5) AKŞAM YEMEĞİ

116 65 16
                                    

BARIŞ
Ayaz'la içilen çaylar, Ayaz'la yapılan ödevler, Ayaz'a alınan kurabiyeler....
Belli ki Kumsal için çok değerliydi...

Kumsal'la konuşmamız bittikten sonra okula doğru yürümeye başladık, onunla yürümek gerçekten çok keyifliydi...

Bize yabancı olmayan sessizlik aramıza girmişti yine. Bu durumu bozan Kumsal oldu:
—Barış,bak ne diyeceğim. Akşam Rüzgar ve Poyraz'ı al ve bize gel. Yemeği bizde yeriz. Böylelikle bizimkileri kaynaştırmış oluruz. Nasıl fikir?
Başak ve Poyraz bahanesiyle Kumsal'a biraz daha yakın olma düşüncesi sevincimi geri getirmişti.
—Güzel fikir ama Başak nasıl tepki verir acaba?
—Başlarda biraz kızar ama sonra dilinden düşüremez.
—Tamam o zaman akşam sizdeyiz, dedim. Onunla okul dışında birşeyler yapacak olmak beni heyecanlandırmıştı.

KUMSAL
Tamam güzel fikir ama atladığım küçük bir sorun vardı: annemler.
Okula geldiğimizde sınıftaki yerlerimizi aldık. İlk dört ders geçmişti. Çaysızlık başıma vurmuştu. Ayaz'ı çekiştire çekiştire kantine götürdüm. Kantinde oturmuş çaylarımızı içerken aklıma bir sorun daha geldi: yemek. Sonuçta çocukları yemeğe davet etmiştim, öyle pizza makarna falan olmazdı. Bu konuda Ayaz'ın bana yardım edebileceğini düşünerek:
—Ayaz akşam yemeğine ne yapayım, diye sordum. Şaşkın şaşkın bana bakarken ona hiçbir şey anlatmadığımı yeni fark etmiştim. Bütün gelişmeleri anlattıktan sonra:
—Tavuk şnitzel, pirinç pilavı, yeşil salata, dondurma.
Hızı karşısında şaşırmıştım. Benim yapabileceğim zorlukta ve ilk buluşmaya uygun yemekler saymıştı. Helal olsun. Kollarımı boynuna dolarken zil bizi sınıfa çağırıyordu.

BARIŞ
Yine Ayaz,
Yine sarılıyorlar...

KUMSAL
Eve giderken annem, teyzem ve babamı nasıl evden çıkaracağımı düşünüyordum. Telefonumun titreşmesiyle içime bir umut doldu.
Kimden:Anneem
"Güzel kızım akşam babanın konferansa gitmesi gerketi, biz de teyzenle önce ev bakacağız sonra kıyafet alışverişine gideceğiz. Bu akşam Başaklasın. Geç gelirsek merak etmeyin. Kapıyı kimseye açmayın."
Hayattaki tüm şansımı az önce kullanmıştım. Geriye kaldı Başak'la konuşmak.
Eve girdiğimde Başak'a annem, babam ve teyzemin evde olmayacağını söyledikten sonra Poyraz'ı söylemeye karar verdim. Tahmin ettiğim gibi ilk duyduğunda kızmıştı ama sonra içini bir heyecan kaplamıştı.
Hemen markete gittik yemek için gerekli malzemelerin aldıktan sonra müziğimizi açtık ve mutfaktaki maceramıza başladık. Ben doğradığımız tavukları un, yumurta ve galeta unu üçlüsüne bulayıp yağın içinde kızartırken Başak salata ve pilavı halletmişti. Masayı da hazırladık mı bu iş tamamdı.
Çok geçmeden telefonum çaldı. Arayan Barış'tı. Doğal olarak evin yerini soruyordu ona konum attıktan sonra odama girdim ve üstümü değiştim. Üstüme mavi uzun bir kazak altıma ise taytımı giymiştim.
Beklenen an. Kapı çalmıştı. Başak'ın heyecanı görülmeye değerdi. Barış ve Poyraz'ı içeri aldıktan sonra Rüzgar'ın gelmediğini fark ettim. "Rüzgar nerede?" diye sorduğumda cevap Poyraz'dan geldi: "O nedense gelmek istemedi." Bir yandan tebessüm ediyor bir yandan ise Başak'ı süzüyordu. Onu gördüğüne sevinmişti,belli oluyordu.
Misafirlerimizi masaya davet ettikten sonra yemeğe başladık. Valla biz yaptık diye söylemiyorum yemekler efsane olmuştu. Kimsenin sesi çıkmayınca:
—Oldu o zaman Barış ve bana müsade, siz tanışmanıza bakın, diyip göz kırptım. Başak'ın 'ne yapıyorsun kızım ya biz böyle mi konuştuk senle' bakışları altında evden çıktık. Ne yapayım Başakcığım her şey senin için. Bir gün bana teşekkür edeceksin.

Evden çıkmıştık çıkmasına da biz ne yapacaktık şimdi?

BARIŞ
Ayaklarımız bizi sahile götürüyordu. Bu an belki de bizim için bir fırsattı. İlk karşılaştığımız yere geldiğimizde kumun üstüne oturduk. Ah, ne güzel bir gündü o....
Kumsal'ın kararlı sesiyle sessizlik bozulmuş oldu:
—Seni tanımak istiyorum.
Ben de seni tanımak istiyorum,her şeyden çok...
—Ben de, dememle birlikte birbirimize sırayla sorular sormaya başladık. Sıra yedinci kez bana geldiğinde tam zamanı diye düşündüm:
—Ayaz senin için ne kadar önemli?
—Ayaz, benim için gerçekten çok değerli. Altı yaşında bulduk biz birbirimizi o günden beri de çok yakınız.Birimiz düşse diğerimiz kaldırmak için hep oradaydı. Birimiz ağlasa teselli için, sevinse sevincini katlamak için...Ayaz benim için o kadar önemli ki, o olmasa ne yapardım bilmiyorum. O hayatımı tamamlıyor. Çok seviyorum onu.

Duraksadı, kalbimin içinde sanki bir cam parçası varmış da kalbim attıkça batıyor, acıtıyor gibiydi.

—Ne zaman ihtiyacım olsa yanımda. Bütün zorlukları beraber aştık.Birbirimiz hiç yalnız bırakmadık biz, bırakmayacağız da.Kendimi öyle yakın hissediyorum ki ona. O benim ailemden biri gibi.Kardeşim...
Tam artık kalkıp gidecekken son cümleyle yüreğimdeki cam parçası kayboldu gitti.

KUMSAL
Kardeşim dediğimde yüz ifadesinde gözle görülür bir değişiklik oldu. Sanki tüm umudunu kaybetmişken bir anda her şey düzelmiş gibi. Sanki Ayaz'ı kardeşim olarak görmem onu rahatlatmış gibi,
Sanki beni seviyor gibi....
Bir anda yine o büyüye kapıldık. Gözlerimiz kenetlenmişti birbirine. Ona biraz yaklaşmamla kolunu omzuma attı. Bilmiyorum belki ona göre arkadaşça bir sarılmaydı, ama benim için çok değerliydi.

Kollarının arasındaydım, burası o kadar güzel bir yermiş ki...
Huzur veriyor insana,güvende hissettiriyor kolları.
Saatlerce kalabilirdim bu şekilde...

Denize karşı oturuyorduk tıpkı o gün gibi. Ama bu seferki biraz farklıydı,sanki bugün ikimizde anlamıştık birbirimize ihtiyacımız olduğunu....

BARIŞ
Kolunu omzuna atmamla harika kokusunu duydum. Ona daha önce bu kadar yakın durmadığım için fark etmemişim, o kadar güzel kokuyor ki....

KUMSAL
Maalesef eve gitmemiz gerekiyordu. Annemler her an gelebilirdi. Barış'la eve yürürken yüzümde gülümseme,içimde ise tarif edilemez bir mutluluk vardı.
İçeri girdiğimizde bizimkiler sohbet ediyordu. Daha da önemlisi ikisinin de yüzü gülüyordu. Poyraz ve Barış gittikten sonra Başak'la birbirimize baktık ve kahkahalara boğulduk. Anlaşılan o da benim gibi,mutluydu. Evi toparladıktan sonra odama girdim. Perdemi araladım ve Barış'la konuştuğumuz yere baktım. Az önce öyle güzel şeyler yaşamıştık ki... Asla unutmayacağım bu günü.
Anahtar sesini duyduğumda annem ve teyzemin geldiğini anladım. Kapıya yöneldim. Ellerinde taşıyamayacakları kadar poşetle bana bakıyorlardı. Mağazayı alsaydınız keşke. Yardım etmem gerektiğini anlayınca birkaç poşeti de ben aldım ve annemin odasına bıraktım. Annemin "Neler yaptınız?" Sorusuna "Önce kendimize (!) yemek yaptık sonra da bir film izledik. Önemli bir şey yok yani." diye cevap verdim heee Kumsal yok.

Annemlerle biraz oturduktan sonra uyumaya karar verdim.

Annemlerle biraz oturduktan sonra uyumaya karar verdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Merhaba. Umarız okurken keyif almışsınızdır. Oy yorum ve takibi unutmayın. Sonraki bölümde görüşmek üzere.

Bir Bahar Akşamı #wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin