Hoşgeldin Akasya Bebek ❤️.....
Elini karnının üzerine dayadı genç kız, kafasını eğdi, bebeğini yavaşça okşadı.
"Ne dersin annem? Aklımızdan geçeni yapalım mı?"
Karşısında Mert ve Rüya vardı, olan bitenin en başından özetini geçmişlerdi. Genç kız büyük bir şaşkınlık yaşamış, olanlara inanmak biraz zamanını almıştı.
Sırtını ağabeyinin arabasına yaslamış karşısında duran ikiliye bakıyordu. İkisi de Nehir'in ağzından çıkacak tek kelimeyi bekliyordu. Olanlar hakkında hiç yorum yapmamıştı.
"Çok zor, çok" dedi sustu, bakışını karşısındakilere çevirdi, "Üzgünüm ama çok büyük bir engeliniz var" zihninde kocası vardı, duyduğu anda ortalığı yakıp yıkacağına garanti veriyordu.
Derin nefes aldı, "Birincisi Rüya'nın hala okulu var, ikincisi aranızdaki yaş farkı. Hepimiz mazur görebiliriz ama o keçi görmeyecektir"
Elini yeniden karnına dayadı, kafasını eğip göbeğine baktı. "Çok inatçı ve zor bir baban var annem, o yüzden hep dediğim gibi en çok beni sev". Bebeğine yaptığı küçük bilgilendirme sonrası gözleri yeniden ikisine döndü.
Derin nefes aldı, bir eli karnının üzerindeydi, bebeğini okşuyordu. Sessizdi, zor olduğunu çok iyi biliyordu. "Sizin için kendimi feda edeceğim" dedi alt dudağını ısırdı. Onu çok iyi tanıyordu, istemediği bir şeyi yapmak mümkün değildi.
"Ama merak etmeyin, cazibemi ve yeteneğimi kullanıp kocamla savaşacağım"
Rüya'nın yüzünde ufak bir tebessüm belirdi, bakışını genç adama çevirdi, o da rahatlamış görünüyordu.
"Beni görmemiş sayın, bebeğim yürümek istiyor"
Onları sollayarak geride bıraktı, elini karnına bırakıp yavaşça okşamaya başladı. Yüzünde gülümseme vardı, gördüğü manzara ve duyduğu gerçekler oldukça hoşuna gitmişti.
Biliyordu ağabeyi ve Rüya bir arada iken çok mutlu olacaktı, ikisi de en çok sevdikleriydi.
Kafasını yavaşça eğdi, karnına baktı. "Mutluyuz, değil mi?" dedi, bakışını önündeki yola çevirdi, ağır adımlarla yürümeye devam etti.
Bir ses duydu, telefonu çalıyordu. Üzerinde bir ince bir hırka vardı, yan cebindeydi, çıkardı, ekranda kocasının ismi vardı.
"Baban arıyor" dediği anda minik bebekten minik bir tekme yedi, gözünü kıstı, bakışını göbeğine çevirdi.
"Anne sözü neden dinlemiyorsun, en çok beni sevmelisin" yavaşça okşadı, cevaplama tuşuna basıp kulağına yaklaştırdı.
"Alo" Genç adam sevkiyat için seradaydı, kamyonete yükleme yaptığı sırada karısının ve bebeğini merak etmişti.
"Çiçeğim, nasılsın?" dedi, bebeğin bir tekmesi daha hissedildi, genç kız gözlerini kısarak ona baktı. "İyiyim, hatta babasının sesini bile duyunca heyecanlan ufaklık da iyi."
Tebessüm etti Ali Demir, kamyonetin arka kısmına yaklaştı, oturdu. Bebeğinin varlığı, düşüncesi bile heyecanlanmasına neden oluyordu.
"Ona da kendine de dikkat et" kafasını yavaşça salladı genç kız, bir caddeye yürüdü, genç adam araçların ve yoğunluğun sesini duydu. Ayağa kalktı, "Neredesin?"
"Yürüyüş yapıyorum"
"Ne zamandan beri?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Davetsiz Misafir - (Bitti)
RomanceYumruklarla çalınan kapının sesiyle araladı genç adam gözlerini. Yıkık olan kapının, erken davranmazsa bu vuruşlara dayanamayıp yerlebir olacağından adı gibi emindi. Gecenin bir yarısıydı. Odasındaki sönmüş kömür sobasına bakıp hızla üzerindeki bat...