broken chalice

346 30 14
                                    

Mutluluk ve mutsuzluk birbirine o kadar yakın kavramlardı ki. Aralarında belirsizlikler döngüsünden örülmüş ince bir ip olurdu sadece.

Lalisa,Jennie'siz geçirdiği zamanları 'mutsuz' olarak tanımlayamazdı. Mutluydu. Ama Jennie olmadan mutlu olduğu için kendini suçluyor ve bu şekilde cehennemden geri dönüş bildirgesini başlatmış oluyordu.

Şarabı olmadan sarhoş olamazdı,ve olmamıştı zaten. Sadece bundan öylesine korkmuştu ki aklı ona ilüzyonlar oynayıp onu şaşırtmıştı.

Jisoo'nun yanında geçirdiği zamanlar her zaman anlatılan kadar neşeli ve eğelenceli değildi. Lalisa'nın beyazına ilk gri Chae'nin evine gittiğinde bulaşmıştı.

Gri rengi kabul etmeyip ondan nefret ederken Jennie ona griyi sevdirimiş ve en sevdiği şey haline getirmişti. Ama o yokken yine griden nefret eden Lalisa oluyordu.

Jennie onun gücüydü. Onun hazzı onun zevkiydi. Hayatına yeni renkler katan bir fırçaydı.

Ama palet Lalisa'nın elindeydi.

Jisoo kaç kez Lalisa'yı sakinleştirmek için LP dinletmişti hatırlamıyordu bile. Sadece o şarkıda uysallaşıyor yavaşça fırlattığı nesnelerin arasından yatağına gidip ağlamaya başlıyordu.

Ona Jennie'yi hatırlatan her şeyde böyle oluyordu. Savunması iniyor,güçlü çelik zırhların ardından kırmızıya boyanmış bir kız çocuğu çıkıyordu.

Şarap kırmızısına.

Makyaj yapmadığından oldukça güzel olan suratını  yastıklara gömüp hıçkırıklarını saklamaya çalışsa da bazen gizlemeye çalıştığı bu küçük tınılar karşı apartmandan bile duyulabilecek büyük feryatlara dönerdi.

Yanakları kızarır ve kirpikleri titrerdi ağladıktan sonra.

Ama genelinde mutluydu ve bunun yine sebebi Jennie'nin varlığının bile onu mutlu edebilmesiydi.

Şimdi ise özlemini çektiği ruh eşinin kucağında en huzurlu uykusunu çekiyordu.

Çelimsiz bedeni bu belirsizlikten öylesine bitkin düşmüştü ki bulduğu her yerde uyuyabilecek haldeydi. Jennie'nin ne zaman döneceğini tahmin bile edememesi onu bu dipsiz uçuruma daha da yaklaştırıyor ve attığı her adım ile beraber bedeni
biraz daha yorgunlaşıyordu.

Ama şimdi uçurum yok olmuş,belirsizlik sona ermiş ve hayat Lalisa için eski formuna dönmüştü.

Jennie ise hayrandı sevgilisine.

Sabrına,şevkatine,neşesine her bir detayına hayrandı. Uzun zaman gördüğü şeylerden dolayı hassaslaşmış bünyesi hala yeni doğmuş bir bebek gibi sağlıklıydı.

Lalisa ise bunu onaylardı her haraketi ile.

"Senin düşüncelerin ve hayat anlayışınla tekrar doğdum. Senin düşüncelerinden doğdum ben. Aynı Afrodit'in Zeus'un beyninden evrilmesi gibi sevgilim.
Senden evrildim ben."

Gürültülü şehir hayatından çıkmış ve evlerine giden yola girmişlerdi bile. Uzun zamandır kabuslardan dolayı uyuyamayan Lalisa kabuslarının baş karakterinin kucağında huzurlu uykusundaydı.

Ardı ardına dizilmiş ağaçlar ile süslü uzun yola serin bir hava hakimdi. Esen rüzgarlar sizi üşütecek derece değildi ama bunaltmazdı da. İçi huzurla dolu olan çifti taşıyan araba sanki bundan onur duyarmış gibi asilce uzun yolda süzülüyordu.

dionysos//jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin