come and talk

359 40 14
                                    


Jennie hata yapmıştı. Tahmin yeteneğini kullanarak elediği olasılıklar aç bir kurt misali peşinden gelip onu bulmuş ve diğer olasılıkları çökertmişti. Kötü ihtimalleri çöpe atıp iyileri duvara asan Jennie sadece duvardaki resimlere odaklandığından asıl gerçekleri unutmuş yaşadığı hayal aleminden bir türlü çıkmak istememişti. Ama çöp kutusu açılmıştı ve tablolar sallanarak yere düşmeye başlamıştı. İyi günler gitmişti.

Dionysos beyninde savaş tanrısı ve aynı zamanda diğer tanrıların sonunu getiren Ares'i yok etmişti.

Ama Ares hala hayattaydı.

Lalisa evin içinde gerginlikle dolaşırken attığı adımların parkede çıkarttığı sese odaklanırsa sakinleşebileceğini düşünerek beynini kulağına vermişti. Leo'nun yere çarpan tırnak sesleri ona eşlik ederken bu an hiç bitmesin,Jennie eve hiç gelmesin istemişti. Telefondaki sesinden kötü bir şey olduğunu anlamıştı ve bunun kendisi ile ilgili olduğunu anlaması da zor olmamıştı.

"Lalisa seninle bir şey konuşmam gerek. Bizim hakkımızda."

Lalisa aniden böyle bir arama almayı tabii ki de beklemiyordu. O sadece evde klasik bir gün geçiriyor,yoga matının üzerinde izlediği videodaki kadını taklit ediyordu. Kadının sesi hala kulaklarındaydı. Jennie o sözleri söyledikten sonra sanki kulağı duyacağı başka herhangi bir şeyi reddedercesine tıkanmıştı. Kulaklarını ovuşturup evin içinde dolaşmaya devam etti.

Vücudu titriyor bu sıcak havada kendini çok üşümüş hissediyordu. Sanki içten içe donuyor gibiydi. Sanki kalbi donuyor,beyni duruyor düşünmeyi bırakıyordu.

Uzun zaman sonra salondaki saate baktı.

17.45

Jennie'nin onu aramasının ardından sadece beş dakika mı geçmişti!? Ona öyle uzun bir zamanmış gibi gelmişti ki artık camdan bakıp siyah arabayı görmeyi beklemeye başlamıştı. Kafasını camdan çekip tekrar koridorda yürümeye başladığında titreyen bedenine bir şeyler geçirmesi gerektiğini düşünüp üst kata çıktı.

Bu evde bir sürü anısı vardı. Kırılan kapı ona değer veren sevgilisinin,ruh eşinin çaresiz halde bile farklı stratejiler geliştirerek ona yardım etmeye çalışmasını hatırlatıyordu. Jennie Kim gerçekten Lalisa'yı her anında korumaya çalışmıştı.

Ve birazdan yaşanacakların da bu doğrultuda gerçekleştiğini Lalisa'ya anlatmak hiç kolay olmayacaktı.Lalisa anlamak istemeyecekti çünkü yaşanacaklar onun aleyhine olacak düşüncesine kapılmıştı. Jennie ise bunu ona açıklayamayacaktı ve yardım alacaktı.

Lalisa anlamak istemeyecekti. Hatta birbirine zıt aynı beynin içindeki duygular aynı salondaki düşüncelerin birbirine zıt olması gibi kavga içersinde olduğundan krize girecek fakat yine de aklı almayacaktı.

Jennie eve adımını attığında Lalisa gözlerini diktiği tablodan gözlerini çekti. Tabloda Dionysos ve Afrodit yan yana üzüm sarkımlarının arasında öpüşüyorlardı.

Oysa ki Dionysos eşcinsel bir tanrıydı.

Jennie tabloyu aldığı zaman Lalisa'ya cevabını vermişti bu sorunun.

"Sen benim ezberlerimi bozdun sevgilim. Aynı Dionysos 'un belki Afrodit'i görürse yönelimini değiştirebileceği olasılığı kadar ciddi bozdun benim ezberlerimi."


Jennie'nin ayakkabısından çıkan sesler kesilince ayakları sıcacık halı ile buluştu. Lalisa ona bakmıyordu. Bakarsa biliyordu,dayanamazdı. Söyleyeceklerinin özetini okumaya korkuyordu şimdi gözlerinden. İlk defa ona bakmaya korkmuştu.

Jennie sıcak havadan dolayı terlemiş ellerini Lalisa'nın buz kesen ellerine koydu. Titreyen beden Jennie'nin gerçekten yanında olmasının farkındalığını yaşamıştı. Titremesi artarken vücudu sıcak ellerin onun buz gibi ellerine dokunması ile ısınmıştı.

Jennie diğer elini de Lalisa'nın buz gibi ellerine koydu. Isıtmak ister gibi elleri arasına hapsetti ellerini.

Jennie şu an bu konuşmayı yapmak istemiyordu. Nefret ediyordu hatta. Ama zorundaydı. Sevdiğinin güvenliği için zorundaydı. Evet biliyordu. Lalisa ona çok kızacak,bağıracak belki de ağlamaktan kendini harap edecekti. Belki yalvaracaktı. Ama Jennie bunlara kulak asmayacak ve Lalisa'nın asla nedenini anlayamadığı çünkü anlaması için gereken mantığın duygularının arkasına saklandığı gerçeğini görmezden gelerek onu ikna edecekti.

Jennie ince bedeni kendine çevirirken gözlerini bir an olsun gözlerinden ayırmamıştı.

"Lalisa beni dinle."

Lalisa elleri ile kulaklarını kapatırken Jennie'nin suratına tokat gibi çarpan sözleri Lalisa'nın ağlamama çabasını tetiklemiş ve dudaklarını birbirine bastırma ihtiyacı duymasını sağlamıştı.

Jennie için bu yaşananlar asla kolay değildi. Sevgilisini bu duruma düşürdüğü için kendine lanetler okuyordu ama yapmak zorundaydı. Sevdiği bedeni kaybetmekten ise kırmayı yeğlerdi.

"Lalisa gitmen gerek."

Lalisa anında kulaklarının yanındaki ellerini çekmiş ve dizlerine yerleştirmişti. Şortun açık bıraktığı dizlerine küçük çizikler bırakıyordu bilinçsizce.
Beyni durmuş gibiydi.Kendini hiç iyi hissetmiyordu. Bunları duymak istemiyordu. Gerçek olduklarına inanmak istemiyordu. Duyma bozukluğu olsun da bu söylenenleri yanlış algılama olasılığı yükselsin diye dua bile ediyordu. Ama hayır. Her şey gayet gerçekti. Jennie'nin ciddi ifadesi bunu destekliyordu ve Lalisa her sustuğu saniye ruhunun zindanında kendi ile savaş veriyor. Şarap tanrıçası,üzüm bağlarını kesiyordu.

"Lalisa bu senin güvenliğin için. Güvenliğin için evine gitmen gerek."

Lalisa titrek nefesleri arasından cevap vermişti.

"Evimdeyim ya Jennie. Ne saçmalıyorsun öyle!"

Jennie'nin kalbine hançerler saplanmıştı. Lalisa burayı evi benimsemişti ve şimdi ondan buradan ayrılmasını istiyordu. Şahsına hakaret etmek gibiydi yaptığı. Kendinden tekrar ve tekrar nefret etti.



"Lalisa,Chaeyoung'un evine dönmen gerek."



merhabalar
yeni bölümü yakında yayınlarım
chaelisa;

merhabalaryeni bölümü yakında yayınlarım chaelisa;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

görüşürüz!

dionysos//jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin