not together

1K 62 18
                                    

bataklık.
çamurlu su.
hani şu batınca sizi içine çeken türden.
Lalisa bu bataklığa batmış,şarap kokuları ile harmanlanmış çamur ile kendinden geçmişti.
Ama o sırada gelip onu çekmişlerdi.
Tüm zevki ellerinden kayıp giderken o sadece gitmemek için direniyordu.

Kapıya atılan tekme o kadar güçlüydü ki bu gücün içindeki öfkenin temsili olduğunu düşünürsek öfkesinin şiddeti çok fazlaydı. Yere düşen kapının altında kalan Lalisa kafasını şiddetli bir şekilde yere çarparken elindeki üzüm biblosu yere düşmüş ve kırılmıştı. Chaeyoung onu kucağına almış ve çok özlediği kokusunu,suratını,detaylarını içine çekmişti. Saçları hala yumuşacıktı,yaşadığı şeyler yansımamıştı dış görünüşüne. Merdivenlerden inerken son basamağa gelen Chaeyoung yerdeki kan gölüne buz kadar soğuk gözlerle bakmış,ve yoluna devam etmişti.

Tanıdık evdeki tanıdık koku onu içine aldı. Uyanmıştı. Uyanmak istemediği lanet kabusundan uyanmıştı ve çok kızgındı,çok öfkeliydi ve aklı tıkır tıkır çalışmaya başlamıştı. Nasıl çıkabileceğinin planlarını kafasına kurmaya başlamıştı kapıdan girerken.Onun Jennie'ye ihtiyacı vardı. Siktiğimin alkolü onda bağımlılık yapmıştı ve şimdi ondan ayrı kaldığı her saniye ruhuna hakaretti.Ruhuna işkence ediyordu. Onsuzluk şu zamana kadar yediği en büyük tokattı. Etkisinden asla çıkamayacağı bir tokat.

Lalisa Leo'yu kucağına alıp odasına çıktı. Kapısını kilitledi. Aklı almıyordu. Neden onu geri alıyordu
ki,belli bariz ki Lalisa onunla olmak istemiyordu. Ailesinin bu durumlardan hiç haberinin olmaması onu tedirgin edecek bir durum değildi. Annesi zaten Chaeyoung'a ısınamadığından sürekli boşanmasını falan söylüyordu aile sıkıntı değildi. Lalisa bu durumdan ilk önce jennie'yi sonra kendini kurtarmalıydı.

Açık camı olan oda ona hala küçük geliyordu. Kocaman evde ona verilen oda minicikti. Duvarlar ruhuna doğru koşar adımlar ile geliyordu sanki. Saate baktı. Yaklaşık iki saattir odasındaydı ve üç gündür yemek yemiyordu. Vücudu çok bitkin düşmüştü. Solar'ı aradı ve ona yiyecek bir şeyler getirmesinin mümkün olup olmayacağını sordu. Dakikalar sonra odasına evi derleyip toplayan,acılarına ortak olan iki hizmetli-ki onlara böyle denmesinden nefret ederdi- kapısından içeri girmiş ve arkalarından kapıyı kilitlemişti. Whein elindeki kocaman kağıdı halının üstüne sererken solar elindeki tabağı masanın üstüne bırakmıştı. Lisa ne olduğunu bilmiyordu,yere çömelip onların yaptığı gibi oturdu. Whein anlatmaya başladı;
"Burası senin odan. Karşısı da Chaeyoung'un çalışma odası zaten bildiğin üzere. Yarın Chaeyoung banyoya girecek. Her pazar yaptığı gibi. Her girdiğinde 10 şarkılık çalma listesini oynatıyor. Bu da 50 dakika demek."
Gözlerimi bir an bile whein'den ayırmadan anlattıklarını dinlemeye devam ettiğimi gösteren bir mimik yapmıştım.
"Kim Jennie'nin yanına gitmen için 50 dakika demek bu Lalisa.Anladın mı? Anladığım kadarıyla orası pek uzak değil ama gidişi zahmetli bir yol,sanırım bir dağ evi? işte bu arada devreye Hwasa ve moonbyul giryor."
Kaşlarımı çattığımda açıklar biçimde araya girdi Solar
"Hwasa ve Moonbyul bizim yakın arkadaşlarımız. Senin dağ evine dönmende sana yardımcı olacaklar."
Kafam karışmıştı. Kızlar bunu ne zaman öğrenmişlerdi,bunları ne zaman düşünmüşlerdi?
"B-Ben ne diyeceğimi bilemiyorum çok teşekkür ederim size asla bunu ödeyemem."
"Aslındaa~" dedi Solar tebessüm ederek
"Siz zaten bize bunu çoktan ödediniz Lalisa. Chae bizi aşağılarken bize destek çıkmanız,bize insan gibi üstüne üstlük en iyi arkadaşmışız gibi davrandınız.Sizin bize olan karşılıksız sevginiz bunun  için çoktan ödenmiş bir bedeldir."

Odada kimse kalmamıştı. Boş tabak ve Leo hariç. Yalnızlığa alışıktı Lalisa. Fakat şarabın o sarhoş edici güzellikteki tadını aldıktan sonra aromasız bırakmak istemiyordu vücudunu. Aromasız kalmak istemiyordu vücudu. Jennie Kim onun uzun yıllar renksiz geçen hayatına öyle yoğun bir renk vermişti ki,bu renk Lalisa'nın bembeyaz hayatına bir ton olarak konmuş,tüm beyazlıklara bulaşmıştı lekeler.
Jennie lekeleri ile güzeldi. Ve lalisa bu lekelere bulanmayı çok seviyordu. O sırada gördüğü
şey ile şaşkınlığı ve heyecanı birbirine
karışırken ellerinin titremesini durdurmaya çalışarak klavyeyi bulmuştu elleri.

Kim Jennie
lalisa
lalisa iyi misin
ben özür dilerim seni güvende tutacaktım fakat
onu durduramadık lalisa

Lalisa Manoban
Jennie
bunları zaten biliyorum.
bana sadece iyi olduğunu bilmek
bile o kadar güzel hissettirdi ki
seni özledim jennie
hislerimizi
özledim

Kim Jennie
lisa
bunları biliyorum.
çünkü aynı düşünceleri paylaşıyoruz güzelim.

Lalisa Manoban
Jennie ben geleceğim
yarın geleceğim
evimize
orada ol
tek ihtiyacım sensin
görüldü


Her şeye sahip olabiliyorsan neden beni istiyorsun ki jennie kim?
O gece jennie kim ve Lalisa manoban beraber uyumadı.
Çıplak tenleri birbirini bulmadı ve elleri kenetlenmedi birbirine.
Ayrılardı o gece. Ve ikisi de o şarkıyı açmış bir ihtimal kalplerini bir araya getirme umudu ile
mırıldanıyorlardı şarkıyı.

In the muddy water .

we falling.






Merhaba
Bu iki bölümde de adı geçen şarkının adı;
LP-Muddy Waters bu arada belki dinlemek isteyeniniz olur ki tavsiyemdir dinleyin.

Yorumlarınızı bekliyorum ^3^
Görüşürüz.

dionysos//jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin