19) HER ŞEY DEĞİŞTİ

75 33 25
                                    

Bölüm Şarkısı: Kahraman Deniz-Böyle Sever
"Ben gencim ama ihtiyarım, sende bu öyküyü noktalarım."
"Gözyaşı dökmeden ağlarım. Kendim bile duymam bağırırım. Feryatlarıma yoldaş olmuş susmalarım. Bulamazsan anlarım, ben görünürken kaybolanım..."

3 YIL SONRA

KUMSAL

22 Şubat 2016... Hayatımın tümüyle değiştiği o gün... Ayaz'ın geçici de olsa sakat kalmasına sebep olan o tarih... Kazadan sonra hastanedeki ameliyathanenin önünde bekleyişimi, o anki duygularımı hayatım boyunca unutabileceğimi sanmıyorum. Hele de "omurilik felci" haberi verildiğinde... Bu felç Ayaz'ın bacaklarını kullanamamasına neden oldu. Tedavi süreci... Ayaz, hem psikolojik olarak şoku atlatmak için hem de bacaklarını eskisi gibi kullanabilmek için savaş verdi. Ve sonunda başardı. Ancak o günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Ben değiştim. Çevrem, okulum, yaşama düzenim, her şeyim ama her şeyim değişti... Ve şimdi üniversiteye başlamak için gün sayıyorum.

Barış ile görüşmediğim o 3 yıl boyunca ne mi yaptım? Deli gibi üniversite sınavına hazırlandım, çeşitli hobilere yöneldim, arkadaş çevremi genişlettim... Ama konu aşka geldiğinde... Ben hep kaybedecek taraf olacağımı biliyordum. Yine hayal kırıklığı yaşamak istemiyordum. Bu nedenle başka bir ilişki yaşamadım. Zaten Barış'ı unutamıyordum ki... Her ne kadar unutmak istesem de bu aptal kalbime söz geçiremiyordum. Ama bu ona olan sinirimi hiçbir zaman hafifletmedi. Evet, Barış benim ilk aşkımdı. İlk aşkım. Normal insanlar ilk aşklarını asla umutmamak için çabalar ve hep onların hafızalarında küçük ve tatlı bir anı olarak saklarlar değil mi? Ama benim için durum öyle değil. Benim ilk aşkım en iyi arkadaşımı, kardeşimi sakat bıraktı. Ve ben de, onu asla ama asla affetmeyeceğim... Ne olursa olsun...

Şimdi İstanbul'dayım. Üniversite için Başak ile ev tuttuk. O Marmara Üniversitesi'nde Hukuk Fakültesi'nin ilk yılını bitirdi. Ben ise İTÜ Mimarlık Fakültesini kazanmıştım ve yeni hayatıma başlamama tam 2 gün vardı. İki gün sonra üniversiteliydim.
Ayaz? Ayaz ise benimle aynı üniversitede Moleküler Biyoloji ve Genetik okuyacaktı. Zaten küçüklükten beri ilgisi vardı biyolojiye. O üniversitenin yurdunda kalıyordu. Ersin amca ev tutmasına izin vermemişti çünkü.

...

Yeni odamı düzenliyordum ki telefonuma boks antrenörümün değiştiğini bildiren bir mesaj geldi. Evet, söylemeyi unuttum. Barış ile ayrılığımızdan ve Ayaz'ın sakat kalmasından sonra Başak'ın yoğun ısrarı üzerine kafa dağıtmak için -Barış'ı unutmak için- boksa başladım. Antrenör değişikliğinden ne olabilir ki?

BAŞAK

-Kumsal kalk kız sofrayı hazırla.
-Geldiiim. Yemekte ne var.
-Mantı.
-Ufff. Başak sen var ya, mükemmelsin.
-E öyle olduğum söylenir.
Bu sırada Kumsal sofrayı kurmuş ve oturmuştu.
-Eee heyecan var mı bakalım? İki gün kaldı ya.
-Valla ne yalan söyleyeyim var.
-Merak etme her şey umduğun gibi olacak. Hem bak sana ne diyeceğim, belki hayatının aşkıyla tanışırsın ha?
Bunu söylememle Kumsal öksürmeye başladı.
-Başak ne diyorsun sen ya. Ben daha Barış'ı unutamadım.
- Haklısın kuzum da, üç yıl oldu. Bak artık üniversitelisin. Acaba diyorum artık kalbinin kilidini açsan mı?
- Hayır dedim diye hatırlıyorum. Konuyu kapatırsak sevinirim.
-Ay tamam canım. Sen de çok agresifsin. Hem belli mi olur belki de Barış ile karşılaşırsınız ha?
-Aynen Başak aynen. Kesin öyle bir şey olur.

Aslında Kumsal haklı. Poyraz'ı unutamamıştım ben de ama insan bir yerde vazgeçiyor. Ya da vazgeçmek zorunda hissediyor kendini. Gerçi benim aşk hayatım da öyle çok parlak değil. Sadece bir iki erkekle flört etmiştim o kadar.
Yemeğimizi yedikten sonra biraz televizyon izledik, sonra odalarımıza çekilip kitaplarımıza daldık.

Bir Bahar Akşamı #wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin