6- Jungkook

2.2K 165 164
                                    


İyi okumalar 🌼

---

Bir hafta geçmişti. Artık ilk gün ki gibi değildi Yoongi sürekli ağlamıyordu mesela. Odasına her çıktığında yatağına her uzandığında yaşananlar geliyordu aklına ama eskisi gibi ağlatmıyordu. Canı hala acıyordu, Namjoon'a ihanet ettiği için vicdanı susmuyordu ama alışmak zorundaydı. Bugün geliyordu Namjoon ve karşısına bıraktığı gibi çıkmalıydı. Dört gözle onu beklemiş gibi hiçbir şey yaşanmamış gibi. Ona hiçbir şey belli etmemeliydi soğuk kanlı olmalı ve herşey yolundaymış gibi davranmalıydı.

"Tek seferlikti ve bir daha yaşanmayacak birşeydi. Hataydı, böyle birşeyi Namjoon'a anlatamam onun üzülmesine dayanamam. Hiç yaşanmamış gibi yapacağım ve kocamla olan güzel hayatıma devam edeceğim."

Zil sesini duymasıyla elindeki bardakları masaya koyup koşarak kapıya gitmişti.

"Sevgilim." Kapıyı açar açmaz Namjoon'un kollarına atmıştı kendini. Bir yandan kokusunu içine çekiyor bir yandan da omzuna ve boynuna küçük buseler konduruyordu.

"Joon, çok özledim." Namjoon'dan ses yoktu.
Hiç konuşmadan eşinin kokusunu içine çekiyordu.

İri ellerini eşinin ince beline daha sıkı sarmıştı.
"Cennet gibi kokuyorsun Yoon."

Ayrıldıklarına Namjoon ellerini ince belden çekmeyerek dudaklarını Yoongi'nin alnına bastırmıştı saçlarını çekerek.
Daha sonra dudaklarını minik burna indirmişti oradan da dudaklarına. İnce dudakları kendi kalın dudakları arasına hapsetmişti. Ve hasretle öpmeye başlamıştı.

Namjoon'un dudaklarını dudakları üzerinde hissettiğinde sanki bir elektrik dalgası geçmişti vücudundan. Tedirgin bir şekilde karşılık vermişti eşine. Çok özlemişti onu, herşeyini ama neden böyle hissetmişti şimdi. Kendisi de tıpkı Namjoon gibi hasretle öpmeliydi ama neden çekiniyordu.
Korkuyordu belki de, Namjoon o dudaklara başka dudakların değdiğini anlar diye korkuyordu. Saçma bir korkuydu ama sevdiğinden sakladığı birşeyinin olması onu bu korkuya itiyordu.

Dudaklarını ayırdıklarına esmer gülerek bakmıştı eşinin güzel yüzüne. Onu çok özlemişti ayrı kalmaları kısa bir süre olsa bile. Yoongi olmadan uyumaya, uyanmaya, yemek yemeye ve daha bir çok şeye alışık değildi ki. Hayatının merkezindeydi büyük olan tıpkı kalbinin merkezinde olduğu gibi.

"Sana en sevdiğin yemekleri hazırladım hadi üstünü değiştirip aşağı gel." Eşinin kollarından çıkıp mutfağa gidecekken esmer kol tarafından durdurulmuştu.

"Yorgunum Yoongi, üstümü sen değiştir."
Yoongi elini eşinin gamzelerine koyup okşamıştı.

"Benim yemekleri koymam gerek sen gidip değiştir."

Namjoon eşini dinlemeyip kolunu tutarak arkasından götürmeye başlamıştı.
"Neden beni reddediyorsun? Üzülmemi mi istiyorsun?"

"Ah tamam." Pes etmişti. Namjoon'un duygu sömürülerine katlanamazdı.

Odaya girdiklerinde Namjoon yüzündeki gülümsemesiyle yatağa oturmuş eşinin kendisini soymasını beklemişti. Namjoon yatağa geçtiğinde Yoongi'de gardırobu açıp içinden kocası için rahat birşeyler seçmişti.

"Keyfin yerinde bakıyorum yüzünde güller açıyor." Demişti kendisi de hafifçe gülümseyerek.

"Üstümü değiştirmeni seviyorum." Başını kaldırıp ayakta duran eşinin dudaklarına uzanmak istemişti ama büyük olan tarafından engellenmişti.

"Rahat dur."
Eşinin üzerindeki ceketi çıkarıp yatağa bıraktıktan sonra beyaz gömleğin düğmelerini açmaya başlamıştı.

"Uçak yordu mu?"

Betrayal Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin