki o kelimeler yasaklıymış gibi hiç kullanmıyor dolaylı yoldan sorular yöneltiyordu sürekli. Jungkook aldığı cesaretten dolayı sakınmıyordu. Geceleyin uyuyamamıştı bile ve her zaman bu anı beklemişti. Nasıl olacağına dair yüzlerce senaryo yazmıştı. Tabii ki de bir banyoda, Taehyung'un evinin -ki artık kendi eviydi de- banyosunda olacağını düşünmemişti. Ama şimdi buradalardı ve o senaryolardan biri gerçekleşmek üzereydi. Bir adım attı. Mesafeyi kapadı.

「 boy with luv 」taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin