50.Bölüm:'Kıskanç Demir'

15.4K 1K 404
                                    

Harabe yarı karanlık bir depodaydı Mert, üstü kapalı, yıkık bir yerdi. Yerinde gidip geliyordu, derin nefes aldı. Adımını durdurdu, yönünü çevirdi.

Tam önünde Serdar dışında 9 ayrı adam vardı. Hepsinin üzerinde takım elbise vardı, kimi siyah kimi gri kimi de lacivert renkti. Elleri iki yanda, hazır ol pozisyonunda gelecek olan komutu bekliyorlardı.

Genç adamın gözleri yatay iki sıra şeklinde dizilen adamlarına döndü, yumruklarını sıktı.

"Bu işi bitirelim artık!"

Kafasını aşağı yukarı salladı, adamlar harekete geçmek için hazırlandı.

"10 gün! Daha fazlası olmaz, 10 gün içinde bitecek!"

Arkasını döndü, çıkışa yürüdü. Serdar bakışını adamlara çevirdi, hızla önlerine dikildi. Önceden belirlediği görevler vardı, en baştaki adamın önünde durdu.

"Sen.. Hemen Nehir Hanım'ı takip etmeye başla!"

Onayladı adam, hızla arkasını döndü. Koşar adımlarla verilen görevi yerine getirmek için çıkış yaptı.

....

Sokakta durdu kamyonet, genç kız adamı geride bırakıp hızla indi. Mutluluğunu bir an önce evdekilerle de paylaşmak istiyordu. Kapıya yaklaştı, yumruk yaptığı elini vurdu.

Odasındaydı Rüya, dalgındı. Ders çalışmak istemiş odaklanamadığını anlayınca yatağına dinlenmek üzere yatmıştı. Duyduğu sesle ayaklandı, merakla odadan çıktı, koridorda annesiyle buluştu gözleri.

Önünden geçip önce evin kapısını açtı, bahçe kapısına yürüyüp çengeli çekti. Karşısında genç kız vardı, yüzündeki mutluluk gözlerinden okunuyordu.

"10 gün, 10 gün sonra evleniyoruz!"

Gülümsedi Rüya, iki kız birbirine yaklaşıp sıkıca sarıldı. Kapının pervazında ikisinin gülüşü ve sarılışı yankılandı. Genç adam tebessümle yanlarından geçip içeri girdi.

Bakışları annesiyle buluştu, balkonda durmuş izliyordu. Önünde durdu, Zeynep Hanım gülümsedi, gözleri dolu dolu olmuştu. Sonunda oğlu damat alacak, sevdiği kişiyle yuva kuracaktı.

"Oğlum.. Tebrik ederim"

Genç adam kafasını sallayıp annesinin elini tuttu. Eğildi, küçük bir öpücük kondurup alnına dayadı. Sarıldı anne oğul, dile getirilemese de ikisinin de zihninde o anda tek bir şey yer aldı, evin babası Erkan Bey.

Çocukluğundan bu yana oğlunun damat olacağı günün hayalini kurmuş, kazandığı paranın bir kısmını her daim bir banka hesabına yatırmıştı. Onu en güzel, en eksiksiz şekilde damat etmek istiyordu.

Genç adam duygularını pek belli edemezdi, düğün tarihinin belli olduğu o andan beri zihninde babasının yer aldığını da gizlemişti. Gözleri annesiyle buluştu, bakışarak bile olsa Erkan Bey'i anmışlardı. Burada olmalı, oğlunun düğünün her şeyiyle mutlulukla ilgilenmeliydi.

Derin nefes aldı Ali Demir, gözleri genç kıza kaydı. Yanlarına yaklaşmıştı, Zeynep Hanım'ın elini öptü, kadın ona da sıkıca sarıldı. Onu oğluna eş, kendine gelin edeceğinden hiçbir zaman pişmanlık duymayacaktı, biliyordu.

"Tebrik ederim kızım"

Kafasını salladı, adamın gözleri kıza döndü, dolu dolu olduğunu gördü. Bir an duraksadı, kendi ailesiyle paylaştığı bu anı izledi. Genç kızın kimsesi yoktu, tıpkı annesi gibi yapayalnızdı, baba tarafı da anne ve babasının evliliği sonrası onları reddetmişti.

Bir Davetsiz Misafir - (Bitti) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin