Adamın park etmeye çalıştığı kamyonetten indi genç kız, adımını bahçe kapısında durdurdu. Geriye döndü, adam kapıları kilitliyordu. Yanına doğru adım attığını görünce derin bir nefes alıp önüne geçti. Aradaki mesafe çok azdı, birbirlerinin nefeslerini hissediyorlardı. Nehir çok az kafasını kaldırmış, büyülendiği mavilere bakıyordu. Derin bir nefes aldı.
"Seninle yeni bir başlangıç yapmak istiyorum. Artık kim olduğumu, nerden geldiğimi biliyorsun. İkinci ilk tanışmamız olsun."
Genç adam, bir an olsun bakışını ayırmayan kömür gözlere bakıyordu. Yavaşça iki avucunu da sıktı ve geriye bir adım attı. Yüzünü astı Nehir, bu adam değişmeyecekti. Ne yaparsa yapsın, ona küçük bir umut kırıntısı da vermeyecekti. Kafasını yere eğdi, gözleri dolmuştu. Derin bir nefes alıp arkasını döndü, bir an önce odaya girip akmaya direnen gözyaşlarına izin vermek istiyordu. Tek adım attı, bir ses duydu.
"Ben Demir"
Adımı durdu, şaşırdı. Doğru mu duymuştu, yoksa sadece bir hayal mi görüyordu. Kalbi hızla atmaya başladı, arkaya dönmeye korktu. Ya adam orada değilse ya hayalse. Olamazdı değil mi? O kadar da delirmemişti hala. Derin bir nefesle gözlerini kapayıp açtı ve kendine gelmeye çalışarak kafasını çok az geriye çevirdiğinde onu gördü. Yüzünde ufak bir tebessüm belirdi, hayal değildi. O hala arkasındaydı. Bedenini çevirdi, genç adam sessizce gözlerine bakıyordu.
"Ne-ne dedin?"
Emin olmak istedi, adam ona kendini 'Demir' diye tanıtmazdı değil mi? Sadece yakın gördüklerine müsaade ettiği, diğer herkese tepki gösterdiği şekline mi izin veriyordu. Bu, artık onu da yakın gördüğünü mü gösteriyordu. Avuçlarının terlemeye başladığını hissetti kız, kalbi hızla atmaya başladı, yüzünde ufak bir tebessüm oluşturdu. Söylediği yalan gerçekten işe yaramış mıydı, artık daha yakın mı olacaklardı.
"Ben.. de Ne-Nehir"
Elini yavaşça ona uzattı, sıkışmak istiyordu. Genç adamın bakışı önce ele ardından kızın gözlerine kaydı. Bunu yapmayacaktı, elini tutmayacaktı. Evine sığınan genç bir kıza göz koyacak biri değildi, bunu kendine yakıştıramazdı. Genç kız uzattığı elini yüzü asılsa da yavaşça indirdi, tutmayacaktı. Bunca zamandır aynı evde kaldığı adama hala tam olarak alışamamıştı. Her zaman yakın temastan uzak duruyordu ama şu an bu hiçbir şey moralini bozamazdı. Çünkü artık kafası da kalbi de daha rahattı. Artık mavilerin sahibinin onun için de bir ismi vardı, Demir.
"Demir"
Fısıltılı tekrarıyla adamın gözleri ona döndü.
"De-mir"
Arkasını döndü sevinçle eve koşup bahçeye girdi, genç adamın yüzünde şaşkın bir tebessüm belirdi. Bu kız anlaşılmazdı fakat artık evin gerçek bir üyesiydi. Bundan sonra gitmesini istemeyecekti.
....
Akşam yemeğindeydi herkes. Rüya'nın sessizliğiyle masaya da sessizlik çökmüştü. Kimse konuşmuyor, sadece kaşık çatal sesleri duyuluyordu. Önündeki suyu yudumladı adam, bakışı kardeşine kaydı. Dalgındı, bir şey olduğunu düşünüyordu.
"Sınavlar nasıl gidiyor?"
Bakışı kardeşindeydi ama kızın aklı başka yerdeydi. Duymuyor, sadece düşünüyor, elindeki çatalla önündeki yemekle oynuyordu. Şaşırdı Nehir, kafasını yanına çevirdi. Yavaşça omzuna dokunduğunda, Rüya kendine geldi. Bakışını kaldırdı, tüm gözlerin üzerinde olduğunu gördü.
"Bir şey mi dediniz?"
Genç adam gözünü kıstı, kardeşinde bir haller vardı. Adı gibi emindi, önemli bir şey olmadığı sürece Rüya her zaman neşesini gösterir, masaya canlılık katardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Davetsiz Misafir - (Bitti)
RomanceYumruklarla çalınan kapının sesiyle araladı genç adam gözlerini. Yıkık olan kapının, erken davranmazsa bu vuruşlara dayanamayıp yerlebir olacağından adı gibi emindi. Gecenin bir yarısıydı. Odasındaki sönmüş kömür sobasına bakıp hızla üzerindeki bat...