"Yoongi hadi bebeğim kalk artık yoksa sende bende geç kalacağız."
Namjoon bilmem kaçıncı seslenişini kocasına yaparken Yoongi onu duymamazlıktan gelip uykusuna devam ediyordu. Ya da etmeye çalışıyordu.
Namjoon kravatını düzgünce bağladıktan sonra gömleğinin yakasını düzeltmişti ve aynadan yatakta battaniyeyle kendine zırh yapmış kocasına bakmıştı.
Ah kesinlikle çok uykucuydu!Hızlı adımlarla yatağa ulaşıp battaniyeyi üzerinden almaya çalışmıştı.
"Yoongi kalkar mısın artık? Ah cidden sana dün geç saatlere kadar film izlememen gerektiğini söylemiştim."Hala battaniyeyi çekmeye çalışıyordu ama Yoongi öyle bir tutmuştu ki küçük olan buna hayret etmişti. Battaniyeye sarıldığı kadar kendisine sarıldığını hatırlamıyordu.
Sonunda battaniyeyi Yoongi'den çekmeyi başaran Namjoon zafer kazanmışçasına gülümsemiş ve elindeki battaniyeyi biraz geriye atmıştı.Elinden alınan battaniyeden sonra Yoongi kollarını kendine sarmış ve cenin pozisyonunda uyumaya devam etmişti.
Namjoon eşinin yatakta ki yatma pozisyonuna ve küçüklüğüne bakıp daha da genişletmişti gülümsemesini.
Yoongi'nin başının yanına diz çöküp saçlarını okşamıştı nazikçe."Güzelim uyanmayacak mısın?"
Normalde olsa Yoongi Namjoon ona güzelim dediği için 32 diş sırıtır kalbi bayram ederdi ama şu an uykusu daha ağır basıyordu.
"Siktir git başımdan Kim Namjoon."
Yoongi görmese bile esmer olan gözlerini devirmiş ve elini eşinin saçlarından çekerek ayağa kalkmıştı. Odanın köşesinde bulunan tekli koltuğun üzerine bıraktığı ceketini alıp tekrardan aynanın karşısına geçmişti. Ceketini giydikten sonra parfümünü sıkarken Yoongi hala kalkmamıştı.
"Saat yedi buçuk ve senin saat sekizde dersin var. Hazırlanman, kahvaltı edip evden çıkman ve üniversitede olman için oldukça az bir süren var Kim Yoongi."
Sırıtarak son kez yatakta yatan eşine bakmış ve odadan çıkmıştı. Aşağıya indiğinde mutfağa girip bir bardak su içmişti. Kahve makinesini çalıştırıp kendisi ve Yoongi için kahve hazırlamıştı. Yoongi birazdan aceleyle mutfağa girecekti esmer olan bundan emindi.
Buzdolabını açıp hazır olan birkaç kahvaltılık çıkarmıştı. Çıkardıklarını masaya dizerken de beklediği gibi Yoongi aceleyle mutfağa girmişti.
"Ah cidden neden dün o lanet filmi izledim hiçbir fikrim yok." Kendi kendisiyle konuşup Namjoon'a yardım etmeye başladığında Namjoon elindekileri de masaya koyup oturmuştu ve eşini izlemeye başlamıştı yüzündeki gülümsemeyle.
Yoongi geç kaldığı için duş almamıştı sadece saçlarını ıslatıp havluyla gelişi güzel kurutmuştu. Namjoon saçlarının nemli olduğunu görebiliyordu. Giydiği beyaz -kısa kollu- tişörtünü siyah kumaş pantolonunun içine sıkıştırmıştı, tişörtünün üzerine de siyah salaş bir ceket giymişti. Giydikleri çok gündelikti ve salaştı Yoongi hiç üniversiteye böyle gitmemişti. Giydiği ceketin onun küçük bedenine ait olmadığı kesindi çünkü ceketin boyu dizlerinin biraz üzerindeydi ve omuzlarından düştüğü de bir diğer gerçekti.
Namjoon gülümseyerek eşini izlemeye devam ediyorken üzerindeki ceket dikkatini çekmişti daha dikkatli baktığındaysa bu ceketin kendisine ait olduğunu görmüştü.
"Hey Yoongi üzerindeki benim ceketim." Demişti ve Yoongi'nin duraksamasına neden olmuştu.
Büyük olan elindeki kahve kupalarıyla durmuş üzerini incelemişti. Bu ceket gerçektende kendisinin değildi üstelik bu ceket eşinin dışarıya çıkarken giydiği gündelik ceketlerden biriydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Betrayal
RandomKim Namjoon çok sevmişti, Min Yoongi'de sevmişti. Kim Namjoon çok değer vermişti, Min Yoongi'de değer vermişti. Kim Namjoon çok sadık kalmıştı, Min Yoongi birazcık sadık kalmıştı. Kim Namjoon hiç aldatmamıştı, Min Yoongi'yse çok aldatmıştı... Namg...