dream

317 29 18
                                    

Lalisa kafasındaki düşünceleri dağıtmak için dans etmeyi çocukluğundan beri alışkanlık haline getirmişti.

Onu sıkan ve üzen düşünceleri el ve ayak figürleri ile uzağa savar,onları kendinden uzağa iterdi. Çocukluğundan beri alışkanlık edindiği bu mutluluk getiren dansları şu zamanlarda sıkça tekrarlamasının sebebi de kafasındaki özlem getiren düşüncelerdi.

Özlemek insanın ana duygularından biriydi ve her duygu gibi o da gerekliydi. Fakat özlediğin insana kavuşamamanın verdiği mutsuzluk onu dipsiz bir özlem çukuruna daha atıyor ve bu döngü bu şekilde devam ediyordu.

Lalisa ise bu döngüyü kabullenmek yerine kafasının ücra köşelerine atıp bundan kaçmayı tercih ediyordu.

Lalisa sorunları ile yüzleşmeyi ve onları kökten çözmeyi seven bir kızdı. Bu şekilde daha sonra aklına gelmiyorlar,ve üzülmek zorunda kalmıyordu.

Fakat bu sorunu ile yüzleşmeye öyle korkuyordu ki,ondan kaçıyordu. Jennie'yi düşünmekten onu hatırlamaktan ne zaman döneceğinden neden böyle yaptığını düşünmeye korkuyordu.

Çünkü bunlar cevabını alamayacağı sorulardı. Cevapsızlığın eminsiz denizinde yüzen bir kaç sorundan biriydi bunlar da.

Lalisa ise boğulmayı seçmişti denizde.

Bir olmuştu denizle,deniz olmuştu.

Ama sonra sıyrılmıştı sorunların mekik dokuduğu sudan,su damlaları teker teker düştü vücudundan.

Ama hala içinde bir yerlerde vardı denizin engin hakimiyeti.


Ayaklarını sertçe yere vururken ellerini de aynı tempoyla havaya sallayan Lalisa bir an için koptuğu odaya duyduğu ses ile tekrar geri dönmüştü.

"Lalisa! "

Aynadan arkasında alnında kahküllerini süsleyen terleri yeni yeni kurumaya başlamış olan Jisoo'ya baktı. Endişeli bakışları Lalisa ile buluştuğunda Lalisa mahçup olmuş gibi başını öne eğdi.

"Sana dört kere seslendim. Dalmış olmalısın!" Jisoo gülerek cümleyi sonlandırdığında Lalisa'da muhtaç olduğu sevinç aurasına kavuşmanın mutluluğu ile kıkırdadı.

"Evet daldım sanırım."

"Papaz sende."

Jennie elindeki desteyi masaya sererken oyuncu bir biçimde sırıtmış ve karşısında sinirden ellerini masaya vuran şişman adama tiksinç bakışlar atmaya başlamıştı.

Bu bakışlar adamı daha çok çığırdan çıkarıp ayağa kalkmasına sebep olsa da Yoongi attığı bir adım ile
oyun boyunca arkasında beklediği kızın yanına geliyor ve adamın tekrar yerine oturmasına sebep oluyordu.

İnce parmakları arasında gezen kartları masaya bırakıp ayağa kalktığında adamın büyük cüssesi karşısında çok da zayıf durmayan kızların biraz tombul ellerinden tutmuştu.

Bu hissiyatı asla unutamazdı. Buna bağımlıydı Jennie. İnsanları kurtarma,kaderlerini kurtarma,onlara özgürlük verme.

Ama bu bağımlılığı için en büyük bağımlılığından vaz geçmek ne kadar mantıklı bir karardı onun için?

Kızların yüzlerindeki buruk tebessüm kelepçelerin çıkması ile artmış ve Jennie'nin sürekli gülen suratı onları cesaretlendirmişti.

dionysos//jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin