Geç geldiği için özür dilerim, iyi okumalar 🌸---
Restorana geldiklerinden beri Yoongi'nin içini korku ve endişe kaplamıştı. Jungkook'un gelmemesi için dua ediyordu, gelirse ikisi de zor durumda kalırdı. Birşey belli ederlerse toparlayamazlardı.
Vakit daraldıkça genç adamda daralıyordu. Gözleri sürekli restoranın girişindeydi.
"Nerede kaldılar bunlar?" Saatine bakmıştı Namjoon, 15 dakikadır restorandalardı ama Taehyung'lar hala gelmemişti.
"Belki de gelmeyecekler." İstediği de buydu zaten.
Gelmemeleri, en azından Jungkook'un gelmemesi.Ne yazık ki istediği gibi olmamıştı tamda o anda jungkook yanında Taehyung ve Jimin ile restorana girmişti. Şans yine Yoongi'ye gülmemişti.
Jungkook restorana girdiğinde gözleri direkt Yoongi'yi bulmuştu. Kendisine bakan bir çift gözü gördüğünde ise içindeki korku daha da artmıştı. İkisi de korkuyordu, yaptıkları şey yüzünden.
Yaptıklarının gayet farkındalardı ve bu yüzdendi korkuları."Hoşgeldiniz." Namjoon ayağa kalkarak ilk kardeşine sarılmıştı.
Taehyung sevinçle abisinin kollarına atıldığında Namjoon'da gülümseyerek sarmıştı kardeşini."Seni çok özledim abi."
"Bende, hepinizi." Namjoon Jimin'e de sarıldıktan sonra sıra Jungkook'a gelmişti.
Genç çocuk hyungunun yüzündeki gülümsemeyi gördüğünde içinde birşeyler olmuştu sanki, vicdan mıydı bilinmez ama şu an Namjoon hyungunun gülümsemesini gördükten sonra oturup ağlamak istiyordu.
"Gel bakalım Jungkook." Gözlerini hyungundan kaçırmıştı.
Kendine lanet ede ede Namjoon'un açtığı kolların arasına girmişti."Tavşan çocuk Taehyung'tan daha çok özledim seni." Dediklerinden sonra Taehyung mızmızlanırken Namjoon'da gülümseyerek yerine oturmuştu.
Namjoon'un soluna Taehyung ve onun yanına da Jimin oturmuştu. Masada kalan tek boş yer Yoongi'nin yanıydı ve Jungkook kalbi korkudan deli gibi atarken yavaşça geçip boş sandalyeye oturmuştu."Geç kaldınız gelmeyeceğinizi düşündük."
"Ah hyung hepsi Jungkook yüzünden." Taehyung dökülmeye başladığında Jungkook karşısındaki aptalın yüzünü dağıtmamak için zor tutmuştu kendini.
"Gelmeye ikna edemiyorduk gelmek istemiyordu."
Taehyung'un dedikleriyle eşinin yanında oturan Jungkook'a kaymıştı Namjoon'un bakışları."Öyle mi beyefendi?"
Hyung şe-.." Sözü Taehyung tarafından kesilmişti.
"O kadar dil döktük ki anca ikna edebildik. Namjoon hyung seni de çağırdı diyorum yok fayda etmiyor."
"Abartma Tae, hyung sadece biraz yorgundum dün gece geç saatlere kadar uyanıktım." Namjoon'un yüzüne bakmadan konuşmuştu.
Yüzüne bakmaya yüzü yoktu. Hem nasıl gelmeyi kabul edecekti ki. Hem Namjoon'u hemde Yoongi'yi aynı anda görmek onun için çok zor olacaktı ve şu an bile kendisini stres altında hissediyordu.Gelen garsonla birlikte siparişlerini verip sohbete devam etmişlerdi. Jungkook ve Yoongi diğerlerine göre sessizdi. İkisi de ara sıra kaçamak bakışlar atıyorlardı birbirlerine.
Bulunduğu ortamdan oldukça rahatsızdı beyaz tenli. Delirmek üzereydi kocasını aldattığı adamla ve kocasıyla aynı masada akşam yemeği yiyordu resmen.İçindeki endişeye ve strese mani olamıyordu. Sanki birazdan biri gelipte yaptıklarını Namjoon'a anlatacakmış gibi hissediyordu ve ya sanki Namjoon biliyormuş gibi hissediyordu. Delirdiğinin kendisi de farkındaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Betrayal
RandomKim Namjoon çok sevmişti, Min Yoongi'de sevmişti. Kim Namjoon çok değer vermişti, Min Yoongi'de değer vermişti. Kim Namjoon çok sadık kalmıştı, Min Yoongi birazcık sadık kalmıştı. Kim Namjoon hiç aldatmamıştı, Min Yoongi'yse çok aldatmıştı... Namg...