Bölüm Başlığı:
Hayatıma Hoşgeldin ❤️....
Seranın bahçesindeydi genç adam, okuldan çıktığı gibi soluğu burada almıştı. Yeni fidanlar almış, kamyonetten indiriyordu.
Yanında genç bir erkek vardı, ismi Özgür'dü, 19 yaşında bir üniversite öğrencisiydi. Kısa saçları, siyah gözleri vardı. Boyu uzun, teni buğdaydı.
Burada yarı zamanlı çalışıyordu. Sabahları serayı açıyor, etrafı topluyor, Ali Demir'in gelişiyle de okuluna gidiyordu.
Bugün ise istisna günlerinden biriydi, dersi erken bitmişti. Eve gitmek yerine soluğu serada almıştı, burada olmak, idol olarak gördüğü patronuyla çalışmak oldukça hoşuna gidiyordu.
Kamyonetin arkasına yaklaştı, Ali Demir ufak saksılardan eline alıp uzattı. Aktarmalı şekilde boşaltıyorlardı. Özgür aldı, arkasını dönüp diğerlerinin yanına ilerledi.
"Küçük saksıların yanına konulacak" dedi genç adam, Özgür onaylayarak kafasını salladı. Yeniden aynı çiçeklerin bulunduğu köşeye ilerledi.
Geriye çekildi Ali Demir, kamyonetin arka kısmındaydı. Doğruldu, gözleri seranın koca kapısına kaydı. Önünde eşsiz bir manzara belirdi, tebessüm etti.
Karısı elinden tuttuğu kızıyla içeri giriyordu. Minik Akasya bakışlarıyla babasını arıyordu. Buraya her geldiğinde onu göreceğini çok iyi biliyordu.
Arkasını döndü Ali Demir, atladı, ayakları yerle buluştu. Hızlı adımlarla ilerledi, bakışları kızının minik gözlerine değdi. Gülümsedi, küçük kız heyecanla annesinin elini bıraktı.
"Baba" dedi, genç adam adımlarını birleştirdi. Hızla yaklaştı, kollarını uzatıp eğdi. Kızını kucağına aldı, minik adımlarının onu yorduğunu biliyordu. Kafasını boynuna gömdü, sadece birkaç saat duymadığı kokusunu özlemle içine çekti.
Mutluydu minik bebek, iki küçük kolunu babasının boynuna doladı, kafasını omzuna dayadı. Onun için bu hayattaki en güvenli yerlerden biriydi babasının kucağı.
Kahverengi saçlarına su yeşili bir badana takılmıştı. Yavaş yavaş uzamaya başlayan perçemleri alnına seyrek de olsa dökülmüştü. Aynı renk, önleri desenli sade bir elbise giydirilmişti. Ayaklarında beyaz bir çift spor ayakkabı vardı.
Huzur doluydu, babasının kucağında, onun kollarının arasındaydı. Elini yavaşça kaldırdı genç adam, kızının sırtına dayadı. Onu rahatsız etmemeye gayret ederek bakışını karısına çevirdi.
Tam önünde durmuştu, baba kızı hayranlıkla izliyordu. Elinin biri karnının üzerindeydi, ikinci bebeğine sahip olduğu şansı hissetirmeye çalışıyordu. Dünyaya getireceği tüm çocuklar mükemmel bir babaya sahip olacaktı.
"Özledik" dedi Nehir, gülümsüyordu. Kocasını bugün sadece sabah okula giderken görmüştü. Onu delice özleyen yanına engel olamamış, kızıyla buraya gelmek istemişti.
Tebessümle yaklaştı Ali Demir, elini karısının ensesine bırakıp kendine doğru çekti, alnına çok küçük bir öpücük kondurdu. Nehir gözlerini kapayıp huzurla bu anı hissetmeye çalıştı.
"İyi misiniz?"
"Şimdi üçümüz de iyi olduk"Genç kadının bir eli karnındaydı. Ali Demir elini yaklaştırıp elinden tuttu.
"Bir şey içebildin mi?" diye sordu endişeyle.
Genç kadın kafasını olumlu anlamda salladı, zorlansa da bebeği için bir bardak taze sıkılmış portakal suyu içmişti. Doktorlar ne derse de o, belli aralıklarla verilen serumların bebeğine zarar vereceğini düşünüyor, önüne geçmeye çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Davetsiz Misafir - (Bitti)
RomansaYumruklarla çalınan kapının sesiyle araladı genç adam gözlerini. Yıkık olan kapının, erken davranmazsa bu vuruşlara dayanamayıp yerlebir olacağından adı gibi emindi. Gecenin bir yarısıydı. Odasındaki sönmüş kömür sobasına bakıp hızla üzerindeki bat...