Keyifli Okumalar
İnsan unutur, insan alışır, insan yeri geldiğinde kaybeder yeri geldiğinde kazanır. İnsanı insan yapan bütün doğruları ve aynı zamanda bütün yanlışlarıdır.
Bugün deli gibi bizi üzen şeyleri yarın sadece bir durgunluk ifadesi ya da gülümsemeyle hatırlıyoruz. Ya da ilk duyduğumuzda acıdan bize diz çöktüren haberlere karşı zaman dik durmamızı sağlıyor. Zaman hem ilaç hem zehir insana... Geride zamandan çok nefes bırakırız. İnsan zamanıyla değil aldığı nefes sayısı kadar vardır bu hayatta. Gün gelir, son nefesini alırsın. Ve her şey senin için biter. O zaman hiçbir üzüldüğün şeyin anlamı kalmaz.
Yaşadığın her şey hayırlısı öyle olduğu içindir. Nefes aldığına şükret ve başına gelen sıkıntılara katlan. Sana nefesini veren de aynı kişi acıyı veren de...
Genç kız elindeki renkli yapışkanlardan birini sayfanın yanına yapıştırıp okumasına devam etmeden önündeki meyve suyundan bir yudum aldı. Kitabın etkisi altına girmiş, dışarıdaki seslere kendini kapatmıştı adeta.
"Sevda abla, bizim üç liramız var. Hangi dondurmalar bir lira?" Mahallenin çocuklarından birisi içeri girdiğinde Sevda gözlerini kitaptan bile ayırmadı.
"İstediğinizi alın. Size şuan hepsi aynı fiyat."
Küçük çocuk, bu durumdan çok mutlu olarak elindeki bozuk paraları masanın üzerine bırakıp arkadaşlarıyla birlikte dondurmaların yanına koştu. Fiyatını düşünmeden istedikleri dondurmaları seçtiler. Mahalledeki herkes çok iyi biliyordu ki Sevda bir kitap okuduğunda bir de dizi izlediğinde dünyadan adeta kendini soyutlardı.
Sevda, çocukları çoktan unutmuş bütün dikkatiyle kitabını okumaya devam ediyordu. Bu nasıl kitaptı ki? Her satırını çizse her sayfasına işaret koysa ancak rahatlardı. Bazı kitaplar vardır, hemen okunmak için değildir. Okunsa da diğer kitaplar gibi raflarda unutulmaz , sık sık sayfalarını açıp içinden sevdiğin kısımları okursun. Seni rahatlatır. Sana kimsenin veremediği nasihatı adeta kulağına fısıldar gibi seninle konuşur. İşte Sevda'nın kulağı mahallesinin o cıvıl cıvıl sesine sağır olmuş kitabın fısıltısına dikkat kesilmişti.
İnsan bencildir; hayatında ses ister, sevgi ister... Bırak yalnızlık en güzeline, Allah'a mahsus kalsın.
Sevda son satırın altını çizdikten sonra yeni bölüme geçmeden kitap aralığını koyup kitabı usulca kapattı. Kitabı masanın üzerine koymak yerine bir süre farkında olmadan elinde tuttu. Kendi de bencildi her insan gibi. Hayatında birinin sesini istiyordu, öyle bir ses olsun ki geceleri şarkılarla değil de onun sesiyle uykuya dalsın. Hayatında sevgi istiyordu, öyle bir sevgi olsun ki dualarına ortak etsin sevgisini.
Yüzü farkında olmadan asılmıştı ki küçücük bakkala kıvırcık saçlı bir kız şen sesiyle girdi.
"Sevda kuşum, ne yapıyorsun? Bu yüzünün hali ne? Yine hangi olmayacak şeyi hayal ediyorsun?" Sevda, işittiği sözler üzerine elindeki kitabı masanın üzerine bırakarak bezgin bakışlarını arkadaşının üzerine dikti.
"Senin benim hayallerimi desteklemen gerekmiyor mu?"
"Kuşum, senin hayalindeki eş daha dünya üzerinde değil."
"Nereden biliyorsun? Belki çok yakınlarımda, sadece nefeslerimizin ortak olacağı zamanı bekliyor."
"Ah, sevda kuşum! Sen çok fazla kitap okuyorsun. Zaten normal değildin dizi ve kitaplar anormallik dereceni arttırdı."
"Nergis, sen çok normalsin zaten. Benim anormalliğim sorun oldu." Nergis, işittiği sözler üzerine gözlerini kısarak kısa bir an düşündü ve arkadaşına hak verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahallemin Polisi
General FictionBenim hikayemde kötü kraliçe, saf kral, masum kız, beyaz atlı prens gibi ilgi çekici karakterler yok. Bu benim, sıradan mahallemde aşkı bulma hikâyem... Benim ufak dünyamı büyüten güzel kalpli bir adamı size kendi gözlerimle göstermeye çalışacağım...