3) BAŞAK

178 67 8
                                    

KUMSAL

        Eve geldiğimde yaşadıklarıma hâlâ inanamıyordum. Hislerimde yanılmamıştım. Bugün gerçekten de çok güzel bir gün olmuştu. Bir yandan en sevdiğim ve yıllardır konserine gitmeyi hayal ettiğim Yalın'ı dinlemem, bir yandan da şarkı başladığı andan itibaren Barış ile gözlerimizin kenetlenmesi ve anlamsızca tebessüm etmemiz...

       Tüm bu düşüncelerden beni sıyıran tabii ki de klasik bir lise öğrencisi sorunu olan ödevler olmuştu. Manyak edebiyatçı yarına ödev vermişti ve canım hiç yapmak istemiyordu. Ve Ayaz'ı aramaya karar verdim. Telefon uzun süre çaldı tam kapatacakken Ayaz'ın mırıltısını duydum. Galiba uyuyordu.
— Noldu?
Oduna bak telefon böyle açılır mı hiç?
— Edebiyat ödevi desem anlar mısın,  dediğimde özgüven dolu bir sesle cevap verdi:
— Edebiyat bizim işimiz prenses. Yirmi dakikaya sizdeyim.
      Aldığım cevapla rahatladım çünkü edebiyatı hiç sevmezdim ve ikinci günden ilk azarımı işitmek istemiyordum. Annemle babam alışverişe gitmişti ve onların alışverişi saatler sürerdi.Çok geçmeden kapı çaldı. Ayaz elinde bir sürü kitapla kapımdaydı. Hayır anlamadım o kadar kitabı ne yapacaktık. Deli çocuk. Neyse...
      Ayazla odama çıktığımızda bana masum bir gülümsemeyle bakıyordu. Niye baktığını sorduğumda:
—Okulda yanakların niye öyle kızardı bakalım, sorusuyla karşı karşıya kaldım. Hadi bakalım Kumsal cevap ver verebilirsen.
— Neden olacak canım, sınıfı bulamadım dedim ya. Hem sen bilmiyor musun benim yanaklarımın her durumda kızardığını?
— Biliyorum da bu seferki farklıydı sanki. Neyse yakında öğreniriz, dedi ve göz kırptı.
— Sen yanaklarımı bırak da ödeve odaklan bakalım. Yoksa yetişmeyecek.
Yaklaşık bir saat süren bir işkencenin ardından ödevi bitirmiştik. Ayaz'a ne kadar teşekkür etsem azdı. Beş dakika boyunca birbirimizin ağzına fıstık attıktan sonra Ayaz'ın telefonu çaldı. Ersin amcanın sesini duyabiliyordum: "Ayaz ödeviniz bittiyse eve gel. Acıktım. Yemek yiyelim."
Ayaz babasını onayladıktan sonra bana "Görev çağırıyor, yarın görüşürüz prenses." dedi ve kapıya yöneldi. Yanağına bir öpücük bıraktım ve onu uğurladım.

BARIŞ

Allah seni bildiği gibi yapsın e mi Asiye Hoca. Böyle ödev mi olur ya? Yap yap bitmiyor. Zaten hiç sevmem edebiyatı. Kumsal ne yapıyordur acaba, nasıl yapmıştır ödevi? Onu arayıp aramamak arasında gidip geldim ve sonunda aramaya karar verdim. Telefon çaldı, çaldı ama açılmadı. Meşguldü belli ki. Bu ödevle mücadelede tek başımaydım. Allah yardımcım olsun.

KUMSAL

Ayaz gideli iki dakika olmuştu ki binde bir ihtimal gerçekleşti. Telefonum ve kapı aynı anda çalıyordu. Mantıklı bir karar vermem lazımdı. Eğer on saniyede kapıyı açarsam telefona yetişirim diye düşündüm😏.  Ve kapıya doğru koşarken adeta savaşçı bir karaktere bürünmüştüm. Kapıyı açtığımda annemleri beklerken karşımda teyzemi ve kuzenim Başak'ı gördüm. Gözlerime inanamıyordum.  Başak benden bir buçuk yaş büyüktü.Teyzem, amcamla dört yıl önce boşanmıştı ve o gün Ankara'ya taşınmışlardı. Şimdi ise İzmir'de, karşımdaydılar.
Ankara'da yaşanır mı be? Deniz yok orada. Neyse...
—Teyzeeee, Başaaaakk?! , diye bağırmamla bana sıkı sıkı sarılamları bir oldu. Ne kadar özlemişim onları. Sarılma faslı bittiğinde yanlarındaki çok sayıda valizi yeni fark etmiştim. Hayırdır inşallah. Onlara anlamsız bakışlar atarken annemler de alışverişten nihayet dönmüştü. Annem ve babam, teyzemi ve Başak'ı gördüklerine hiç şaşırmamış gibiydi. Geleceklerinden haberleri vardı da bana söylememişlerdi sanki. Evin içine girdiğimizde teyzem, annem ve babam mutfağa yöneldi. Biz de Başakla birbirimize bakıp odama doğru koşmaya başladık. Başakla çok iyi anlaşırdık. Beraber büyümüştük. Kardeşim yerine koyardım onu.
     Yukarı çıktığımızda Başak'ın yüzündeki ifadeden kötü bir şey olduğunu sezdim. Zaten ben sormadan o anlatmaya başladı:
—Kumsal o amcan olacak adam var ya. O bizi bir türlü rahat bırakmadı. Kiracıyla konuşmuş ve bizi evden çıkarttırdı. Artık nasıl bulduysa evimizi. Biz de aldık bavullarımızı İzmir'e geldik. Uygun bir ev bulana kadar sizde kalacağız.

Bir yandan üzülmüş bir yandan ise çok sevinmiştim.

—Ama sen merak etme, bizi önemsemeyen bir adamın yaptıkları için üzmeyeceğiz biz kendimizi.

Kendini üzme boşver falan diyecekken o vermişti cevabını. Helal olsun valla. Bu konuyu uzatmak istemedim. Belli etmese de üzülüyordu. Ben anlardım onu. Neşemizi yerine getirmek için bu hüzünlü havayı dağıtmam gerektiğini fark ettim.

—Valla bir yandan ne güzel oldu ya. İzmir'de bizimle olacaksınız, dedim ve yüzünde bir gülümseme oluşturduğumu fark ettim. Hatta keşke ev bulana kadar değil de hep bizimle kalsalar. Biz tam kız kıza dedikoduya başlayacakken mutfaktan annemin bizi yemeğe çağıran sesini duyunca dedikodu işini yemekten sonraya erteledik.

Teyzemle annem döktürmüştü yine. Yemekte konuşulan asıl konu ise Başak'ın okuluydu. Ben tabi ki de bizim okula gelmesini istiyordum. Bir üst sınıfta olsa da aynı okulda olmak güzel olurdu. Ama özel okul olması teyzemi biraz düşündürüyordu. Ne de olsa özel okul demek masraf demekti. Ama bizim okul yeni kayıt yaptıracak öğrenciler için kişiye özel bursluluk sınavı uyguluyordu, Teyzemi Başak'ın bu sınavda iyi bir sonuç alacağına ikna ettiğimizde yarın okula uğramaya karar verdiler.
Yemeğimizi bitirdiğimizde odama çıktık bir yandan Başak'a yatak hazırlarken bir yandan da konuşmaya başlamıştık bile
—Kumsal biz uçağı beklerken kahve almaya gittiğimde bir çocukla tanıştım, Çıkarmıştı ağzındaki baklayı. Devamını tahmin edebilsem de
— Eeee , dedim
—İşte biz bu çocukla bir süre bakıştık sonra yanına gittim merhaba falan dedim ama çocuğu bir görmen lazım anlatamam sana. Neyse ismimi falan sordu,tanıştık yani. İsmi Poyraz'mış. Normalde biliyorsun böyle yolda gördüğüm insanlarla tanışmak pek adetim değildi ama Poyraz da Poyraz'dı yani.
Şuna bak ya bizimki nasıl da anlatıyordu. Gözlerinde mutluluğu görebiliyordum. Bir yandan sarı saçlarıyla oynuyor bir yandan yastık kılıfını geçiriyordu. Hikayenin devamını merak ettiğimi belirten bir bakışla ona baktığımda hemen devam etti:
— İşte kahveyi aldım çocuğa görüşürüz dedim ve annemin yanına döndüm. O anda kafama bir şey dank etti. Bu çocuğun ne soyadını biliyordum ve telefon numarasını. Ben şansıma küsmüşken aklıma çok harika bir fikir geldi. Uçaktan indiğimizde valizleri beklerken valizlerin üzerindeki bütün isimlere bakacaktım. Öyle de yaptım annemin 'iyice delirdi bu kız' bakışları altında bütün uçağın valizleri önümden geçerken tüm Poyrazların soyadını not aldım.

Gerçekten iyice delirdi bu kız. Üç saniye nefes aldı ve duymaktan korktuğum o cümleyi söyledi:
—Şimdi de sosyal medyadan hepsine bakacağız.
Kırk beş dakika süren arayışımızın ardından bizim Poyraz'ı bulduk. Poyraz Yücesoy. Yücesoy...
Soyismi bana fazlasıyla tanıdık geliyordu üç saniye düşündükten sonra yeni sınıfımdan Rüzgar Yücesoy geldi aklıma. Barış'ın en yakın arkadaşı. Yok ya kardeş değildirler. Herhalde...

Ben bunları düşünürken bizimki Poyraz'ına istek atmıştı bile. Tam beş saniye sonra isteği kabul edilince Başak'ı aldı bir neşe, odanın ortasında dans etmeye başladı. Bir yandan beni çekiştiriyor, bir yandan deli deli kıvırtıyordu.

Yemekti,Poyrazdı derken saat iyice ilerlemişti. Başak çocukla mesajlaşırken benim uykum yavaştan gelmeye başlamıştı. Herkese iyi geceler diledikten sonra dişlerimi fırçalayıp yatağıma yattım. Kafamı yastığa koyduğumda bugün olanları düşünmeye başladım. Yalın'ı, Ayazla ödevimizi, teyzemin gelişini, Başak'ın Poyraz sancısını. Barış'ı.

Barış'ı.
Barış'ı....

Derken Allah'ın cezamı verdiğini hissettim. Ben kapıyı açmadan önce Barış beni aramıştı ve ben teyzemlerin gelişiyle komple unutmuştum. Acaba kızmış mıdır bana? Sonuçta bu beni ilk arayışıydı ve benim aklıma saatler sonra gelmişti. Bu düşünceler beynimi kemirirken göz kapaklarımın ağırlığına dayanamamaya başladım.

 Bu düşünceler beynimi kemirirken göz kapaklarımın ağırlığına dayanamamaya başladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Umarız beğenmişsinizdir. Oy ve yorumlarınıza çok ama çok ihtiyacımız var.Arkadaşlarınıza tavsiye edilmeyi bekliyoruz. Teşekkürler 😊

Bir Bahar Akşamı #wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin