Rutin günlerden biriydi. Ali Demir arka bahçeyi temizliyor, Nehir de elindeki saplı fırça ile kulübenin önünü süpürüyordu. Bugün hava oldukça güzeldi ama genç kız huzursuzdu. Uyandığı andan beri kalbinde bir şeyler hissediyordu. Kötü bir şeyler olacaktı seziyordu.
Derin bir nefesle arkasını dönüp plastik küçük küreğe eğildi. Eline alıp ayağa kalktığında, bakışı seranın kapısına kaydı. Biri girmişti, üstünde gri bir kumaş pantolon ve beyaz bir gömlek varken, yeşil gözleri de sadece o yöne bakıyordu. Kürek titremeye başlayan elinden yere düştü, geri geri gitmeye başladı.
Bakışını çevirdi, müdahale etmek istedi ama Ali Demir o yöne yaklaşıyordu. Saniyeler içerisinde iki adam karşı karşıya dikildi. Nehir, Ali Demir'in arkasında, Kemal'in de önündeydi, gözleri dolu dolu olarak bekliyordu. İstemiyordu, bu evden ve seradan ayrılmayı ama biliyordu, yalanları ortaya çıktığı anda genç adam onu ikisinden de kovacaktı.
"Buyrun"
Diyen Ali Demir'in sesiyle bir adım daha geriye attı. Ne yapacağını bilmiyor, sadece uzaklaşmak ve bu anı görmek istemiyordu. Ayağını hareket ettirmek istedi, yapamadı. Susmuştu Kemal, bakışı önüne dikilen adamdan geride duran kıza kaydı. Gözlerinde bir bakış vardı, çok iyi biliyordu bunu adam. Daha önce birkaç defa daha görmüştü. Genellikle, çok korktuğu ve endişeli olduğu durumlarda böyle olurdu. Yüzünde şaşkınlık belirirken, Nehir yavaşça kafasını iki sallıyor, geri geri adım atıyordu. Arkasında bulunan kulübenin duvarını, sert bir şekilde sırtını çarptığında fark etti.
"Ah!"
Kemal endişeyle durdu. Canının yandığını görmüştü, buna küçüklükten bu yana dayanamıyordu. Yaklaşıp yanında olduğunu göstermek istedi. Önüne dikilen adamın meraklı bakışları altında tek adım attığında, kızın dolu gözlerini görüp durdu. Yere yapıştı ayakları. Adamın bakışının olduğu yöne döndü Ali Demir, genç kız sırtını duvara yaslamış endişeyle bekliyordu. Kemal'i geride bırakıp kıza yaklaştı. Yüzünden iyi olmadığını anlamak zor değildi. Önüne dikildi.
"İyi misin?"
Dudağını ısırıyordu genç kız, bakışı sadece adamın üzerindeydi. Dolmak için direnen gözlerinden yanağına tek damla yaş istemsizce aktığında, Ali Demir elindeki fırçayı alıp tek eliyle uzandı, bir metre uzaklıkta bulunan sandalyeyi yaklaştırdı.
Kızın oturmasına yardımcı oldu, Nehir kafasını eğmişti. Düşünüyordu, Kemal onu nasıl bulmuştu? Kalbi hızla atıyordu, ağabeyi de yerini biliyor muydu artık? Ömrü bu kadar mıydı?
İlk defa kalbinde böylesine kelebekler kanat çırpmaya başlamışken, karşılık görmeden duracak mıydı? Babasının olduğu gibi onun da katili aynı kana sahip olduğu kişi mi olacaktı? Titreyen ellerine baktı adam, neden böyle olduğuna anlam veremiyordu.
"Bana bak"
Yavaşça önüne çömeldi genç adam, sadece nedenini bilmediği gerginliğine engel olmaktı niyeti. Kızın dolu gözleri ve titreyen elleri onu endişelendiriyordu. Artık evin bir üyesi olarak kabul ettiği bu kızın, böylesine kötüleşmesine izin veremezdi.
Nehir gözlerini yavaşça kırptı. Derin bir nefes verdi, bakışını seranın bahçesinden ayırıp önündeki adama çevirdi. Adam, ilk defa ona böylesine yakın duruyor ve gözlerine bakmasını istiyordu. Maviler ilk defa onun için endişe duyuyordu. Yaşadığı korku, tüm benliğini titretmişti. Gözlerini onun gözlerine sabitlerken, yavaşça elini kaldırdı ve adamın sakallarına bıraktı.
"Sana.. bakmadan yaşayamam"
Yavaşça elini yanağında gezdirdi, genç adam kömür gözlerine bakıyordu. Yavaşça geri geri gidip ayağa kalktı. Unutmuş olduğu müşteriyi hatırlayıp arkasını döndüğünde, adamın gitmiş olduğunu gördü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Davetsiz Misafir - (Bitti)
RomanceYumruklarla çalınan kapının sesiyle araladı genç adam gözlerini. Yıkık olan kapının, erken davranmazsa bu vuruşlara dayanamayıp yerlebir olacağından adı gibi emindi. Gecenin bir yarısıydı. Odasındaki sönmüş kömür sobasına bakıp hızla üzerindeki bat...