with wine

1.3K 82 37
                                        


dreambab 'a itifahen.

Ellerini birbirinden ayırmayan iki kişiydik şimdi.
Elleri ellerimde,gözleri gözlerimdeydi.
Şarap dudakları ise heyecan ile bir gülüyor bir de daha çok gülüyordu. Hayranlık dolu bakışlarım onun varlığının inanılmazlığını kavramakta zorlanıyorlardı.
Kocaman bir yatağın olduğu odaya girdiğimde gülümsemem büyümüş,bu kadar ferah bir odanın eski evimdeki odamdan ne kadar farklı olduğunu ve ne kadar bana uygun olduğunu düşünüyordum. O sırada valizler gelmiş ve ben hala olanların imkansızlığına inanan beynime kanıtlamaya çalışırcasına etrafımdaki odaya bakıyordum. Odanın iki tarafında enlemesine büyük camlar vardı hava bulutsuzdu ve odaya gelen doğrudan ışık görüş alanımın azalmasına neden olan göz kapaklarım ile sınırlanmıştı. Jennie Kim ise valizini açmış ve dolaba yerleştiriyordu. Onu hayranlıkla izleyen arkadaşa dönüp "Valizindeki eşyaları çıkartıp dolaba koymalısın. Burası yeni evimiz." Kalbim çıkacak gibi atıyordu. Düşüncelerim yeni açan yasemin çiçekleri kokuları gibi taze ve şaşırtıcıydı. Dionysos'a baktıkça gülümsemem büyüyor ve şu an bu rezilliğe engel olamıyordum. Sadece ona bakıp salak gibi sırıtıyordum ve anlamsızca o da bana bakıp gülmüş sonra işine geri dönmüştü. Ben de valizimi açmış ve, bir dakika bu valiz de neyin nesiydi? Kıyafetlerimi kim bunun içine koymuştu. Hepsi evdeydi. Sorgular bakışlarımı Dionysos'a çevirdim. "Jennie bunları nereden buldun?" Jennie kıyafetlerini yerleştirmeye devam ederken gözlerini kıyafetlerden ayırmayıp katlamaya devam etmişti. "Aslında..kıyafetlerinin aynılarını alacaktım fakat daha sonra..." duraksaması ile kafamı beni görmesi için gereken açıya getirmiş ve gözlerimi gözlerine dikmem ile bana bakmıştı. Yutkundu. "kokunun kaldığı kıyafetlerinin alınması fikri daha mantıklı gözüktü."

Evin içinde zıplayan adımlar ile yürüyen ben. Ve arkamdan sadece kıkırdayan Kim Jennie ile bu evi çoktan sevmiştim. Ayrıca istediğim gibi dans edebiliyor ve Jennie bu danslarımı çok sevdiğini söylemiş üstüne bana eşlik bile etmişti! Çok mutluydum. Evin içinde istediğim her şarkı çalıyor ve ben zıplaya zıplaya geziyordum. Arkamda da Kim Jennie vardı. Kapının çalması ile ikimiz de birbirimize bakmış ve sonra Jennie kapıyı açmıştı. Aman tanrım karşımda öyle şirin bir tablo vardı ki!

İki tane erkek arkadaş olduğunu düşündüğüm-ki umarım öyledir- bizim yaşımızda genç kapımızın önündeydi. Biri diğerinden daha kısaydı. Pembe saçları ile o kadar tatlıydı ki! Diğeri ise siyah saçları ile,Ares'e benziyordu. Kısa olan ise hiç tereddütsüz güzellik tanrıçası Afrodit'ti. Pembe saçlı bize elindeki kurabiyeleri uzatırken suratında sevimli bir tebessüm ile "Komşularımıza hoşgeldiniz hediyesi~" demişti. Tebessümüne karşılık vererek elindeki tabağı aldığımda Jennie aynen beklediğim tepkiyi vermiş,"Daha taşınalı iki saat oldu ne kadar da hızlısınız öyle.." demişti. Pembe saçlı lafını tamamlayarak "Min Jimin" demişti. Siyah saçlı
olan ise ilk defa konuşup "Başka nelerde hızlı bir bilsen.." demiş ve yediği dirsek ile susmuştu. Kıkırdamama engel olamamış ve ben de kendimi tanıtmıştım. "Ben Lalisa Manoban." Bu da "Kim Jennie" Park Jimin kafasını onaylar biçimde
sallayarak "Yoongi" demişti. "Bu da yoongi." Evimizin önünden ayrılırken o kadar sevimli duruyorlardı ki gerçekten dayanamayıp fotoğraflarını
çekmiştim. Jennie bu haraketlerimi pür dikkat
izlemişti. Öğrenmeye çalışan çocuk merakı ile heyecanla çektiğim fotoğraflara kıkırdayarak bakmamı izlediğini fark edince telefonumu elime aldığımı fark etmiştim. Ve mesajlar kısmı. Çok fazlaydı. Bir anda hepsinin Chaeyoung'dan olduğunu görünce kafamı telefondan ayırmamış ve koltuğa oturmuştum. Tüylerim çekilmişti. Okuduklarım ile beynim durmuştu. Gözlerim dolmuştu.

Chae❤️
siktiğimin evine geliyor musun manoban?
Pişman olacaksın
00.12

Chae❤️
Manoban? Hala o sikik ruh hastası ile berabersin değil mi?
Telefonlarına baksana!
10.15

dionysos//jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin