45.Bölüm: 'Canımdan Can'

14K 1K 401
                                    

Genç kızın gözleri masaya döndü, toplantı salonunda en baştaki sandalyede oturmuştu.

Önünde dosyaları vardı, etrafında oturan kişilere ciddiyetle bir şeyler anlatıyordu.

Masanın üzerinde telefonu vardı, sessizdeydi, ışığı yanıp sönmeye başladı.

Merak etti, su içmek adına sustu. Bakışını telefona çevirdi, yavaşça eline aldı.

Ekrana baktı, 'Rüya - 5 cevapsız arama' yazıyordu. Gözleri endişeyle büyüdü, onu önemli bir şey olmadığı sürece bu kadar çok aramazdı.

"İzninizle"

Diyip telefonu sıkıca tutup ayağa kalktı. Toplantı odasından çıkıp koridora geçti. Hızla geri arama yapıp kulağına kulağına yaklaştırdı.

Bekledi, çalan her saniyede kalbi nedensizce hızla atmaya başladı. İçini bir huzursuzluk kaplamıştı.

"Hadi Rüya, aç lütfen"

Derin soluk aldı, telefonun diğer ucundan gözlerinin dolmasına neden olan bir ses duyuldu. Rüya'nın hıçkırıklarla ağlayışıydı.

Elleri titremeye başladı, ayakları uyuştu. Geri geri gidip duvara yaslandı.

"Rüya"

Diyebildi sadece. Kalbi delice atıyordu, kulağına sadece ağlayış ulaşıyor, kızın söyleyeceği tek kelimeyi korkuyla bekliyordu.

"Nehir.. Abim.."

Kızın kalbinin tam üzerine bir bıçak saplandı, sendelemeye başladı. Yavaşça yere çöktü.

"İlk Yardım hastanesindeyiz"
"Ya-şıyor.. Yaşıyor"

Hızla ayaklanmak istedi, yapamadı. Tüm bedeni uyuşmuştu. Kalbi delice atıyor, gitmesi gerektiğini biliyordu.

Kafasını yere eğdi, yüzünü feci bir sararma aldı. Derin derin nefes aldığı sırada sekreteri göründü.

Toplantı odasındaydı, merak edip çıkmıştı. Hızla önüne yaklaştı, eğildi.

"Nehir Hanım! İyi misiniz?"
"Hastane.."
"Hasta mısınız?"
"İlk yardım hastanesine gitmem gerek"

Genç adam hızla kollarından tutup ayağa kalkmasına yardımcı oldu. Ağır adımlarla kapıdaki arabaya bindirdi.

....

Hastanenin önünde duruyordu araba, genç kız tepkisizdi. Durmuş, önündeki koca binayı izliyordu. Kafasını eğdi, kalbi parça parçaydı.

Çok küçük yaşta annesiz kalan, ağabeyi tarafından öldürülen babasının cansız bedenini gözleriyle gören genç kız şimdi ilk defa böylesine korkuyor, içeri girmeye cesaret edemiyordu.

Ne kalbi ne de benliği üçüncü ölümü kaldıracak kadar güçlü değildi.

Gözlerinde her daim bir kahraman olan adamı ne durumda göreceğini hiç bilmiyordu. Kafasını eğdi, derin derin soluk aldı.

Elleri titriyor, kalbi alevler içerisinde kavruluyordu. Dua ediyor, iyi haberler almayı ümit ediyordu.

Arabanın arka koltuğunda oturuyordu, kafasını eğdi. Şoförünün bakışı ona döndü, iyi olmadığını görebiliyordu.

"Nehir Hanım"

Genç kız bakışını kaldırdı, gözleri dolu doluydu. İnmesine müsaade etmeden kapıyı açtı, ağzından tek kelime çıkmadan ayaklandı.

Bir Davetsiz Misafir - (Bitti) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin