"Yoongi beni aldatıyor."Bu cümle dönüp duruyordu Hoseok'un beyninde.
Karşısında oturan esmerin bu sözü genç adamın beyninde uzun bir süredir dönüp duruyordu.Gözlerini Namjoon'dan çekip yere odaklamasından başka, bu söze verdiği somut bir tepkisi olmamıştı.
Yalan söylemek konusunda Yoongi kadar profesyonel değildi, bu yüzden Namjoon'a söyleyeceği tek bir kelime bile kendisi için tehdit olabilirdi. Onun gözlerine bile halen bakamıyorken ne söyleyeceğini de bilmiyordu.'Evet seni aldatıyor, üstelik kardeşin olarak gördüğün adamla birlikte' derse ne olacağını düşünüyordu tamda şu anda.
Yoongi'nin ihanetini öğrenen ilk kişiydi Hoseok, onu Jungkook'la yakalayan kendisiydi. Herşeyi ilk başta Namjoon'a olduğu gibi anlatması gerekirken olacaklardan endişe ederek susmuştu. Vicdanını rahatlatmak için kendisine söylediği tek şey, 'Namjoon'un iyiliği için' sözü olmuştu fakat işin özü aslında 'Yoongi'nin iyiliği içindi'
Hoseok kendine bile arkadaşını koruduğunu itiraf edememişti.Fakat şimdi içindeki gerçekle de yüzleşiyordu. Namjoon Yoongi'nin kendisini aldattığını söylemişti ama Hoseok yalanlamaya hazırdı. Çünkü Yoongi'yi korumak istiyordu. Vicdanı belki ömür boyu kendisini rahat bırakmayacaktı ama çocukluk arkadaşını bir kenara atamazdı, atamıyordu.
Her gün onu üniversitede görüp, ona sarılamamak bile Hoseok'u derinden üzüyorken onun acı çekmesine dayanamazdı. Yanlış yapmış olsa bile Hoseok Yoongi'nin yanında olmuştu, bunu kendisine itiraf edememişti hiçbir zaman. Fakat ihaneti saklayarak koruduğu tek kişi Yoongi olmuştu Namjoon değil."Sen neler söylüyorsun Namjoon? Bu mümkün değil."
Yoongi gibi profesyonelce yalan söyleyemezdi asla, bu yüzden gözlerini Namjoon'un gözlerine dikemiyordu. Sadece kaçamak bakışlar atıyordu.
"Eminim Hoseok."
Sürekli gözlerini kaçıran ve sabit tutmayan adamı uzun bir süredir izliyordu Namjoon. Buraya gelme amacı elbette ki Hoseok'a koşup 'Yoongi beni aldatıyor' demek değildi. Buraya sadece şüphelerini ve Yoongi'nin yalanını doğrulamak için gelmişti.
Çünkü Namjoon, eşinin sandığı kadar saf değildi. Namjoon hiç saf değildi. Yoongi'nin tek arkadaşı Hoseok'tu. Yoongi'nin hayatında bir değişiklik olduğunda Hoseok'un bundan haberi olacağını biliyordu. Yoongi ihanetinden arkadaşına bahsetmişte olabilirdi, Hoseok'un onu gördüğü de. İhtimaller umrunda değildi, sadece bir şekilde Hoseok'un bu ihanetten haberi olup olmadığını öğrenmek için gelmişti ve gözlemlediği kadarıyla da Hoseok'un ihanetten hatta daha fazlasından bile haberi vardı.
"Yoongi'nin beni aldattığından eminim."
Sonunda gözlerinde duran korkak irislere bakmıştı Namjoon. Tek bir sözüyle yüzü solmuştu Hoseok'un. Bu Namjoon'a en büyük cevaptı aslında fakat yine de soracaktı ona. Eğer ki vicdanlı biriyse söylerdi, Hoseok'u tanıyordu onun kalbinin temiz olduğunu biliyordu Namjoon ama eğer ihaneti biliyor ve saklıyorsa Namjoon onu affetmezdi. Yoongi hayatı ve kalbiyle oynarken Hoseok sessiz kalmışsa şayet Namjoon onu affetmezdi.
"N-nasıl?"
Kekelediğinde içinden bir küfür savurmuştu kendisine. Şüphe çekmemek için sakin ve emince konuşmaya çalışıyorken kekelemişti. Sadece karşısındaki adamın şüphe etmemesini istiyordu başka hiçbir şey istemiyordu.
"Yani seni eşinden şüphelendiren nedir birşey mi gördün?"
"Birşey mi görmem gerekiyordu?" Demişti Hoseok'un kısık çıkan sesinin aksine keskin bir tonda.
Hoseok'un bakışlarının değiştiğini gördüğünde onu daha fazla korkuttuğunu anlamış ve yüzünü yumuşak bir ifadeye büründürüp tekrardan konuşmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Betrayal
CasualeKim Namjoon çok sevmişti, Min Yoongi'de sevmişti. Kim Namjoon çok değer vermişti, Min Yoongi'de değer vermişti. Kim Namjoon çok sadık kalmıştı, Min Yoongi birazcık sadık kalmıştı. Kim Namjoon hiç aldatmamıştı, Min Yoongi'yse çok aldatmıştı... Namg...