2) OKUL

199 74 19
                                    

KUMSAL

Ve işte bugün, o büyük gün. Yeni okulumdaki ilk günümün sabahına uyanmıştım. Ne hissettiğimi gerçekten bilmiyordum. Aslında ne heyecanlıydım ne de stresli. Yalnızca içimde değişik bir his vardı. Sanki bugün başka bir şey olacakmış gibi... Tüm bu düşüncelerden beni sıyıran annemin sesi oldu. Beni kahvaltıya çağırıyordu. Yüzümü yıkayıp hemen giyindim ve kahvaltıya indim. Bugün gerçekten de güzel bir gün olacaktı, hissediyordum.

BARIŞ

Yine bir okul günü, yine bir klasik pazartesi sendromu... Artık şu okul bitse de kurtulsak modundayım. Dersler, ödevler ve sınavlar bizi yeterince bunalttı. Ama bugün farklıydı sanki... Daha doğrusu Kumsal'ı gördükten sonraki her dakikam artık daha farklıydı. O aklıma geldikçe sanki kalbimin ritmi değişiyordu. İstemsizce, gözlerimizin buluşmasına ve gitarımın sesiyle onun o güzel sesinin karışmasına vesile olan şarkıyı mırıldanmaya başlıyordum. Ben daha önce hiç böyle olmamıştım. İlk görüşte aşka hiçbir zaman inanmamışımdır ama ya gerçekten de öyle bir şey varsa ve benim yaşadığım sahiden de aşksa?

KUMSAL

Arabadan indim ve yeni okuluma ilk adımımı attım. Beni karşılayan Ayaz oldu. Birbirimizi görür görmez büyük bir coşkuyla sarıldık. Ancak bu coşkumuz babamın bize saati hatırlatmasıyla yarıda kesildi. Dersin başlamasına 5 dakika kalmıştı. Neyse ki aynı sınıftaydık. Beraber sınıfa yürümeye başladık. Ayaz:
- Prenses, sen git sınıfa ben hemen lavaboya girip geliyorum.
Onu başımla onaylayıp sınıfa yürümeye devam ettim. Derken muhasebeye uğramam gerektiği aklıma geldi. Hızlıca muhasebeyi bulup işimi hallettim. Ancak şimdi de sınıfı bulamıyordum. En iyisi birinden yardım istemek diye düşünüp etrafıma baktım. Belli ki herkes sınıfa girmişti, bir kişi dışında... Derin bir 'oh' çekip çocuğun yanına ilerledim. Omzuna dokundum ve...

BARIŞ

O gözler... İşte o gözler yeniden karşımda, bana bakıyordu. Biraz telaşlı, biraz heyecanlı...

KUMSAL

Sahilde gördüğüm o çocuk... Barış... Bu okulda mı okuyor gerçekten? Bu çok anormal ve bir o kadar da güzel bir tesadüf. Peki ya neden şu an kalbim bu kadar hızlı atıyor? Neden gözlerimi gözlerinden ayıramıyorum? Sözcükler dilimden dökülemiyor bir türlü. Neden?

BARIŞ

Lütfen bu büyü bozulmasın, zil çalmasın. Gözlerimiz ayrılmasın.

KUMSAL

Lütfen bu rüyadan uyanmayayım, sabah olmasın. Hep böyle kalalım.

Derken zil çaldı. Hep böyle olmaz mı zaten? Ama bir yandan da iyi oldu. Yoksa gözlerinde kaybolmaya devam edecektim...

BARIŞ

Sınıfa beraber yürüdük. Sınıfa varana kadar ikimizden de tek kelime laf çıkmadı. Ta ki aynı sınıfta olduğumuzu fark edene kadar. Bu durumu anlayınca içimi kelimelerin bile tarif edemeyeceği büyük bir mutluluk kapladı. Dün sahilde göz göze şarkı söylediğim ve o andan beri aklımdan bir saniye olsun çıkmayan o kızla aynı sınıftaydım. Yaşadığım sahiden de tarifsiz bir sevinçti. Kafamda tek bir soru vardı: Acaba o da aynı şeyleri hissediyor muydu bana karşı? Onun da kalbi benimki gibi atıyor muydu? Gözlerimiz kavuştukça o da o anın hiç bitmemesini mi istiyordu?

KUMSAL

Barış ile aynı sınıftaydım. Sabahki hislerim doğruymuş, bugün gerçekten de 'başka' bir günmüş. Yanaklarım al al, Ayaz'ın yanına oturdum. Barış'a bakmamak için direndim. Bunda da bana Ayaz yardımcı oldu:
- Ne oldu Prenses? Yine yanakların kızarmış.
- Önemli bir şey yok, merak etme. Bir an yolumu kaybettim sanmıştım da ondandır.
- Pek ikna olmadım ama neyse... Akşam ifadeni alırım ben senin.

Bir Bahar Akşamı #wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin