10) SEVGİLİM

111 50 16
                                    

Bölüm şarkısı: Gülay Tek - Deniz
"Denizin ortasında kaldım. Nefessiz, sen de oradaydın. Çektin içine, gördüğüm ışıkları..."

KUMSAL

Dün yaşananlar...
Gerçekten de rüya gibiydi. Ben onu seviyordum, o da beni. Zaten daha ne isteyebilirdim ki...

BARIŞ

Kumsal... Seni seviyorum.
Çok seviyorum...
Hayatım boyunca bana senin gibi bakan olmadı. Senin gibi hayat dolu gülen biri ile birlikte olmak... Zaten daha ne isteyebilirdim ki...

KUMSAL

- Barış, bu anı gerçekten bozmak istemiyorum ancak-
- Yarın okul var ve erken kalkman gerekiyor. Haklısın hadi gel, kalkalım.
- Aynen öyle. Ama bir şey daha var. Ben kendimi pek iyi hissetmiyorum da. Ellerim titriyor, kalbim ağzımda resmen. Bence atışını sen bile duyuyorsundur şu an o derece. Aşktan galiba...
Ben niye heyecanlanınca bu kadar saçmalıyorum. Gitsem iyi olacak. Koşar adımlarla oradan uzaklaştım. Ancak bir şeyi unutmuştum. Geri dönüp yanağına bir öpücük kondurdum ve tekrardan eve doğru yola koyuldum.

BARIŞ

O gittikten sonra yüzümdeki tebessüm asla kaybolmayacakmışçasına duruyordu. O öpücük... O kadar saf, masum ve temiz duygularla doluydu ki... İşte tam da o an aramıza hiçbir engelin giremeyeceğine dair kendime söz verdim. Kumsal'ı hiçbir zaman bırakmayacaktım. Bundan sonra ben onundum, o da benim...

Bir müddet daha kendimi yıldızların parlaklığında kaybettikten sonra eve dönmeye karar verdim. Saat gerçekten epey geç olmuştu. Eve vardığımda zaten herkes çoktan uyumuştu. Babam dışında...
- Oğlum neredeydin sen bu kadar saattir?
- Vaaayy... Sonunda beni bir gün olsun merak etmeyi başarmışsın baba.
Babam... Pamir Günay... Yıllar boyunca her ne kadar herkes beni büyük bir aile sevgisi ve ilgisiyle büyüdüm sansa da aslında öyle değil. Annemin de babamın da çocukluğumdan beri benimle pek ilgilendiği söylenemez. Tabii okulda aileler ile yapılan aktivitelere, veli toplantılarına falan eksiksiz katıldılar, onda sıkıntı yok zaten. Ama ben bir çocuğa ilgi göstermenin bunlardan ibaret olduğunu düşünmüyorum. Anne ve baba dediğin, aile dediğin, seni yalnızca dışarıdayken insanların gözü önünde laftan sevmez. Seni her koşulda, karşılık beklemeden sever.

Babamı çok umursamadan yukarı, odama çıktım. Şu anda kötü şeyler düşünmek istemiyordum. Yalnızca Kumsal'ı düşünmek istiyordum.
Yalnızca Kumsal'ı...

KUMSAL

Barış... Ahh, Barış... Kalbim yerinden çıkacak gibi şu anda. Kendimi pek iyi hissetmiyorum. Aslında çok da iyi hissediyorum ama işte... Ufff, benim aklım böyle zamanlarda yerinde olmuyor ki... Mesela o son öpücüğe ne gerek vardı?! Yürek mi yedin Kumsal?! Acaba Barış deli mi bu kız diye mi düşünüyordur? Deliyim var mı? Deliyim. Ama onun delisi...

Ben yatakta bunları düşünüp salak salak sırıtırken Başak giriverdi odama.
- Kumsaall... Ne oldu kızım sana böyle?
- Ayy Başak... Neler oldu bir bilsen... Sana anlatacak çok şeyim var. Bak şimdi: Benim kafam dağılmıştı biraz dedim sahile ineyim. Sonra kulağıma bir gitar sesi geldi ama nasıl güzel bir ezgi... Sonra bir baktım. Aa! Şok! Barış'mış meğersem çalan.
- Ah deli kız. Yalnız bu bana ilk tanışmanızı anımsattı.
- Evet evet öyle olması lazım zaten. Ama bekle bu sefer onun dahası da var. Yine aynı şarkıyı çalıyordu. Benim de bir anda şarkı sözleri dökülüverdi ağzımdan. Yine dakikalarca gözlerimiz birbirine aşkla kenetlenmiş bir şekilde o çaldı, ben söyledim. Bak şimdi geldik asıl yere. Şarkı bittikten sonra dedim sen bana niye soğuk yapıyorsun. O da böyle böyle dedi, ben seni Emir ile gördüm, el ele tutuşuyordunuz falan filan... Dedim sen sonuna kadar dinlemedin herhalde. Ben o bana seni seviyorum dedikten hemen sonra ellerimi onunkilerden ayırdım dedim. Onu reddettiğimi söyledim.
- Ee, sonrasını anlattın mı peki?
- Anlattım tabii kızıımm. Bana nedenini sordu, seninle ilgili olup olmadığını sordu dedim. Ben de 'Barış'ı çok seviyorum' dediğimi söyledim.
Başak ile çığlık çığlığa yatağın üstünde zıplamaya başladık.
- Ee, o ne dedi?
- Kız meğersem o da beni seviyormuş ya. Dedi ki: Seni ilk gördüğümden beri kalbim seninle atıyor.
- Ooooo. Ben sana demiştim bu çocuk sana abayı yakmış diye.
- Sonra bir süre sarılarak yıldızları izledik. Öyle huzurlu ki kollarının arasında olmak... Anlatamam...
- Yaaa, yerim ben sizii...
- Dur dur daha bitmedi. Sonra ben zaman geç oldu dedim, gitmem lazım dedim. Kalktım, gittim. Ama sonra dönüp yanağına minik bir buse kondurdum, öyle gittim.
Yine yatağın üstünde heyecanla zıplamaya başladık. Derken telefonum çaldı. Barış arıyordu. Barış'ım arıyordu! Telefonu vakit kaybetmeden açtım.
- Alo.
- Alo. Tekrar merhaba Kumsal. Nasılsın görüşmeyeli?
- (Sırıttım, sadece sırıttım...)
- Alo, hat gitti galiba...
- Yok yok buradayım. (Saçmaladığımı fark ettim.) İyiyim. Sen nasılsın?
- Ben de iyiyim. Kendini pek iyi hissetmediğini söylemiştin ya, şimdi nasılsın diye merak ettim.
- (Allahım şu kibarlığa, şu tatlılığa bak...) Daha iyiyim.
- İyi olmana sevindim. O zaman iyi geceler sevgilim.
- (Sevgilim mi? Çıldırıyorum sevinçtennn...) İyi geceler sevgilim.
Telefonu kapattığımda kalbim gerçekten de yerinden çıkacak gibiydi. İnanamıyordum. Şimdi biz ciddi ciddi sevgiliydik değil mi? Ay vallahi de öyle...

BARIŞ

Sevgilim... Evet, gerçekten de sevgiliydik. Ve bugün okula ilk defa sevgili olarak gidecektik. Ben herkese şimdiden söylemeyi planlıyorum. Saklamanın pek bir anlamı yok bence. Hızlıca kahvaltımı yapıp evden çıktım. Okula giderken arabada yol boyunca Kumsal'ı düşündüm. Onun o güzel bakışlarını, sesini...

KUMSAL

Okula vardığımda ilk Ayaz'ı gördüm. Görür görmez de boynuna atladım ve kantinde ona dün başımdan geçen her şeyi anlattım.
- Vaaayy, prensese bak senn! Yani siz artık sevgilisiniz değil mi?
- Evettttt!!
- Seni biriyle paylaşmak zor olacak.
- Ayaz, deme öylee. Seni ne kadar çok sevdiğimi ve sana değer verdiğimi biliyorsun. Senin yerini tabii ki de kimse tutamaz. Sen benim kardeşimsin yaa, kardeşim!
Sarıldık, sarıldık... Barış'ın geldiğini ilk olarak Ayaz fark etti.
- Prenses, prensin geldi.
Oradaydı. Gerçekten de gelmişti. E başka ne yapacaktı ki zaten😆. Düşüncemin saçmalığının farkına varıp Barış'ın yanına doğru yürümeye başladım. O sırada Ayaz beni durdurdu ve: "Eğer bir gün olur da bu çocuk seni üzerse haberim olsun, tamam mı?".
Onu başımla onaylayıp Barış'ıma koştum.
- Günaydın sevgilim.
- Günaydın sevgilim.
Ne kadar güzel bir kelimeymiş bu 'sevgilim'. Şu an farkına varıyordum. Zaten Barış'la olan her şey çok güzel...

Tam sınıfa girecektik ki ben:
- Ayrı ayrı girsek daha iyi olur.
- Neden ki herkes eninde sonunda öğrenecek sevgili olduğumuzu.
- Evet, öğrencek sevgilim ama ben daha ailem ile konuşmadım da. Önce onlara söylemek istiyorum.
- Tamam canım, sen nasıl istersen...
Yanağıma bu sefer o kimse görmeden minik bir öpücük kondurudu ve sınıfa girdi. Ardından da aşk sarhoşu olarak ben...

Umarız bu bölümü de keyifle okumuşsunuzdur❤Oy ve yorumlarınızı bekliyoruz😊

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Umarız bu bölümü de keyifle okumuşsunuzdur❤
Oy ve yorumlarınızı bekliyoruz😊

Bir Bahar Akşamı #wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin