22) AŞIĞIM

69 27 40
                                    

Bölüm Şarkısı: Can Bonomo - Tastamam
"Dön, sen ne dersen de tamam. Bitmişim halim yaman, bir sendin derdimi anlayan. Değ, tenime gözlerinle değ. O zaman hallolur her şey. Her şey hallolur tastamam..."

KUMSAL

Hoca derse başlamıştı:
- Eveett, bugünkü konumuz Temel Tasarım ve Plastik Sanatlar.
Dersin adı bile havalıydı. Şimdiden ilgimi çekmişti. Defterimi ve kalemlerimi çıkarıp masanın üstüne koyduktan sonra Barış:
- Canım, dedi. E ben de belki nihayet aramızdaki buzlar eriyor diye düşünüp:
- Bir tanem, diye cevap verdim. Ama sonra bir baktım ki Barış onu yanındaki diğer kıza söylemiş🙈. Önce bana garip bir bakış attıktan sonra kıza dönüp:
- Kalem alabilir miyim, benimki evde kalmış da.
- Tabii ki de, buyur.
Bir saniye. Ben bu kızı tanıyorum. Sinem değil mi bu yaa? Hani şu Hödük Poyraz'ınki. Allaahh, Başak bunu öğrenmese bari. Vallahi yoluverir kızı. Ama duruma kendim için baktığımda biraz içim rahatlamıştı. Sonuçta Barış, Poyraz'a ihanet edip de Sinem'le sevgili olmazdı. O yüzden korkulacak bir durum yok. Yani, kısmen yok diyebiliriz.
- Bir tanem mi demiştin?

"Allah! Şimdi hapi yuttun işte Kumsal. Ver cevabını bakayım, hadi versene."

- İzle ve gör.
- Efendim?
- Yok yok sana demedim. Ben bir tanem dememiştim, m'siz olandan, bir 'tane' demiştim. Niye bir tanem diyeyim ki canım?! Sen de😅.
Bana anlamsızca bakmaya devam edince:
- Bir tane kalem isteyecektim de. Ama sonradan buldum. Gerek kalmadı yani.
- Tamam o zaman, deyip önüne döndü.

Gördün mü iç sesim, işte bu kadar! Sen ne sandın beni?

BAŞAK

Doğukan'a söylene söylene amfiye doğru yürüdüm. Hödükler eksik olmuyor hayatımdan maşallah! Ama ona farklı bir isim takmak lazım şimdi. Böyle olmaz. İki hödük bir Başak'a sığmaz. Bir düşünelim... Bu çocuğa da tüm kötü sıfatlar yakışıyor. Odun, kütük, kalas... Hayır hayır. Buldum! Bay Popi. Derken Doğukan yine karşıma çıktı. Adam dövmeye gider gibi almış arkasına arkadaşlarını kasıla kasıla yürüyor. Acaba Bay Kasıntı mı demeliydim? Jölesini de yine bocalamış kafasına ıyyhhh...
- Oo kimleri görüyoruz. Merhaba Başak Hanım.
Cevap vermeyip onu görmezden gelerek yürümeye devam ettim. Ama herkes çoktan gözlerini üzerimize dikmişti.
- Cevap yok mu?
- Cevap verilecek bir şey görmüyorum.
Üzerime yürüyerek:
- Aa olur mu canım öyle şey? Be-
- Bana bak Doğukan. Ben öyle canımlı konuşmalara gelemem. Bir de bana doğru tek bir adım daha atıp canımı sıkma!
- Yoksa ne yaparsın?
- Öğrenmeyi çok mu istiyorsun?
- Evet, hem de çok.
Ona bir adım yaklaştım. Parmak ucuna çıktım ve bum! Gerçekten de kafa atılmayı hak etmişti. Yere yığılınca:
- Sana canımı sıkma demiştim, deyip oradan uzaklaştım. Bu sırada herkes elinde telefonla bizi videoya çekmişti bile. Beni çok etkilemezdi bu durum ama Bay Popi'ciğimizi baya bir sarsacak gibi duruyordu😆.

BARIŞ

Ders çok güzel geçmişti. Zaten başta da bende merak uyandırmıştı ama konunun içeriğini de öğrenince doğru bir bölüm seçimi yaptığımdan bir kez daha emin oldum.

Etrafıma baktım, Kumsal çoktan toz olup gitmişti. Beni kantine çağırdığını hatırlayıp ben de derslikten çıktım.

Kumsal beni masada iki çayla bekliyordu. Yanına gittim:
- Hoş geldin Barış, deyip çayı uzattı.
- Hoş buldum da beni ne için çağırmıştın? Bu arada çay için teşekkür ederim.
- Rica ederim. Benimle her ne kadar konuşmak istemesen de seni bu akşam saat 8 gibi spor salonunun oradaki sahilde bekliyor olacağım. Sana söylemem gereken çok önemli şeyler var, deyip cevap vermeme fırsat vermeden gitti.

Gidip gitmeyeceğimden tam emin değildim aslında. Sonuçta söylediği kelimeler kalbimi oldukça kırmıştı. Ama her ne kadar ona kızgın ve kırgın olsam da onu hâlâ seviyordum. Dolayısıyla onu geri çevirmeyi düşünmüyorum.

Bir Bahar Akşamı #wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin