Sırtını yeniden koltuğa yasladı Mert. Gözlerini yumdu, dinlenmeye çalıştı.
"Kendi ayağınla bana geleceksin"
Gülümsedi, aklındaki tehlikeli plana oldukça güveniyordu. Çok yakında, kardeşi kapısına dayanacaktı, bundan çok emindi. Gülümsedi, neşesi yeniden yerine gelmişti.
....
Pencereden içeri vuran güneş, genç adamın yüzüne gelmişti. Yavaşça gözlerini araladı, sabah olmuştu. Dünün aksine oldukça sıcak bir hava vardı. Kendine gelmeye çalıştı, bakışı tam karşısında duran kanepeye kaydı.
Genç kız başını yastığa bırakıp yan bir pozisyonda uyuyordu. Yüzü, adama dönüktü ve beline kadar ince beyaz bir çarşaf örtülmüştü üzerine.
Sırtını duvara yaslamıştı Ali Demir, gece boyunca kanepenin karşısında bulunan minderde oturup beklemişti. Arada sadece birkaç adım vardı, bakışı yüzüne kaydı.
Beyaz teni, pürüzsüz yüzü vardı. Gözleri kapalı ve yavaşça soluk alıyordu. Elinin birisini yanağıyla yastık arasına bırakmıştı.
Kafasını eğdi adam, zihninde dün gece vardı. Evin içerisinde bir genç kızla yalnız kalmak istemeyerek çıkmıştı, korktuğunu söylemesine rağmen inanmamıştı.
Bahçe kapısından çıktığı gibi birkaç adım atıp durmuştu. Bakışını geriye çevirdiği anda da elektriklerin kesildiğini görmüştü.
Derin bir nefesle hızla geriye dönüp eve yaklaşmıştı. Onu ilk gördüğünde suçluluk hissetmişti. Böylesine korktuğunu tahmin etmemiş, ilk defa kendisine sarılmasına böylesine izin vermişti.
Kalbinin üzerinde hızla çarpan atışları hissediyor, kulaklarına da hıçkırıklarını ulaşıyordu. Sakinleşmesini isteyerek elinin birini sırtının, diğerini de saçlarının üzerine bırakmıştı.
Gece boyunca da kendini toparlamasını beklemiş ve genç kız uykuya daha fazla direnemeyip sabaha doğru kanepede uyuyakalmıştı.
Gidememişti bu defa Ali Demir, uyuduğu gördüğü anda geriye çekilip mindere oturmuştu. Derin bir nefesle başını eğdiği sırada, kıpırdayan kızın üstündeki çarşafın yere düştüğünü gördü.
Yavaşça kalktı, uyandırmamaya çalışarak yaklaşıp eğildi. Çarşafı eline alıp yeniden kızın üzerine örttü. Açıkta bir yerinin görünmemesine gayret ediyordu.
Yüzüne döndü, siyah, düz uzun saçları vardı ve beyaz bir tişört giymişti. Geriye çekildi, yeniden mindere oturdu. Sırtını duvara yaslayıp kıza döndü.
Kimdi, neydi bilmiyordu ama zorla da olsa bu evde kendine bir yer edinebilmeyi başarmıştı. Ayağa kalktı, odadan çıkmak için kapıya döndü. Adım attığı sırada durdu, bir ses ulaşıyordu kulağına.
"Gitme"
Kafasını yavaşça sağına çevirdi, genç kız gözlerini çok az aralamış ona bakıyordu. Yorgun gözleri açılmak da zorlanıyordu.
"Gitme, kal"
Yineledi zar zor. Elini ona uzatmıştı, dün gece yaşadığı korkunun etkisini hala hissediyor, yalnız kalmak istemiyordu. Gözleri yeniden uykuya yenik düşerken, genç adam hala olduğu yerde duruyor, onu izliyordu.
Uzatılan elin yavaşça kanepenin köşesine sarktığını gördü, uyuyakalmıştı. Derin bir nefes verip solda bulunan mindere yaklaşıp oturdu.
....
Duyduğu sesle doğruldu genç adam, evin kapısına kilit takılıyordu. Sabahın erken saatiydi. Ayağa kalkıp uyuyan kızı uyandırmama gayretiyle sessizlikle odanın kapısını açıp çıktı. Koridora attığı ilk adımda durdu. Kapıdan annesi ve kız kardeşi girdi. İkisi de oldukça yorgun görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Davetsiz Misafir - (Bitti)
RomanceYumruklarla çalınan kapının sesiyle araladı genç adam gözlerini. Yıkık olan kapının, erken davranmazsa bu vuruşlara dayanamayıp yerlebir olacağından adı gibi emindi. Gecenin bir yarısıydı. Odasındaki sönmüş kömür sobasına bakıp hızla üzerindeki bat...