"Namjoon aramış."
Jungkook'un kendisine uzattığı şarap kadehini masaya bırakarak koltuğa oturup eşinin ne zaman aradığını kontrol etmişti.
"İki saat önce aramış o saatte neden aramış ki? Ders programı mı biliyor eve gitmiş olmasın."
Kendi kurduğu düşüncelerle endişelenmeye başladığında Jungkook büyüğünün bu hallerine göz devirerek şarabını yudumlamaya devam etmişti.
Güzel bir sevişmeden sonra yine Namjoon'un ismini duymak canını sıkmıştı Yoongi'nin biraz sonra hyunguyla olan evlerine gitmesi bile canını sıkıyordu."O saatte neden eve gitsin Yoongi? Öylesine aramıştır."
Duyduklarıyla tatmin olmamış eşini aramaya karar vermişti. Arayıp telefonu kulağına götürdüğünde çıplak bacaklarını üst üste atmış ve o sırada da sol üst bacağındaki kızarıklığı farketmişti.
Karşısında, kendisi gibi sadece iç çamışırıyla oturan gence kızgın bir bakış attığında oralı bile olmamıştı Jungkook.
"Bebeğim?"
"Joon beni aramışsın hayatım."
Konuşmaya başladığında kendisini pür dikkat izleyen gencin ayağa kalktığını gördüğünde parmağını dudaklarına götürerek sessiz olmasını istemişti. Jungkook ise yine gözlerini devirip küçük bara ilerleyerek biten kadehine tekrar şarap doldurmuştu.
Yoongi Namjoon hyunguyla konuşurken ses yapacak kadar salak değildi o sus işaretine gerek yoktu.
"Evet, ama sanırım uyuyordun öylesine sesini duyayım dedim birtanem."
"Uyuyordum evet."
"Sesini duydum şimdi işime daha enerjik devam edeceğim. Seni seviyorum."
Bakışlarını yanına oturan gence çevirdiğinde yüzündeki gülüşü görüp kendisi de gülümsemişti istemsizce.
Jungkook'un yüzündeki gülüş rahat durmayacağının habercisi olduğu için kendini biraz yan tarafa iten Yoongi bacağındaki elle durmak zorunda kalmıştı.
Uyarıcı bakışlarını kıs kıs gülen adama çevirirken telefonun diğer tarafındaki eşinin söylediklerine kulak asmış ve cevap vermişti."Bende seni seviyorum."
Söylediği şey Jungkook'un yüzündeki gülüşü büyütürken Namjoon,
"Ben daha çok sevgilim." Diyerek kapatmıştı.
Telefon kapanır kapanmaz Jungkook Yoongi'nin kulağından çekip arka koltuğa atmış ve büyüğünün üstüne gitmeye başlamıştı.
"Eminim seviyorsundur." Demişti içinden, defalarca aldatan biri olduğu için Namjoon'u gerçekten sevip sevmediğinden şüpheliydi Jungkook.
Kollarını Yoongi'nin beline dolayıp kendisine daha çok çekmiş ve kucağına yerleşmesini sağlamıştı.
Yataktan çıkalı 10 dakika ya olmuş ya olmamıştı ama Jungkook hala Yoongi'yi arzuluyordu. Hormonlarına sahip çıkamayan bir ergen değildi ama Yoongi onun ayarlarıyla oynamıştı. Her saat büyüğüyle sevişmek istemesinin başka bir açıklaması olamazdı.
Başını gömdüğü boyna birkaç ıslak öpücük bırakmaya başladığında saçlarından hafifçe geriye çekilmişti Yoongi tarafından.
"Bacağımı ısırmışsın kızarmış, moraracakta."
Gözlerini devirip 'eee' dermişçesine bakmıştı kucağındaki adama.
"Jungkook bunları kaç kez konuştuk ben sana-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Betrayal
CasualeKim Namjoon çok sevmişti, Min Yoongi'de sevmişti. Kim Namjoon çok değer vermişti, Min Yoongi'de değer vermişti. Kim Namjoon çok sadık kalmıştı, Min Yoongi birazcık sadık kalmıştı. Kim Namjoon hiç aldatmamıştı, Min Yoongi'yse çok aldatmıştı... Namg...