Yolun sonuna geldiklerini hissediyorlardı ama bilmiyorlardı ki herşey onlar için daha yeni başlıyordu. Şehvetlerinin esiri olmaları ilk darbeyi indirmişti onlara. İp bir yerden kopmuştu zaten, devamı gelecekti ve onlarda bunu hissediyordu.
Anı yaşamışlardı her zaman ilerisini ve olacakları düşünmekten kaçınmıştı ikiside, birbirlerine yaklaştıkları her zaman aralarında büyük bir arzu ve şehvet hakim olmuştu gözlerini boyamıştı daha fazlasını arzu ettirmişti her ikisine de.Yaptıkları yanlışı durmadan devam ettirdiklerinde hiç bitmeyecekmiş gibi davranmışlardı. Sanki hiç bitmeyecekmiş gibi yaklaşmışlardı birbirlerine, sonu gelmeyecekmişçesine tatmışlardı birbirlerinin bedenlerini. Her geçen gün biraz daha bataklıklarında dibe çekilirlerken sona yaklaşmayacaklarını sanmışlardı ama onlar için sonun başlangıcı başlamıştı.
Duydukları sesle birbirlerinden nasıl ayrılmışlardı ikisi de bilmiyordu oysa bir iki saniye öncesine kadar hiç bırakmayacakmış gibi sarmışlardı birbirlerini. Açık kapının girişinde duran adam hayatının şokunu yaşıyormuş gibi gözlerini büyütmüş ikisine bakıyordu. Koca amfi ölüm sessizliğine bürünmüş gibiydi ve üç adamda ağzını açıp tek kelime etmiyordu herhangi bir harekette söz konusu değildi.
Jungkook ve Yoongi içlerindeki korku ve tedirginlikle kapının girişindeki adama bakıyorlardı. Ne Yoongi ne de Jungkook hayatları boyunca böyle bir korku hissettiklerini hatırlamıyorlardı. Her zaman yaptıkları gibi ileriyi düşünmeden birbirlerine yaklaşmışlardı ve birinin onları göreceği her zaman ki gibi akıllarından geçmemişti.
"Na-sıl siz? Yoon?"
Kelimeleri toparlayıp ağzından çıkaramıyordu. 30 yaşına kadar binlerce kitap okumasına rağmen şu an kelime haznesinin fazlasıyla dar olduğunu hissetmişti. Gördüklerini kelime haznesindeki hiçbir sözcükle ifade edemiyordu çünkü.
"Jungkook dışarı çık."
Kalbinde an be an yükselen korkuya rağmen sesini normal tutabilmesi onun için büyük bir şanstı. Gerginlikten terleyen avuç içlerini pantolonuna sürterek yanında olduğu yere mıhlanmış gence dönmüştü.
"Kook dışarı çık."
Karşılarında duran adamın onları duymaması için sesini alçaltmıştı.
Gözlerini karşısındaki adamdan çekip tamamen Jungkook'a baktığında korkusunu yüzünden hemen sezmişti. Kendisinin de en az onun kadar göründüğünü biliyordu. Ki korkularında haklılardı.Tanrı aşkına üniversitenin amfisinde öğrencisiyle öpüşürken birine yakalanmıştı!
Bir taraftan evliliğini, diğer taraftan meslek hayatını düşünüyordu. Ailesini ve eşinin ailesini de düşünüyor çıkacak olan skandalı da aklına getirdikçe delirecek gibi oluyordu. Herşey çok güzelken bir anda tepetaklak olmuştu. Yoongi her geçen gün hem eşi hemde yasak elması tarafından ilgiye, sevgiye boğulurken birden yere çakılmayı beklemiyordu.
Stres ve korkudan kuruyan boğazıyla birkaç kez yutkunmuş ve hala kapının girişinde -şaşkınlıktan- duran adama kısa bir bakış atmış ardından tekrar Jungkook'a çevirmişti bakışlarını.
"Kendine gel ve dışarı çık."
Burada birinin soğukkanlılığını koruması gerekiyorsa bu kesinlikle Yoongi'ydi çünkü yanındaki genç dış dünyadan soyutlanmış bir şekilde sadece karşılarındaki adama bakıyordu. Zaten 20 yaşındaki bu çocuktan da durumu kurtarmasını bekleyemezdi, kendisi halletmeliydi.
"Jungkook."
Hala put gibi duruşuna karşı elini gencin koluna atıp hafifçe sıkmış ve kendine gelmesini sağlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Betrayal
De TodoKim Namjoon çok sevmişti, Min Yoongi'de sevmişti. Kim Namjoon çok değer vermişti, Min Yoongi'de değer vermişti. Kim Namjoon çok sadık kalmıştı, Min Yoongi birazcık sadık kalmıştı. Kim Namjoon hiç aldatmamıştı, Min Yoongi'yse çok aldatmıştı... Namg...