7) KAMP

112 60 18
                                    

Bölüm Şarkısı: Toygar Işıklı/Bırak Sende Kaybolayım
"Her sabah yanında uyansam, gözlerinde yakamoz olsam... Ömrümü ömrüne doladım, bırak sende kaybolayım..."

Değerli okurumuz yasargezeroglu na ayrıca teşekkür ederiz😜

KUMSAL

- Başak! Poyraz! Allahım nolur kimseye bir şey olmamış olsun.
Derken Poyraz, kucağında Başak ile geldi yanımıza. Başak acı içinde kıvranıyordu. Poyraz, bileğini burktuğunu söyledi. Ciddi bir şey oldu diye çok korkmuştum. Ama bir an Başak'ın canının çok tatlı olduğunu unuttuğumu fark ettim. Daha biz ilkokula giderken bir hafta sonu buluştuğumuzda parmağı kazara kesilmişti. O zaman bile feryadıyla yıkmıştı ortalığı. Korkmanın etkisiyle Barış'a sımsıkı sarıldığımı fark etmem biraz zaman aldı. Gerçi fark ettikten sonra da sarılmaya bir süre devam ettiğimi inkar edemeyeceğim.

BARIŞ

Biz bu aralar biraz fazla mı sarılıyorduk sanki? Hayır şikayetçi olduğumdan değil de içim bi hoş oluyordu kokusunu alınca...
Kumsal bana sarıldığını fark edince önce yüzümü dikkatle inceledi sonra bedenini benden ayırıp Başak'ın bileğine bakmaya gitti.

BAŞAK

Ah benim aşık kuzenim nasıl da sarılıvermişti Barış'ına.
Çadırlarımızı kurduktan sonra etrafa bakmaya gitmiştik ki önümdeki çukuru görmeyip ayağımı burkmuştum. Poyraz da beni kollarına alarak çadırımın yanına getirmişti. Ben bu çocuğa gerçekten vurulmuştum. İlk gördüğümde o kahverenginin en güzel tonundaki saçlarını, gülüşünü vurulmuştum ona...
Nasıl oldu anlayamadım ama ben galiba aşıktım.

BARIŞ

Kamp alanına geleli birkaç saat olmuştu. Başak ve Poyraz'ı yalnız bırakmak için(!) Kumsal'a yürüyüş yapmayı teklif etmiştim o da kabul etmişti.
Cesaretimi topladım:
-İyi ki tanıştık.

KUMSAL

Barış'la yürüyüş yapıyorduk ona artık bir şekilde hislerimi belli etmeliydim.
Cesaretimi topladım:
- İyi ki tanıştık.
Bir saniye, bir saniye. Ne?
İnanmıyorum aynı anda söylemiştik. Hatta ve hatta aynı anda 'iyi ki tanıştık' demiştik. Yok artık. Neyse kendini topla Kumsal, sakin kalmalısın.
Kafamı çevirdim ve yine gözlerinde buldum kendimi. Bu kez gözleri farklı bir gülümsüyordu sanki. Bu bakışlar karşısında sakin kalmak mümkün müydü? Bir yandan kendimi umutlandırmak istemiyordum. Sonuçta sıradan bir arkadaşına da bu cümleyi kurabilirdi diğer yandan kalbim sanki bunu inkar edercesine atıyordu. Hiçbir şey söylemesek de bakışlarımız her şeyi anlatıyordu.

BARIŞ

Anlamlı anlamlı bakışırken Poyraz'ın muhteşem sesini duyduk, sen bizi nasıl buldun ki. Hayır yani illa biri bu anı bozacak dimi. Bi salın artık bizi!
-Ateş yakacağız biraz dal falan bulun.
Lan sen kampçı değil misin, neden biz buluyoruz dalı?
-Direk seni yakalım kardeşim, odun niyetine. Nasıl fikir?
Kumsal yanımda gülmeye başlarken Poyraz sanki büyüyü bozduğunu yeni fark etmişti.
-Aaaa,ben sizi meşgul etmeyeyim o zaman. Çok geç kalmayın, dedi ve göz kırpıp yanımızdan ayrıldı.

KUMSAL

Poyraz keşke gelmeseydin ya...
Yaklaşık yarım saatlik bir yürüyüşün ardından çadırlarımızın yanına döndük. Bizimkiler ateşi yakmış, koyu bir sohbete dalmışlardı. Evde hazırladığımız sandviçleri çıkarıp yemeye başladık bir yandan da muhabbet ediyorduk.
-Eee nasıl gidiyor, diye sordu Barış Poyraz'a
-Valla kardeşim bizim güzel gidiyor, esas sizi sormalı, dedi ve yine göz kırptı. Yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum.Barış önce bana baktı sonra:
-Çok güzel, diye yanıtladı.

Bir Bahar Akşamı #wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin