fever

357 34 38
                                    

Lalisa ateşten kızarmış suratı ve alevler içindeki bedeni ile oturma odasında uzanıyordu.

Jennie bir saniye için bile yerinde durmuyor,sürekli alnına koyduğu bezi soğuk su ile yıkayıp tekrar sevgilisinin kısa saçlarının sakladığı alnına koyuyordu.

Kıpkırmızı dudakları aralık uzanıyordu kanepede Lalisa.Evde onun çalma listesi çalarken Jennie kendini ağlamamak için çok zor tutuyordu.

Sevgilisinin bu halde olmasına katlanamıyordu. Ve Lalisa ne kadar kısık sesi ile itiraz etmeye çalışsa da suçlunun kendisi olduğunun farkındaydı.

Birkaç gün önce güneşin batmasına yakın denize gitmişler ve kitap okumuşlardı. Güneşin batması ile soğuklaşan hava Lalisa'nın incecik tişörtünden içeri
işlemiş ve vücudunu ele geçirmişti.

Dün gece Jennie fark etmişti ateşinin olduğunu. Kolları arasındaki bedenin normalde olduğundan daha sıcak olması onu endişelendirmiş ve onu uyandırmak zorunda kalmıştı.

Şimdi ise dizlerinin üstünde koltukta yatan bedenin hemen yanındaydı. Lalisa yanında kalmasını istese de sıcacık olan vücudu koyulan bezleri anında ısıttığından Jennie'nin sürekli tetikte beklemesi gerekiyordu.

Lalisa ince sesi ise yalvarır gibi konuştu.

"Jennie g-gerçekten çok.." ciğerleri çıkarcasına öksürmüştü.

"çok üşüdüm.K-klimayı kapatmamakta ısrarcıysan en azından benimle uzanır mısın?"

Jennie bu teklifi reddetmek istese de yapmadı. Belki bu iyileşmesi için faydalı değildi ama şu an Lalisa bunu istiyorsa Jennie yapacaktı.

O da çok istiyordu sevgilisinin sıcacık bedenini kolları arasında tutmayı. O da çok istiyordu yanında olmayı.

Sevgilisi onun için yer açarken usulca sokuldu yanına. Sadece iç çamaşırları ile olan bedeninin sıcaklığı yanına yattığı ilk dakika hissettirdi kendini.

Elleri mahzen edindiği ince beli kavrarken başını sıcak bedenin boynuna gömmüş,ateş ile harmanlanan kokusunda tekrar sarhoş olmuştu.

Vücudun savunma mekanizmasının harakete geçmesi ile kendi kokusu kendi hücreleri tarafından destekleniyordu sanki. Dokunsa bile incinecekmiş gibi duran hassas beden ani bir haraketle sımsıkı sarıldı ona.

Jennie hissettiği bu sıcaklık ile mayışmış odanın hafif hasta-vari kokusu ile sakinleşmişti.

Anadan doğma olan çoğu şey insana içgüdüsel olarak huzur verir. Anne karnında hiçbir şeyden habersiz sessizce uyuduğumuz o günlere geri döneriz. Huzurun en tatlı ve gerçek olanı budur. Doğuştan gelen ve herkeste var olan.

Odanın soğuk havası sıcak bedene pek etki etmese de ona etmişti ve üşümüştü. Üstüne kalın bir şeyler geçirmek istese de üşüyen sevgilisinin yanında bunu yapmak istemedi. Onunla birlikte üşürdü.

Onunla birlikte uyur,onunla birlikte kalkardı. Onda huzuru bulurdu. Fikirlerinde yıkanır yeniden doğardı.

Lalisa'nın verdiği her nefes Jennie'nin soğuk bedenine çarpıp duruyordu. Soğuk beden sıcak vücut ve sıcak nefesler ile dakikalar içinde ısınmıştı bile.

Lalisa'nın ağzındaki maskeyi indirdi ve sevgilisinin yanağına sulu bir öpücük bıraktı.

Hasta olduğunu anladığı ilk an maskesini takarak "Sana bulaşmasını istemeyiz." demişti.

Bu durumda bile pozitifti. Ama çok yorulmuştu sıcak pençelerle savaşmaktan. Uykunun emin ellerine kendini teslim ederken sevgilisi sessizce yanından kalktı.

Klimanın derecesini düşürdü. Oda dakikalar içinde daha soğuk hale gelirken Jennie alnındaki bezi soğuk suda yıkadı tekrar.

Saçlarını geriye itti ve bezi koydu sıcak alnına. Duman çıkacakmış gibi duruyordu. Çok sıcaktı vücudu. Endişeleniyordu çünkü soğumak bilmiyordu.

Saatler boyunca çabalamış onu soğuk bir duşa bile sokmuştu. Ama hayır. Lalisa'nın sıcaklığı bir türlü azalmamıştı.

Sevgilisinin ince parmaklarını geçirdi kendi parmaklarına. Boylu boyunca uyuduğu koltuğun yanında diz çökmüş elini tutuyordu.

Afroditi'ye diz çöküyordu. Olmayan şey değildi aslında. Herkes onu görünce dizlerini kırıyordu güzelliği karşısında.

Ama Dionysos bu sefer güzelliği karşısında diz çökmedi. Zaten yerde olan sevgilisini kaldırmak için diz çöktü. Biri yerdeyken diğeri ayakta olamazdı tabii.

Sıcak elleri elleri arasından eriyip gitti sanki. Güzel besleniyordu ve kilo da almıştı. Ama hasta olduğu için yediği her şeyi saniyeler içinde geri çıkartıyordu.

Jennie'nin gözlerinden süzülen yaş ellerine düştü. Kenetli ellere bir damla düştü. Çaresizliğin ve pişmanlığın tek bir vücut olduğu bu küçük damla ellerini boylu boyuna gezdi ve düştü.

Jennie saat sabah beşe yaklaşırken elleri sevgilisinin ellerinde dua etti.

Uzun zaman sonra dua etti. İlahiler dolaştı günahların kol gezdiği bedende. Daha sonra çaresiz sessiz çığlıklar.

"Tanrım,ne olur daha fazla acı çekmesin."








Mer ha baaaa
nasılsınıııız bakalım.
özlüyorum sizleri!

yorumlarınız değerli!!çook öpüyorum sizi💓💓görüşürüüüz!💓💓

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

yorumlarınız değerli!!
çook öpüyorum sizi💓💓
görüşürüüüz!💓💓

dionysos//jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin