İyi okumalar 🌸---
"Öyle güzelsin ki Yoongi başımı döndürüyorsun."
Sesi kulaklarıma dünyanın en güzel melodisi gibi gelirken biçimli parmakları yüzümün her santimini okşuyordu.
Mutluydum, onunla olduğum için çok mutluydum. Yüzümdeki gülümseme bunun en büyük kanıtıydı.
"Seni hiç bırakmayacağım sende beni bırakmayacaksın, biz birbirimizi asla bırakmayacağız Yoongi."
Dediklerinden hemen sonra dudaklarını dudaklarıma kapatmış ve bende memnuniyetle kabul etmiştim onu. Yumuşakça öpüyordu ince dudakları kendisinin ki gibi ince dudaklarımı. Hiç bitmesin istiyordum, dudakları dudaklarımı bir saniye bırakmasın.
"Dudaklarında hayat buluyorum ayırma onları benden."
Elimi ensesine atıp tekrar dudaklarımızı birleştirmiştim.
Gözlerini açmıştı, gözlerini açana kadar kapalı olduklarını bilmiyordu. Yatakta olduğunu farkettiğinde rüya gördüğünü anlaması pekte uzun sürmemişti.
Kalbinin ritim bozukluğunu şimdi hissediyordu ve ellerinin buz gibi olduğuna.
Jungkook, rüyasına girmişti. Rüyasına bile girmişti. Neden diye düşünmekten alıkoyamıyordu kendisini. Onu neden rüyasında görmüştü ki birden üstelik böyle saçma -kendisine göre- bir şekilde.Onu ve onunla yaşadıklarını düşünmemek için çok çaba sarfetmişti genç adam, yani en azından kendisi öyle düşünüyordu. Kendine bir çok bahane üretiyor, yanlış yöntemlerle kendisini teselli ediyordu. İşi yarıyordu vicdanını susturabiliyor ve kendisini kocasına verebiliyordu. Şimdi bu anlamsız rüya nereden çıkmıştı.
Sıkıntıyla oflayıp elini alnına götürmüştü. Saçlarını alnından çekip geriye iterken yavaşça doğrulmuştu yatakta ve o sırada da yanındaki eşini farketmişti.
"Günaydın." Demişti Namjoon gözlerini okuduğu kitaptan çekmeyerek.
"Günaydın."
Sırtını yatağın başlığına dayayıp kuruyan boğazını ıslatmak için komidinin üzerindeki suyu eline almıştı. Suyu bir dikişte bitirip bardağı tekrar yerine bırakırken kitap okuyan eşine bakmıştı.
Erken uyanmış olmalıydı. Saçları nemli görünüyordu duştan çıkmış olmalı diye düşünmüştü Yoongi. Elindeki kitabı dikkatle okumasını izlemişti bir süre sonra da uzanıp kulağının hemen altı olan keskin yüz kemiğine uzun bir öpücük bırakmıştı.
Onu seviyordu, Namjoon'u çok seviyordu. Tüm hayatı esmer adamdı. Bunları düşündükçe gördüğü gereksiz rüyayı alt etmesi kolay olacaktı ya da kendisi öyle sanıyordu. Her zaman böyle düşünerek kendini yatıştırır yaptığının sadece küçük bir hata olduğunu tekrarlardı vicdanına, kalbine ve aklına. Ama bu sefer olmuyordu gördüğü rüya bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçip duruyordu. Jungkook'un dudaklarını dudakları üzerinde hissediyordu ve garip bir şekilde vücudundan bir titreme geçiyordu.
Aklından çıkmadıkça sinirlendiğini hissediyordu. Dudakları halen esmer ten üzerindeydi. Kafasını dağıtmak için eşini öpüyor ve rahatlatıcı kokusunu ciğerlerine çekiyordu.
Bir süre böyle devam etmişti ve tabi bu süre boyunca da Namjoon'dan bir karşılık almamıştı. Bir elini Yoongi'nin beline atıp okşamaktan başka.
Namjoon bir süre sonra elindeki kitabı kapatıp komidinin üzerine bırakmıştı ve diğer elini de ince bele sarıp kucağına almıştı eşini.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Betrayal
De TodoKim Namjoon çok sevmişti, Min Yoongi'de sevmişti. Kim Namjoon çok değer vermişti, Min Yoongi'de değer vermişti. Kim Namjoon çok sadık kalmıştı, Min Yoongi birazcık sadık kalmıştı. Kim Namjoon hiç aldatmamıştı, Min Yoongi'yse çok aldatmıştı... Namg...