15) BÜYÜK TESADÜF

60 34 21
                                    

Bölüm Şarkısı: Cem Çınar- Düşürme
"Düşünme bu akşam onu düşürme aklıma ne olursun..."

BAŞAK

Poyraz çok kırmıştı beni. Odamızda oturmuş, yaşananları düşünüyordum ki annem içeri girdi:
—Kızım uygun bir ev buld- Ağladın mı sen?
—Yok canım niye ağlayayım.
—E gözlerin kızarmış.
—Haa onu diyorsun. Yeni aldığım far alerji yaptı da o yüzden şey oldu. Ev diyordun.
—Pek inanmadım da neyse. Evet ev buldum müsait olduğunda sana da bir göstereyim.
—Tamam anne. İyi geceler.
Annem çıktıktan sonra yatağıma yattım ve örtüyü başıma kadar çektim. Çok geçmeden Kumsal geldi. Uyuduğumu düşündüğü için bir şey söylemeden o da yatağına yattı.

Çarşamba gününün sabahına canım kuzenimin harika sesiyle uyandım:
—Başaaaaakkh. Kalk kız geç kalıyoruz.
—Yaaa Kumsal bir sus. Gitmeyeceğim ben bugün.
—Ne demek gitmeyeceğim, dedi ve kolumdan çeke çeke beni banyoya götürdü.
— Hadi bakalım beş dakika içinde kapıda oluyorsun. Bekliyorum ona göre.
—Of Kumsal tamam.

KUMSAL

Okul kapısından girer girmez kendimi Barış'ın kolları arasında buldum.
—Günaydın sevgilim.
—Günaydınnn.
—Özlemişim...
—Ben de seni efendi çocuk.
Barış'la sarılırken Ayaz geldi yanımıza.
—Günaydın prenses, günaydın Barış.Daha iyisindir umarım.
—İyiyim iyiyim.
Sonra hızla uzaklaştı bizden. Gözlerime bile bakmadan. Barış'tan ayrılıp Ayaz'ın peşinden gittim.
—Ayaz beklesene beni. Noldu?
—Bir şey olmadı,ne olacak prenses?
—Hemen gittin yanımızdan.
—Hocalarla bir şey konuşacaktım.
Tabi ki inanmadım:
—Ayaz bana doğruyu söyle. Yalan söylediğini anlayabiliyorum.
—Prenses yok bir şey işte.
—Ayaz!
—Ya ben seni başkalarıyla görmeye alışık değilim, tamam mı? Birine benden daha yakın olman garip geliyor. Seni kimseyle paylaşamıyorum işte. Sizi de öyle görünce ne biliyim, abarttım galiba biraz.
—Ayaz kimse benim için senden daha değerli olamaz bunu unutma tamam mı?
Dedim ve kollarımı boynuna doladım.

BARIŞ

Kumsal Ayaz'ın yanına gittiğinde ben de Rüzgar'ı buldum ve ona Poyraz'la Başak arasında olanları anlattım. Rüzgar ve Poyraz'ın kardeş olmasına rağmen Rüzgar'ın Sinem ile ilgili pek bir şey bilmemesi beni şaşırtmıştı.

KUMSAL

Nihayet okul bitmişti. Eve geldim, kapıyı açar açmaz annem:
—Kızım akşam Neclalara yemeğe gideceğiz haberin olsun.
Necla teyze annemin üniversite arkadaşıydı. Çok samimi olmasalarda yılda bir görüşürlerdi. Bir kızı bir de oğlu vardı. Kızıyla tanışmıştık ama oğluyla bir türlü denk gelememiştik.
—Tamam anne gideriz, dedim ve odama çıkıp ödevlerle savaşmaya başladım.

BAŞAK

Okul çıkışı annemle ev bakmaya gittik. Annemin bulduğu ev geniş ve güzeldi ancak ben Kumsal'a o kadar alışmıştım ki taşınmak istemiyordum. Ne de olsa Kumsal benim kuzenimidi ve onunla her şeyimi paylaşıyordum.
—Nasıl kızım beğendin mi evi?
—Beğendim de bir süre daha mı kalsak Kumsallarda.
—Olmaz anneciğim. Kardeşim de olsa düzenlerini bozmak istemem.

KUMSAL

Zamanlamam gerçekten harika. Tam ödevleri bitirmiştim ki annem seslendi:
—Hadi kızım hazırlan da çıkalım yavaş yavaş.
Üstüme hemen siyah ince kazağımı ve kotumu giydim, ayağıma da botlarımı geçirdikten sonra evden çıktık. Yarım saat süren yolculuğun ardından gelmiştik.Kapıyı açan Necla teyze oldu:
—Hoşgeldin Haleciğim.
—Hoşbulduk Necla.
— Ooo Kumsal ne kadar büyümüşsün görüşmeyeli. Hadi gelin kapıda kalmayın içeri geçelim.
İçeri girip salondaki koltuklara oturduğumuzda Necla teyzenin kızı Işıl da geldi yanımıza. Abisi her zamanki gibi yoktu.
—Merhaba Işılcığım abin yine yok galiba.
—Yok bu sefer evde. Duştaydı birazdan çıkar.
Annemle Necla teyze eski günler hakkında sohbete başlamıştı ki paşamız elinde havluyla teşrif etti.
—Hoşgeldiniz. Kusura bakmayın duştay-
Yok artık. Şaka mı bu? Emir!?
—Dım.
Gözleri beni bulunca birkaç saniye orada öylece dikildi. O da beklemiyordu beni görmeyi herhalde. Daha önceden nasıl fark etmemiştik acaba.
—Merhaba Emir, dediğimde Necla teyze şaşkınlıkla:
—Çocuklar siz tanışıyorsunuz galiba.
—Evet Necla teyze Emir benim ilkokul arkadaşım.
—Hadi canım. Ciddi misiniz?
Maalesef...
—Evet
—Vay be.
Çok geçmeden sofraya oturduk ama ben hala şaşkınlık içindeydim. Yemekler gerçekten çok lezzetliydi. Her zamanki gibi annemler konuşuyor biz susuyorduk. Yemeğimiz bittiğinde Necla teyze:
—Hadi bakalım çocuklar isterseniz siz de odanıza çıkın da sohbet falan edin.
Emir önce annesine sonra bana baktı.
—Tamam anne.
Emir ayağa kalkınca bana da onu takip etmek düştü. Odası gerçekten çok büyüktü. Yeşilin tonlarıyla dekore edilmiş odasında pencerenin önünde duran koltuğa oturduk. Çantamı da yatağın üzerine bıraktım. Bir süre ikimiz de konuşmadık. E yaşananlardan sonra ne konuşacaktık ki?
—Eee Kumsal nasılsın görüşmeyeli?
—İyi işte nolsun. Sen nasılsın?
—İyiyim ben de.
Köşedeki masanın üzerindeki boya kalemleri dikkatimi çekti.
—Resim mi yapıyorsun sen? Diye şaşkınlıkla sordum. Emir'de hiç resim yapacak bir çocuk tipi yoktu çünkü.
—Evet, canım sıkıldığında çiziyorum bir şeyler. Yaşadığım ve sevdiğim şeyleri kağıda aktarmak iyi geliyor.
—Bakabilir miyim?
—Tabi.
Masanın yanına gittim ve defteri karıştırmaya başladım. Gerçekten yetenekliydi. Son sayfalardaki resimler gözüme takıldı. Resimdekiler bendim. Emir bana baktı ve gülümsedi.
—Beğendin mi?
—B-bunlar çok güzel, gerçekten.
Emirin bu gizli yeteneği beni baya şaşırtmıştı.
—Ne zamandır resim yapıyorsun?
— Beş yıldır.
Kapı açıldı ve Necla teyze elindeki meyve tabaklarını sehpanın üzerine bırakıp çıktı.

—Kumsal, sen benim için gerçekten çok değerlisin.
Ahh, işte yine başlıyoruz.
—Emir-
—Biliyorum olmaz diyeceksin. Haklısın da, sonuçta başkasını seviyorsun. Ama ben seni kaybetmek istemiyorum. En azından arkadaş olsak eski günlerdeki gibi vakit geçirsek birlikte. Olmaz mı?
—Emir, ben bilmiyorum. Yani son yaşadıklarımızdan sonra 'arkadaş' olalım demen pek samimi gelmiyor açıkçası.
—Kumsal, lütfen. Sensiz olmuyor.
—Emir.
—Kumsal nolur.
—Peki, görüşürüz bundan sonra o zaman.
Meyvelerin bitmesini fırsat bilip:
—Ben şu tabakları mutfağa götürüp geleyim, dedim.
Odasına döndüğümde tekrardan koltuğa oturdum. Telefonuma bir mesaj geldi.

Kimden: Barışşşşş😍
"Kumsalım neredesin? Eve geldim sahile ineriz diye ama yoktun"
Çok güzelll.
Nerdeyim? Emirin odasında. Yalan da söyleyemem ki.

Kime: Barışşşşş😍
"Annemin üniversite arkadaşının evine geldik de. Çocuğuyla oturuyorum ben de"

Kimden: Barışşşşş 😍
"Cinsiyet?"

Harika bir soru gerçekten.

Kime: Barışşşşş 😍
"Erkek😶"

Kimden: Barışşşşş 😍
"Çok güzel, adı neymiş?"

Şuan bunu yaşadığıma inanmıyorum. Emir'in odasında, Barış'ın kıskançlığıyla uğraşıyordum.

Kime: Barışşşşş 😍
"Emir desem😑"

Kimden: Barışşşşş 😍
"Eğer şu sarışın olan Emirse deme bence."

Kime: Barışşşşş 😍
"Galiba o."

Kimden: Barışşşşş😍
"Selam söyle. Eve gidince haber ver!"

Kime: Barışşşşş 😍
"❤️"

—Emir, Barış selam söylüyor.
Cevap yok.

Annem kapıyı açtı:
—Hadi bakalım Kumsal gidiyoruz.
—Görüşürüz Emir.
—Görüşürüz.

Eve geldik, çantamı boşaltıyordum ki iki kağıt gözüme takıldı. Kağıtlardan birinde Emir ile benim salıncak önünde diğerinde ise Barış'la deniz kenarındaki resmimiz vardı. Kağıtların sağ alt köşesinde Emir'in imzası vardı. Meyve tabaklarını mutfağa götürdüğüm sırada Emir çantama koymuş olmalıydı. Resimler gerçekten çok güzeldi, ama acaba bir ima aramalı mıydım?
Barış'a mesaj atmam gerektiğini hatırladım.

Kime: Barışşşşş 😍
"Eve geldik Barış, iyi geceler 🌙 "

Kimden: Barışşşşş 😍
"İyi gecelerr."

Umarız bu bölümü de beğenmişsinizdir ve severek okumuşsunuzdur😊😊

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Umarız bu bölümü de beğenmişsinizdir ve severek okumuşsunuzdur😊😊. Oy ve yorumlarınızı bekliyoruz❤.

Bir Bahar Akşamı #wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin