Betrayal

31- "Biricik kocana aramızdaki herşeyi anlatırım"

Kollarındaydı Jungkook'un.
Onun kokusunu soluyordu tam boynundan, sıcak nefeslerini bırakıyordu onun tenine. Jungkook'un elleri her saniye sarmak isteği ince beldeydi. Parmaklarını onun tişörtü üzerinde hareket ettiriyor, okşuyordu belini. Burnuna temas eden koku Yoongi'nin saçlarından geliyordu, dudakları sıklıkla saç tutamlarına buseler bırakıyorken, güzel kokuyu soluyordu saçlarından. Hayatı boyunca hissetmediği kadar huzurlu hissediyordu Jungkook, sevdiği adam kollarındayken. Aynı şeyin büyük olan için geçerli olduğunu bilmiyordu fakat öyle düşünüyor öyle düşünmek istiyordu.

"Sevgilim," Elleri belinden sırtına çıkıp birazda orayı okşamıştı.

"Namjoon'la kavga mı ettin?" Demişti daha sonra.
Yoongi başını kaldırmıştı o sırada, biraz gence bakmıştı onun gözlerine ardından başını sallamıştı sadece.

"Üzüyor mu seni?"
Sesi kalınlaştığında ellerinin hareketini durdurmuştu ince belde.

Kucağındaki adamın, sevdiğinin küçük gözlerini izlemişti ondan bir cevap beklerken.

"Joon beni üzmez." Demişti bakışları gençten çekildiğinde.

Tanıdığı eşi, kendisini asla üzmedi üzülmesine de dayanamazdı. Fakat biraz önce yaşadıkları neydi peki? Evlilikleri boyunca hiç evden çekip gidecek kadar kırgın veya kızgın olmamıştı eşine Yoongi, ama bu sefer başkaydı. Gururu incinmişti ve bunu göz ardı edemezdi. Namjoon'a 'sevişelim' dediğinde ondan böyle bir tepkiyi almak şaşırtmıştı ister istemez. Hala şüphelendiğini düşünmüştü sonra, eğer hala şüpheleniyorsa bu asla Yoongi'nin lehine olmazdı herşey biterdi, yıkılır bir enkaz olurdu. Ve Yoongi bunun olmasını istemiyordu.

"Bu yüzden mi bu saatte buradasın ve gözlerin dolu dolu Yoongi?" Çenesinden tutup yüzünü kaldırmıştı büyüğünün.
"Bana bak bebeğim," Demişti çenesini parmaklarıyla usulca okşarken.

"Bana ne olduğunu anlat ne söyledi sana?"

"Hiçbir şey." Başını tekrardan gencin boynuna gömdüğünde derin bir nefes çekmişti içine aynı zamanda genç sevgilisinin kokusunu solurken.

"Sadece soğuk davranıyordu, tartıştık biraz benimde canım sıkıldığı için sana geldim."

Daha fazla üstelememişti Jungkook, sevgilisinin iyi olmadığını gördüğü için. Üstelemek yerine onu iyi hissettirmek istemişti.
Yoongi ilk defa böyle birşeyi yapıyordu çünkü, ilk defa Jungkook söylemeden, aralarında bir tartışma olmadan kendisine geliyordu.

"Bebeğimle ilgileneyim o zaman hım?"

Kucağındaki büyüğüyle kalkmıştı ayağa, onu kendi odasındaki banyoya kadar taşımıştı. Kapalı klozetin üstüne oturttuğunda Yoongi'yi, diz çökerek önünde durmuştu Jungkook'ta.

"Güzel bir banyoya ne dersin?" Demişti elleri büyüğünün diz kapaklarını okşarken.

"Rahatlarsın, sonra da film izleriz istersen veya uyuruz."

Konuşmamıştı Yoongi gencin söylediklerine karşı, sadece başını sallayarak onaylamıştı. Kafası karışıktı çünkü, eşiyle olan tartışmalarındaydı bütün aklı. Onunla yaptıkları gereksiz tartışmada. Namjoon'un kendisini kırışındaydı aklı. Eşinin şu an ne yaptığını, kendisi gittiğinden sonraki tepkisini ve bu gibi şeyleri merak ediyordu. Hala şüphelendiği düşüncesi kafasını karıştıran bir diğer şeydi. Eğer şüphesi bitmiş olsaydı normal davranırdı değil mi? Neden o kadar soğuk ve ifadesizdi bilmiyordu.

Garipti Namjoon'un davranışları Yoongi'ye göre. Mesafeliydi ama normalde davranıyordu, akşam eve geldiğinde Yoongi onda bir gariplik görmemişti. Sarılmışlardı her zaman ki gibi, Namjoon öpmüştü boynundan belki biraz az oyalanmıştı kokusunu solumamamıştı ama yine de normaldi. Yemekte de normaldi Namjoon hep normal davranmıştı bu akşam eşine aslında. Şüphesini yitirmiş gibi göstermek istemişti fakat akşamın ilerleyen saatlerinde Yoongi'nin sevişmek istemesi kesinlikle kabul edeceği birşey değildi. Zaten fazla yaralıyıcı bir şekilde Yoongi'den, eşinden uzaklaştığını ondan soğuduğunu farketmişti. Onun dokunuşlarından rahatsız olması bile Namjoon için tek başına bir cehennem azabıydı.